İYİ Partili Bahadır Erdem halka tepeden bakan nobranlığı milletin yırtıp atacağını söyledi: AKP'nin son seçimi

İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem, AKP’nin iktidarı kaybedeceğini söyledi. Erdem, “AKP iktidar olduğundan beri hiçbir seçim adil olmadı. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu seçim artık son seçimdir. Eşitsizlikleri de halka yukarıdan bakan nobranlığı da millet yırtıp atacak” dedi.

İYİ Partili Bahadır Erdem halka tepeden bakan nobranlığı milletin yırtıp atacağını söyledi: AKP'nin son seçimi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.04.2023 - 03:00
  • ‘AKP iktidar olduğundan beri hiçbir seçim adil olmadı. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu seçim artık son seçimdir. AKP kaybedecek, millet kazanacak. Halka tepeden bakan nobranlığı millet yırtıp atacak.’ 

  • ‘Bu, iyi ile kötünün, adaletle adaletsizliğin, demokrasi ile tek adam rejiminin seçimi. Bu seçim Türkiye Cumhuriyeti’ni kendinden fazla sevenlerle, kendini her şeyin önünde tutanlar arasındaki seçim.’ 

Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. 

  • 14 Mayıs seçim günü tüm sandıklarda görevliniz olacak mı?

Hepsinde olacak. Hepimiz biliyoruz ki AKP her zaman hakkı olandan ve milletin kendisine verdiği oydan çok daha fazlasını gasp etmeye çalışan bir siyasi anlayışa sahip. Tüm sandıklar korunacak. Kimsenin oyunu AKP’ye yedirmeyeceğiz. Özellikle avukatlara büyük görev düşüyor. Sandık başında olduklarında orada çıkabilecek bir kargaşayı, ihtilafı çözümlemek bakımından avukatlık mesleği bize avantaj sağlıyor. Dolayısıyla tüm hukukçuların mutlaka sandık eğitimi alması ve görevli olması lazım. Biz barolarla birlikte çalışarak eğitim veriyoruz. 

  • Adaletli bir seçim süreci geçirebilecek miyiz?

AKP iktidar olduğundan beri hangi seçim süreci adil olabildi?Mühürsüz oyları, trafolara giren kedileri, oyları tek başına iktidar olamayıp düştüğü şimdiki ortağı Sayın Bahçeli’nin ‘Kimseyle koalisyon yapmam’ tutumunu düşünelim. O sırada artan terör olaylarını ve birkaç ay sonra yapılan seçimde o kaybettiği yüzde 10’u tekrar geri alarak, halkın korkusundan faydalanarak yeniden tek iktidarı sağlamasını düşünelim. Hiçbir seçim adil olmadı ki. Sayın Erdoğan, iktidara başbakan olarak geldiğinden beri her zaman ‘Ben ve benden olmayanlar’ diye bu ülkeyi ayırdı. Ülkeyi de bu mantıkla yönetti. Ama ne yaparlarsa yapsınlar. Hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar, bu seçim artık son seçimdir. İktidarı kaybedecekler. Millet kazanacak. Eşitsizlikleri de halka yukarıdan bakan nobranlığı da millet yırtıp atacak.  

  • Eskiden seçim öncesi üç bakan istifa ederdi ancak bu da değişti. Böylece seçimi muhalefet açısından daha zorlaştıran bir durum mu ortaya çıkmış oldu?

 İçişleri, Ulaştırma ve adalet bakanları parlamenter sistemde seçimden üç ay önce çekilirdi. Ama şu an kanunen hepsi yerinde. Bakanlar kaçıyor, net. Sayın Erdoğan bu nedenle milletvekilliği koruması altına almak istiyor.  Bu seçim esnasında da ellerinden gelen her şeyi yapmak isteyeceklerinden şüphem yok. Ama sonuç değişmeyecek. Yaptırtmayacağız. Bunun teminatı İYİ Parti, Millet İttifakı ve bu ülkenin her bir ferdi. Ben milletimizin vatanı, milleti adil olmayanlara kaptırmayacağına, Cumhuriyetin değerlerini, hukuku, laikliği, kadın haklarını kimselere yedirmeyeceğine güveniyorum.

‘KURŞUNLARA SIĞINANLAR KÜÇÜLÜYOR'

  • İYİ Parti ve CHP il başkanlık binalarına isabet eden kurşunlar ve ardından gelen açıklamalar sizi tatmin etti mi?

Hiç tatmin etmedi. Anayasaya göre tarafsız olacağına dair yemin eden bir cumhurbaşkanı bir muhalefet partisi genel başkanını hem de kadın olan liderini hiç tehdit eder mi? Ama defalarca tehdit etti. ‘Beni kendinle uğraştırma’ tehdidinin üzerinden 24 saat sonra il binamız kurşunlandı. Bir bekçi, 300 metre ötede otobanın karşısında arada çok büyük yükseklik farklı olan bir yerden havaya ateş atıyormuş da hırsız kovalıyormuş, La Fontaine’den masallar. Bu bekçi hırsız kovaladıysa, bu sırada ruhsatlı silahından ateş ettiyse bunu önemsemeyecek. Ne yerine gelen nöbeti devrettiği kişiye, ne bina sorumlularına ne de polise ihbarda bulunacak. Yani hiç kimseye söylemeyecek. Gidecek uyuyacak ve uyandığında ‘Benim kurşunlar İYİ Parti binasına gitmiş’. Buna çocuk bile inanmaz. 3,4 gün sonra CHP il binasına da silahlar patladı. Bu demokrasiye ve tüm muhalif  olan seçmenlere patlayan kurşunlardır. Bunun yanıtını Sayın Akşener Meclis’te çok güzel verdi ‘Bu kurşunlar mı bizi korkutacak?’ dedi. Bu kurşunların hiçbiri vatanını milletini seven seçmeni de korkutmaz. Sadece bunların ardına sığınmak zorunda kalanları küçültür. Gerçekten küçülüyorlar.

‘15 MAYIS’TA HAVA DEĞİŞECEK’

  • Seçim yaklaşırken bu gibi olayların artma ihtimalini öngörüyor musunuz?

Ben beklemiyorum. Kimsenin korkmaması lazım. Türkiye çok köklü bir ülke. Devletimiz büyük. Evet 21 yıldır AKP çok kötü yönetti. Ama bu demek değil ki cumhurbaşkanlığı makamı onurlu ve büyük bir makam değildir. Meclisimiz. bakanlıklarımız, valiliklerimiz yani devletin her bir kurumu sapa sağlam ayaktadır. Şu anda onları yönetenler düzgün ve basiretli yönetmiyor. Milletimiz hiç tereddüt etmesin, ümitsizliğe kapılmasın. 15 Mayıs’ta seçimleri kazandığımızda bu ülkedeki havanın, moralin nasıl değiştiğine hep birlikte şahit olacağız. 

‘TEK ADAM REJİMİNİN DEĞİRMENİNE SU TAŞIYANLARI TARİH AFFETMEYECEK’

  • Aytun Çıray’ın dediği gibi İYİ Parti’nin oylarında düşme oldu mu?

Oylarımız 2 ile 6 Mart arasındaki dönemde bir parça düştü. Çünkü vatandaşlarımız korktular. Ama 6 Mart sabahından itibaren seçmen, Meral Akşener’in bu ısrarının seçimlere Millet İttifakı’nın ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazanması için ne kadar faydalı bir ısrar olduğunu, artık çok daha büyük bir inançla bu seçimlere girdiğimizi biliyor.  Dolayısıyla Sayın Çıray’ın eleştirisi kendi fikridir. Kıymetli bir siyasetçidir ama benim çocukluktan beri aldığım terbiyeye göre ‘Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır’. Ben o paylaşımı İYİ Parti için haksız bir paylaşım olarak gördüğümü söylemeliyim. Seçimin de bir psikolojisi var. Seçimin psikolojisinde sandığa giden seçmenin daha oyunu atmadan kazanacağına inanması gerekir. Bu inanç çok kıymetli. Bizim yapmak istediğimiz tam da bu. Bunun için biz iki kıymetli başkanımızı da bu maratonda sayın cumhurbaşkanı adayımızın yanında çalışması konusunda ısrar etti. 

  • İki belediye başkanının devreye girmesi ‘kazanacak aday’ vurgusunun neden olduğu algıya son verdi mi?

Tabiki. Sayın İmamoğlu’nun, Sayın Yavaş’ın, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Sayın Akşener’in birlikte çalışırken kitlelerle nasıl kucaklaştıklarını görüyoruz. Daha doğal ne olabilir ‘kazanacak aday’ dedik. Düzgün bir insan olsun, devleti bilsin, Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi ülkenin, milletin çıkarını her şeyin üzeninde tutsun. Seçimleri kesinlik kazanacağız. Aslında kazanacak olan millet. Bu değil seçimlerde AKP değil, millet kazanacak. 

  • O zaman ilk turda bu iş bitecek mi?

İlk turda Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına eminim. Bunda Sayın Akşener ve İYİ Parti’nin ısrarının çok büyük bir payı var. Dolayısıyla ben tüm seçmenlerimizi de bunu göz önüne alacağını, bize hiçbir şey kazandırmayan ama Türkiye’ye çok şey kazandıran bu süreci değerlendireceğine eminim. 

'TARİH AFFETMEYECEK'

  • Muharrem İnce’nin Millet İttifakı oylarına etkisi olmayacak mı?

Bence olmayacak, Adaylık demokratik bir hak. Ama bu seçim her seçim gibi değil. Bu seçim iyilikle kötünün, adaletle, adaletsizliğin, eşitlikle eşitsizliğin, demokrasi ile tek adam rejiminin seçimi. Bu seçim kadınların özgür vatandaş olmasıyla, kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi etmeyi hak görenlerin arasındaki seçim. Bu seçim Türkiye Cumhuriyeti’ni kendinden fazla sevenlerle, kendini her şeyin önünde tutanlar arasındaki seçim. Dolayısıyla bu seçimde tek adam rejiminin devamı için değirmene tek bir damla su taşıyacak olanları tarih, millet, seçmen affetmeyecek. Herkes ne yaptığını ve bunun sonuçlarını düşünerek hareket etmeli. Bunu düşünmeyenlere şaşırıyorum. Bu ülkeyi batırmak isteyenlerle yan yana gelme, çıkarına davranma, değirmenine su taşıma, sonra da bunu demokrasi diye satmaya kalkma... 

  • Yavuz Ağıralioğlu’nun istifasının olumsuz etkisi oldu mu?

Oylara da parti içine de etkisi olduğunu düşünmüyorum. İnsan ve dost olarak sevdiğimiz bir arkadaşımız ama farklı siyasi fikirlere sahibiz. Bu konuda farklı düşünüyormuş. Partimizde demokrasi var. Fikrini ortaya koydu, aday olmadı ve istifa etti. Olumsuz bir etkisi olmadı. 

  • 3 -6 Mart dönemindeki krizde en sağ duyulu yaklaşan isimlerden biriydiniz. Krizin son bulmasındaki etkinizi anlatır mısınız?

Şuna inanıyorum; Bu seçim olağan bir seçim değil. Bu hukuksuzluğu, adaletsizliği, eşitsizliği, benden olmayanı düşmanlaştıran, üstten bakan, onun yaşam tarzına, şartlarına karışan, kadınların, çocukların istismar edilmesine ses çıkarmayan bu bakış açısını ya bitireceğiz ya bitireceğiz. Bunun için tüm farklılıkları bir yere koyarak birlik olmak zorundaydık. Sayın Akşener ile Sayın Kılıçdaroğlu’nun öncesinde kurduğu bu birlikteliğin yerel seçimlerde kazanmanın sonucuna bizi vardıran bu aklın devam etmesinin sonuna kadar gerekli olduğuna inanıyordum. Onun için fikrimi açıkça söyledim. 

‘YÜZDE 15’İN ÜZERİNDEYİZ’

  • Tam olarak nasıl ifade ettiniz?

Şöyle dedim, “Biz deprem olduktan sonra bugün bu birlikteliği sürdürmek zorundayız sayın genel başkanım. Bir çözüm bulunacağına inanıyorum” Çözüm de zaten bulundu. Bunun Türkiye’ye çok şey kazandıracağına inanıyorum.   

  • Bu süreçte düşen oylar toparlanmaya başladı mı peki?

Sayın Akşener’in bu ısrarın ne olduğunu seçmenimiz gördü. Oylarımız şu an yüzde 15’in üzerine çıktı. Seçimleri de Meclis’e yüksek sayıda milletvekili sokarak tamamlayacağız.

‘AMAÇ EN YÜKSEK VEKİLE ULAŞMAK’

  • İYİ Parti listelerini tamamen kapadı, diğer partilerin adayları CHP listelerinden girdi. Bir paylaşım olamaz mıydı?

Biz de destek olduk. Farklı bir yöntem izledik. Bazı illerde CHP ile birliktelik yaptık, 5 ilde aday göstermedik. Onun yerine 5 adayı CHP gösterdi. İYİ Parti olarak muhalefetin ikinci büyük partisiyiz. Dolayısıyla seçimlere böyle girmek istedik. 

  • Bu formül ile mi en yüksek milletvekili sayısına ulaşılacağı öngörüldü?

Bu listelerin ve bu birlikteliğin amacı mümkün olan en çok milletvekilini Meclis’e sokmak. Formül buydu. Biz de bunu uyguladık. 

  • Temel Bey, (Karamollaoğlu) ittifak içinde ittifak ile daha çok milletvekili çıkarılacağını düşünüyordu...

AKP seçim sistemini değiştirdi. Muhalefet de bu yapılan haksızlıklardan olumsuz etkilenmemek için fikir alışverişleri yaptı. Sonunda gelinen formül tüm liderlerin en doğru bulduğu formül. Birçok fikir ortaya kondu, bakıldı ve sonunda nihai karar verildi. 

  • Ordu’dan adayınız olan İdris Naim Şahin’e yönelik tepkilere ne dersiniz?

Sayın genel başkanımız karar verdi. Sayın genel başkan bu adayı uygun gördüyse Ordu’da İYİ Parti’ye en fazla oy getirecek kişinin Şahin olduğunu düşünmüştür.

  • Temayül olmadı mı?

İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi hemen hemen 15 ilde temayül oldu. 

  • CHP listelerinde Ankara birinci bölgede DEVA Partisi’nden Sadullah Ergin’in aday olması tepki çekti. Özellikle bu bölgede CHP oylarından size geçiş bekliyor musunuz?

Bir oy kayması hangi partiden olursa olsun İYİ Parti’nin politikaları, Sayın Akşener’in sevgisinden, yapacaklarımızdan, vaatlerimizden dolayı olmasını isteriz. Ama kim derki ‘Bize seçmen gelmesin’ Eğer oy kayması olacaksa benim inancım İYİ Parti’nin çalışmalarından dolayı olmasıdır.

‘İKTİDAR HUKUKTAN SAPTI’

  • Uzun yıllar hocalık yapmış bir isimsiniz, siyasete girme gereğini neden duydunuz?

Ben 15 Mayıs sabahında bu ülkenin demokrasiye uyanacağını biliyorum, inanayorum. Bu amaçla siyasete girdim. Bir hukukçu olarak Türkiye’de hukukun esas olması gerektiğine inaniyorum. Bugün içinde bulunduğumuz ne kadar talan dolan yalan varsa hepsinin ana nedeni AKP’nin hukuku bozmasıdır. Kötü ekonominin nedeni hukukun bozulmasıdır. Dış politikanın tek adam rejiminde bir kişinin iki dudağının olmasının nedeni hukukun bozulmasıdır. Kendisinin altına imzacı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden bir hükümle çıkmanın nedeni hukukun bozulmasıdır. Hizbullah’ın siyasi yapısı olarak kabul edilen, Türk bayrağı lafına tahammül edemeyip Türkiye bayrağı olarak değiştirmek isteyen, Türkiye Cumhuriyeti’ni üniter yapıdan bozup federal yapıya geçirmeye çalışan, dağdan taştan ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ sözünü silmeye çalışan, Mustafa Kemal’i sevmeyen, saymayan ve yok etmeye çalışan HÜDA PAR’ı yanına aldıran hukukun bozulmasıdır. İşte ben hukukçu olarak tüm bunlara karşı olduğum için siyasete girdim. Kızlarım için, gençlere hizmet için siyasete girdim.

PROF. DR. BAHADIR ERDEM KİMDİR?

1964’te Malatya’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 2009’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim dalına profesör kadrosuyla atandı. 2004-2010 yıllarında Türkiye’deki üniversiteleri temsilen Türk Patent Enstitüsü Yönetim Kurulu üyeliği görevinde bulundu. Özel Hukukun Uyumlaştırılmasına İlişkin Uluslararası Enstitü’nün (UNIDROIT) Yönetim Konseyine seçilen Erdem, Türkiye’nin ilk resmi üyesi oldu. İYİ Parti’de “Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığını” yürütüyor. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler