Kurucumuz Yunus Nadi'den Ahmet Taner Kışlalı'ya Cumhuriyet yolunda 29 Ekim seçkisi...

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 99. yılına girdiğimiz bugün, laikliğe, hukukun üstünlüğüne, ilericiliğe ve demokrasiye her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz.

Kurucumuz Yunus Nadi'den Ahmet Taner Kışlalı'ya Cumhuriyet yolunda 29 Ekim seçkisi...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.10.2022 - 00:30

Karşıdevrimin sürekli baltalamaya çalıştığı Kemalist Cumhuriyet, dün de bugün de ona sadık yurttaşları yetiştirmeye ve yüzünü aydınlığa dönmeye devam ediyor... Gerici kuşatma altında olan ülkemizin, kurucu değerlerine sarıldığı bugün, bu yolda hep yolbaşçı olan gazetemizin yazarlarından yaptığımız seçkiyle bayramımızı kutluyoruz...

CUMHURİYETE BORÇLUYUZ

(...) Zaferlerin en parlaklarıyla bitirdiğimiz Kurtuluş ve İstiklal Savaşımızın engin ve rengin sayfalarını bu rejime borçlu olduğumuz gibi Türk ulusuna uygar dünya milletleri arasında benzeri az bulunan bir yer veren devrim başarılarımızı da gene ona borçluyuz. (...) Türk dehasının en muciz eseri olan Cumhuriyeti tarif etmek için onun yazgısını bizzat kendi eline almış olan Türk ulusunun gerçek kimliğiyle ancak ifade olunabileceğini söylemeliyiz. Bu gerçek kimlik de ulusal birliğin bütün dünya zorluklarına karşı koyabilecek sonsuz kudretinde özetlenebilir.

İşte eşsiz büyük dünya buhranının her tarafta birer yanardağ gibi tutuşup akan olaylar arasında sürüklenip giderken aziz rejimimizin on dokuzuncu yıldönümüne kavuşunca biz bütün Türkler bu türlü duygular ve düşüncelerle haklı bir huzur ve rahatlığa kavuşmuş oluyor ve en çetin yaşam şartları üstüne yükselerek karşımızda yenilmeyecek hiçbir zorluk bulunmadığı kanaatiyle yolumuza devam ediyoruz.

YUNUS NADİ

29 EKİM 1942 

KAÇINILMAZ ÖDEV

Tarihin her çağında fikir ve inançlarını cesaretle savunmasını bilen insanlar görülmüştür. Uygarlığın gelişmesi, ulusların ilerlemesi böylelikle mümkün olabilmiştir. Cesur aydınların devamlı gayreti olmasaydı, insanı öteki yaratıklardan ayırt eden şahsiyet teşekkül edemez, toplumlar da sürü düzeninden kurtulup hürriyet düzenine yaklaşamazlardı. (...) Bugün Cumhuriyet dediğimiz zaman, her şeyden önce, vatandaşın düşünce ve kanaatlerini cesaretle değil, fakat korkusuzca ifade edebileceği bir rejimi kastediyoruz. (...) Gerek birey, gerek toplum olarak göz önüne getirebileceğimiz en tehlikeli baskı da şüphesiz vicdanları ezmeyi hedef tutan irtica baskısıdır. (...) Türkiyemizi fikir ve kanaatlerin korkusuzca ifade edilebildiği hür bir ülke haline bir an önce ulaştırmak bugün işbaşında bulunan kuşağın kaçınılmaz ödevidir.

Bu ödevi ihmal edersek yarınki kuşaklar onu başaramaz mı? Başarmasına elbette başarır. Fakat ara yerde vakit kaybederiz. Gittikçe hızı artan uygarlık yarışında biraz daha geri kalırız. Bize ve çocuklarımıza yazık olur.

NADİR NADİ

29 EKİM 1956

AYDINLIK BAYRAMI

Cumhuriyetin 69’uncu yıldönümü bugün törenlerle kutlanıyor, şenlikli bir gün... (...) 1923’te temeli atılan Cumhuriyet, bugün kimi çevrelerde “tu kaka” oldu...

Hangi çevrelerde? Kürtçüler... Şeriatçılar... Enteller...

Ellerinden gelse, Cumhuriyeti kuranları mezardan çıkarıp sanık sandalyesine oturtacaklar, “işledikleri suçlar” dan ötürü hepsini cezalandıracaklar.                                                           

*

(...)1923 Devrimi, emperyalizmle dişe diş göze göz bir Kurtuluş Savaşı’nın sonucudur. (...)

Laiklik sürecinden geçmeden hiçbir toplumda demokrasi kurulamaz. (...) Kadını ikinci sınıf insan ya da köle sayan şeriatın demokrasiyle bağdaşması olanaksızdır.

*

Her yıl içinde yaşadığımız koşullara göre yeni bir Cumhuriyet Bayramı’nı algılıyoruz. (...)

Cumhuriyetin ilk yıllarında, coşku, duygu, heyecan ağır basıyordu; artık akıldır bize egemen olan, tarihsel bilincin aydınlığıdır Cumhuriyeti teraziye vuran...

Sevgili Atatürk’ün anısı önünde eğilerek diyoruz ki Cumhuriyet Bayramı hepimize kutlu olsun!..

İLHAN SELÇUK

29 EKİM 1992

TAM BAĞIMSIZLIK... 

Ulusal Kurtuluş Savaşımız “tam bağımsızlık” inancından kaynaklanır. Atatürk, bu “tam bağımsızlık” kavram ve inancını, “siyasette, maliyede, iktisatta, adalette, askerlikte ve kültürde” bağımsızlık olarak tanımlamaktadır. (...) Atatürk, yeni Türk devletinin amacını işte böyle tanımlamaktadır Tam bağımsızlık ve kayıtsız koşulsuz ulusal egemenlik... Cumhuriyetimizin ideolojik çerçevesi, siyasal yapısı ve özü işte bu ilkelerde saklıdır. (...) Atatürk’ün “tam bağımsızlık” inancıyla yoğrulmuş, kan ve ateş pahasına kazanılmış Kurtuluş Savaşı’nı unutursak, Cumhuriyeti, onu oluşturan siyasal ve ideolojik yapıyı unutmuş Cumhuriyete ve Atatürk’e yabancılaşmış oluruz. “Tam bağımsızlık” ve “ulusal egemenlik” Cumhuriyetimizin temelindeki harclardır, “laiklik” Cumhuriyetin bir başka vazgeçilmez niteliğidir. (...) Önümüzdeki yıllarda, Kurtuluş Savaşımızın antiemperyalist inanç ve ruhundan kaynaklanacak siyasette ve ideolojide “tam bağımsızlık” ilkesini baş tacı yapan ilerici ve devrimci siyasal düşünceler güç ve yaygınlık kazanırsa, işte o zaman “Hoş gelişler ola/Mustafa Kemal Paşa” türküsünü hep birlikte söyleyeceğiz: Hep birlikte!

UĞUR MUMCU

29 EKİM 1983

YAPRAKLAR... 

Bugün 29 Ekim...

Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’nda zafer kazanmış tek Osmanlı paşasıydı. Daha Anafartalar’ın ertesinde yaşayan bir “efsane” olmuşmuştu. Yurtiçinden ve dıştaki Müslümanlardan gelen önerilere uysa, istese, padişah ve halife olması çok kolaydı. Cumhuriyeti kurmaktan çok çok daha kolay!...

(...) 1922 Ekimi’nin son günleriydi.

TBMM’deki bazı hocalar saltanatın kaldırılmasını engellemeye çalışıyorlardı. İslam hukukuna göre, halifenin mutlaka “dünyevi iktidar”a da sahip bulunması gerektiğini savunuyorlardı. Etkiliydiler. (...) Türkiye’nin son yarım yüzyılı, ülkeyi yönetenlerin Atatürk doğrultusuna ihanetleri ile doludur... Ama topluma kazandırdıklarının yitmesi tehlikesi arttıkça “yeni nesiller”deki Kemalist bilinç de artmaktadır.

Bırakın bazıları, çok paralı gazetelerindeki köşelerin de “Kahrolsun Bağımsızlık” başlıklı yazılar yazsınlar! Bırakın bazıları, “İşçilerin vatanı yoktur” diye Kemalizme kin kussunlar!..  Bırakın “yeni mandacılar iç ve dış bazı karanlık güçlerce basının köşe başlarına yerleştirilsinler! Onlar, “görev”lerini yapsınlar ki Kemalizmin önemi ve güncelliği çok daha iyi anlaşılsın!

AHMET TANER KIŞLALI

29 EKİM 1995

l Seçkideki yazılar, günümüz Türkçesine uyarlanmış ve özetlenmiştir... l


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler