İzmir depreminde yıkılan Yağcıoğlu Apartmanı’nda tutuklu mühendisin oğlu konuştu
Binanın müteahhidi Ağar ve fenni mesul Ayber, binanın depremden değil kolon kesildiği için yıkıldığını iddia etti.
30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan İzmir depreminde Yağcıoğlu Apartmanı’nın B bloğu yıkılmış, yıkım sonucu 11 yurttaş yaşamını yitirmiş, 7 kişi ise yaralanmıştı. Binanın müteahhiti Şerafettin Ağar ve fenni mesul inşaat mühendisi Orhan Ayber 13 yıl 4’er ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Binanın müteahhiti Şerafettin Ağar konuya ilişkin, “Aynı arsaya iki blok yaptım. Biri yıkıldı, diğeri yıkılmadı. Aynı arsa, aynı ustalar, aynı malzemeler. Birinin yıkılıp, diğerinin yıkılmamasının nedeni olmalı. Binam depremden dolayı değil, kolon kesildiği için yıkıldı” ifadelerini kullanırken, fenni mesul Orhan Ayber ise “Yağcıoğlu Apartmanı yapıldıktan sonra çeşitli depremler olmasına rağmen binada çatlak bile oluşmadı. Kolon kesme olayından haberdar değilim. Muhtemelen ben istifa ettikten sonra olmuştur. 1999 yılında görevden ayrıldım. Bina, 23 numaralı kolon ve perdenin kesilmesi sebebiyle yıkılmıştır. Kolonların zayıflığı söz konusu değildir” demişti. Cumhuriyet’e konuşan Orhan Ayber’in oğlu Murat Ayber babasının ilerleyen yaşı ve sağlık durumları nedeniyle cezaevinde zorluklar yaşadığını ifade etti. Yağcıoğlu Apartmanı’nın B bloğunun 1995’te teslim edildiğini, 1997’den itibaren defalarca tadilat gördüğünü ve zemin katınının iş yerine dönüştürüldüğünü ifade eden Ayber, “Aynı müteahhit tarafından aynı malzeme ile eş zamanlı inşa edilen ikiz blokta (A blok) tadilat yapılmamış ve o blok yıkılmamıştır. Soruşturmanın derinleştirilmesi ve bunun fizik bilimine uygun olarak araştırılması yönündeki istem mahkeme heyetince kabul edilmemiş, ret kararı Yargıtay tarafından da onanmıştır” dedi.
‘ÖLÇÜMÜN GERÇEKÇİLİĞİ TARTIŞMA KONUSU’
Babası Orhan Ayber’in İzmir’de hazır beton kullanımını zorunlu hale getiren yasal düzenlemenin öncülerinden biri olduğunu söyleyen Ayber, şunları kaydetti:
“O zamana kadar çimento inşaat sahasında su ile karılıp beton haline getirilirdi. Dolayısıyla mukavemet (dayanım) değerleri standart olmazdı. Çimento imalatçılarının karşı çıkmasına rağmen hazır beton kullanımı zorunlu hale getirildi ve çimentocular da hazır beton tesisleri kurmaya başladılar. Kaderin bir cilvesi olarak İzmir Ağır Ceza Mahkemesi bilirkişi raporuna aynen sadık kalarak, yıkılan apartmandaki betonun vasıfsız olmasını öne sürerek fenni mesul İnşaat Mühendisi Ayber’in kusurlu olduğuna karar verdi. Bina yıkıldıktan sonra yapılan beton kalite ölçümünün ne kadar gerçekçi olacağı, sektörde bir tartışma konusu. Emsallerine daha sonra Güneydoğu depremi davalarında sıkça rastlanacağı üzere, bilirkişi heyeti yıkılan apartmanda mülk sahibi tarafından yapılan tadilatlar hakkında sessiz kalmayı tercih ederek suçu müteahhit ile fenni mesul inşaat mühendisine attı.”
‘YAPI SAHİBİ AKLANIYOR’
Yüzlerce davada suçların fenni mesul inşaat mühendisi ile müteahhite yüklendiğini ve yapı sahibinin aklandığını dile getiren Ayber, “Binanın depremde yıkılmasının sorumlusu fenni mesul ise bu projeleri onaylayan İnşaat Mühendisleri Odası ve yerel yönetim yetkilileri niçin yargılanmıyor?” ifadelerini kullandı.
En Çok Okunan Haberler
- AKP'li Mustafa Varank ölümden döndü!
- İmamoğlu'na 'ahmak' dedi, davaya çağırdı
- 'Ahmet Özer belirtmemi istedi...'
- Erdoğan'dan birçok yeni atama!
- Narin cinayetinde vicdanları sızlatan diyalog!
- Polis memuru şehit oldu!
- 'Fil gibi dalmayı başardılar'
- Başdanışman Uçum'dan dikkat çeken açıklama
- Konya'da feci vahşet: Boş arazide katledildi!
- Gazetecilere 'Yenidoğan çetesi' operasyonu