Laik-bilimsel eğitimin yerini tarikatlar ve cemaatler alıyor: Bu karanlığa teslim olmayız!

İktidarın göz yumup desteklediği, hatta ödüllendirdiği tarikatlar gençleri ve çocukları yaşamdan koparıyor. Şanlıurfa’da 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak’ın, ailesinin zoruyla gönderildiği, Menzil cemaati bağlantılı olduğu iddia edilen kaçak kursun yakınındaki ahırda asılı bulunması bunun son halkası oldu. İlahiyatçılar tarikatlara karşı uyardı. Prof. Maraş, “Türkiye, bu yolla selefileştiriliyor. Çocukları onların eline teslim etmek ihanettir” dedi. Prof. Filiz, “Bize din olarak İslam, rejim olarak Cumhuriyet ve çağdaşlaşma yolu olarak Atatürk Devrimleri yeter” ifadelerini kullandı.

Laik-bilimsel eğitimin yerini tarikatlar ve cemaatler alıyor: Bu karanlığa teslim olmayız!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.06.2023 - 03:00

12 yaşındaki Abdulbaki Dakak’ın cansız bedeninin, Şanlıurfa Ceylanpınar’da, kaçak Kuran kursunun yakınında bulunmasıyla tarikat ve cemaatler ile iktidarın bu yapılara desteği yeniden gündeme geldi. Tekke ve zaviyeler, 1925’te çıkarılan 677 sayılı yasa ile kapatıldı. Öğretim Birliği Yasası ile ulusal, parasız, laik ve kamusal eğitim adımı atıldı. Ancak AKP iktidarının desteğiyle birlikte tarikat ve cemaatler, dernek ve vakıf adı altında yeniden örgütlendi. Doğu illerinde çok sayıda medrese açıldı. Bu yapılar başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretleri ve verdiği ödüllerle cesaretlendirildi.

(Erdoğan seçimlerden önce İsmailağa cemaatini ziyaret etti. Şeyh Hasan Kılıç ile el ele poz verdi.)

MADALYA BİLE VERİLDİ

İsmailağa, Menzil ve Nurcular seçimlerden önce iktidara destek açıklaması yaptı. Erdoğan, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesine katıldı, ardından İsmailağa’nın yeni lideri Hasan Kılıç’ı seçimden bir gün önce ziyaret etti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da seçimden önce Nurcuları ziyaret ederek, Atatürk’e deccal diyen Said Nursi’nin kitabının Diyanet tarafından basıldığını duyurdu. Menzil’le ilişkisi bilinen Beşir Derneği’ne ise Erdoğan tarafından seçimden önce “Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası” verildi. 

"TÜRKİYE SELEFİLEŞTİRİLİYOR"

İlahiyatçı Prof. Dr. İbrahim Maraş bu duruma tepki gösterdi. Maraş, “Türkiye nasıl dışarıdan kıskaca alınmaya çalışılıyorsa, içeriden de miadını yüzlerce yıl önce doldurmuş, medreseli zihniyetin kuşatması altına alınmaya çalışılıyor” dedi.

(İbrahim Maraş)

Maraş sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye, merdivenaltı medreseler yoluyla selefileştiriliyor. Türkiye’de ciddi bir ilahiyat yüksek eğitimi var. Bütün okullarda seçmeli dersler ve zorunlu dersler var. Din eğitiminin yapılacağı yerler buralar. Ülkeyi yönetenlerin, ileride kendilerinin de toplumun bütünün de başına bela olabilecek bu sözde alternatif din eğitimine dur demesi gerekli. Çocuklar devletin okullarında okumak istiyor. Eğitimden anlamayan saçma sapan ellere onları teslim etmek ihanettir.”

"DİN İLE ALDATIYORLAR"

İlahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz ise tarikat ve cemaatlerin uzantıları olan medreselerde kamuoyuna yansımayan ölüm, işkence ve baskıların olabileceğine işaret etti. Bu yapıların sadece yasadışı değil, aynı zamanda ahlak ve insanlık dışı olduğunu vurguladı. Filiz, “Mevcut iktidar, tarikat ve cemaatlerin bu yasadışı faaliyetlerine her türlü desteği veriyor. ‘Paralel İslam’ ve ‘paralel eğitim’ kurulmasının yolunu açıyor. Yasal kurumlara karşı yasal ve ahlaki olmayan ‘paralel kurumlar’ın teşkili, ‘paralel devlet’ yapılanmasına karşı göğsünü siper etmiş Türk ulusunun FETÖ ile mücadelesine karşı da en hafif deyimle saygısızlıktır” dedi. 

(Şahin Filiz)

İslamın, yasa ve ahlak dışı yapılanmalardan kaynaklı şüpheli ölüm, taciz ve tecavüzler ile hukukun üstünlüğü ve laikliğin çiğnenmesi ile anılmasına neden olunduğunu söyleyen Filiz, “‘Paralel din’ ve ‘paralel eğitim’ girişimleri, Türk ulusu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, laik ve sosyal hukuk devleti birikiminin karşısında yok olup gidecek; orta çağ karanlığında layık olduğu yere geri dönecektir. Çocuklarımızın sahteci din ile aldatılarak tarikat-cemaat ve medrese karanlığına savrulmasına izin vermeyeceğiz. Bize din olarak İslam, rejim olarak cumhuriyet ve çağdaşlaşma yolu olarak Atatürk ilke ve devrimleri yeter” ifadelerini kullandı. 

(Abdulbaki Dakak)

NE İLK NE DE SON

12 yaşındaki Abdulbaki Dakak’ın yaşamını yitirmesi kuran kurslarının ilk gündeme gelişi değil. Özellikle 2010’dan sonra çok sayıda cemaat ve tarikat, cinsel istismar skandalı ile gündeme geldi. Çok sayıda çocuk da bu yapılarda yaşamını yitirdi. 

  • 2016’da Adana Aladağ’da, Süleymancılara ait kaçak yurtta çıkan yangında 11’i çocuk 12 kişi yaşamını yitirdi. 2021’de, Antalya’daki Antalya İlim ve Kültür Derneği’nin (ALİMDER) kaçak yurdunda öğrenci Mehmet Sami Tuğrul, yurtta aşçı olarak çalışan kişi tarafından katledildi.

  • 2021’de, Erzurum Palandöken’deki yatılı Kuran kursunda, 7 çocuğun cinsel istismara uğradığı, 4 çocuğun ise işkence gördüğü ortaya çıktı.

  • 2022’de, 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Enes Kara, Elazığ’da kalmaya zorlandığı bir cemaat evinde yaşamına son verdi. Öncesinde video yayımladığı ortaya çıkan Kara,“Beni burada kalmaya zorladılar” dedi.

  • İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G’yi, henüz 6 yaşında imam nikâhıyla evlendirmesiyle başlayan cinsel istismar skandalı da kamuoyunda infial yarattı.

İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon