Cumhuriyet gündeme taşımış, Akar açıklama yapmıştı: 'GATA askeri sistemin beynidir'

Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) ve asker hastaneleriyle ilgili tartışmalar sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Asker hastanelerini yeniden açacağız. GATA’yı tekrar şanlı ordumuza teslim edeceğiz” açıklamasının ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da söz konusu alana ilişkin çalışmalarının olduğunu belirtti.

Konuyla ilgili geçtiğimiz hafta Cumhuriyet'e konuşan eski GATA Komutanı E. Tümgeneral Dr. Tarık Özkut, "Ordusu, askeri olan her ülkenin Askeri Sağlık Sistemi vardır, Türkiye’mizde 2016’dan beri yok. Bir an önce bu yanlıştan dönülmeli" ifadelerini kullanırken, Eski GATA Tıp Fakültesi Farmakoloji bölümü Ana Bilim Dalı başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “GATA sadece askeri değil, bilimsel alanda da dünya çapında araştırmalar yapan bir kurumdu. Türkiye’nin zenginliğiydi. Yeniden eski sisteme dönülmeli” ifadelerini kullanmıştı.

GATA ve asker hastanelerine ilişkin gelişmeleri, eski GATA Dekanı ve Ankara Eğitim Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tümgeneral Zeki Bayraktar ile psikiyatri uzmanı emekli Hava Tabip Yarbay Dr. Semih Dikkatli, Cumhuriyet’e değerlendirdi. Bayraktar, “Akar’ın açıklamalarında temenniden öteye bir anlam yok” diyerek şöyle konuştu:

CEPHEDE İLK MÜDAHALE

“Asker hastaneleri, askeri sağlık sisteminin sadece bir parçası. Bu sistemin temel görevi, cephede ilk müdahaleyi yapacak personeli yetiştirmek, bu kişilerin savaş sırasında ne yapacağını öğretmektir. Bu sistemin beyni GATA’dır. Öncelikle, personellere cephedeki ilk müdahalede ne yapacağını anlatması gereken kişinin ne yapılacağını bilmesi gerekiyor. Şu anki sistemsizlikte bu tam anlamıyla kavranamaz.

Askeri sağlık sisteminde bizim ayırma ve değerlendirme istasyonu dediğimiz birimler vardır. Bu birimler yaralanan askerin hangi kademeye gönderileceğini belirler. Ağır yaralının geri kademeye gönderilmesi de hafif yaralanın geri kademeye gönderilmemesi de hayati önemdedir. Savaşan askerlerin moral motivasyonunu etkiler. GATA dışında hiçbir yerde bu seviyede bir ortopedi ve plastik cerrahi yoktur. Yeri gelir bomba patlaması sonucu kolu bacağı kopan askere kol ve bacak yapmanız gerekir. Sivil hastanelerle ve bu eğitimi almamış kişilerle bunu yapamazsınız. Bu sistemin aynı zamanda nükleer, kimyasal ve biyolojik saldırılara yönelik önlem üretmesi ve tedavi sistemi geliştirmesi gerekir.”

KENDİ PERSONELİNİ YETİŞTİRMELİ

Sistemin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini söyleyen Psikiyatri uzmanı, Emekli Hava Tabip Yarbay Dr. Semih Dikkatli, sistemde revirler, sahra hastaneleri, sağlık astsubay okulu, hemşirelik okulu, askeri ilaç fabrikaları, askeri alan ve lojistik faaliyetleri ve idari mekanizmanın birbirinden ayrı düşünülmemesi gerektiğini belirtti.

Kendi personelini yetiştirmenin stratejik ve kritik önemine değinen Dikkatli, "Personelini kendin yetiştirdiğinde o kişilere askeri yetenekler de kazandırmış oluyorsun. Bunların başında askeri istihbarat bilinci, bilgilerin gizli tutulmasının gerekliliği ve devlete sadakat gibi özellikler geliyor. Bu özellikleri dışarıdan aldığın kişiye kazandıramazsın.” dedi.

Askeri sağlık sisteminde sevk sisteminin çok hızlı olduğuna değinen Dikkatli, “Şırnak’tan, Hakkari’den, Irak’ın kuzeyinden alınan bir yaralıyı hızla GATA’ya yetiştirirdik. Yetkililere sormak istiyorum: Bu sistemden önce asker hastanelerine getirilen yaralılarımızın ölüm oranı ile bu sistemden vazgeçildikten sonra hastaneye getirilen yaralılarımızın ölüm oranları arasında nasıl bir fark var” ifadelerini kullandı.