İşte Mustafa Balbay'ın Devlet Bahçeli'yi 'rahatsız eden' o tarihi yazısı...

MHP lideri Devlet Bahçeli, Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay'ı; AKP iktidarının deprem sürecindeki koordinasyonsuzluğunu eleştirdiği yazısı üzerinden hedef aldı. İşte Balbay'ın Bahçeli'yi 'rahatsız eden' tarihi yazısı...

İşte Mustafa Balbay'ın Devlet Bahçeli'yi 'rahatsız eden' o tarihi yazısı...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.02.2023 - 12:19

Türkiye Kahramanmaraş ve Hatay merkezli yıkıcı depremlerle sarsıldı. 44 bini aşkın yurttaş hayatını kaybederken; binlerce insan da evsiz kaldı. AKP yaşananlara 'asrın felaketi' diyerek sorumluluktan kaçmaya çalışsa da, bu süreçte iktidarın ve kurumlarının koordinasyonsuzluğu gündem oldu.

Son olarak, yurttaşlara ücretsiz çadır sağlamakla yükümlü olan Kızılay'ın, Haluk Levent'in başkanı olduğu AHBAP Derneği'ne çadır sattığı da Cumhuriyet tarafından ortaya çıkarıldı.

İktidara yönelik tepkiler sürerken; Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay da 23 Şubat Perşembe günü "Haykırmak istiyorum" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yazısında AKP iktidarının deprem sürecindeki koordinasyonsuzluğunu gözler önüne seren Balbay, "Depremin üzerinden iki hafta geçti. İnsanlar hâlâ başını sokacak çadıra muhtaç. Gördük ki çadır devleti bile değiliz!" ifadelerini kullandı.

BAHÇELİ BALBAY'I HEDEF ALDI, HAKARETLER YAĞDIRDI

Balbay'ın tarihi yazısı, son olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi 'rahatsız etti'. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Balbay'ı yazısı üzerinden hedef aldı, hakaretler savurdu.

MHP lideri, şu sözleri kullandı:

"Ne ara bu kadar devlet ve millet düşmanı türemiştir. Gocunanlar olabilir ama bu soruları sormayalım mı? Seriye bağlanan önyargılar, serpiştirilen nifaklar, seviyesizlikler... 

Geçmişte CHP'den milletvekili seçilen bir kalem sahibi işgal ettiği bir gazete köşesinde 23 Şubat'ta şöyle yazmıştır: 'Depremin üzerinden iki hafta geçti. İnsanlar hala başını sokacak çadıra muhtaç. Gördük ki çadır devleti bile değiliz'. Türkiye'yi çadır devletinin bile aşağısına çekmeye çalışan bu sapık milletvekili ve çürük köşe yazarı edepsizdir, kemiksizdir, ciğersizdir, vicdanını da kin ve nefret sarmıştır. Utanması, ar etmesi gereken bu utanmaz devlet ve millet karşıtlarıdır."

İŞTE O YAZI

İşte, Bahçeli'nin hakaretler yağdırarak hedef aldığı Mustafa Balbay'ın o tarihi yazısı...

Depremin üzerinden iki hafta geçti. İnsanlar hâlâ başını sokacak çadıra muhtaç. Gördük ki çadır devleti bile değiliz!

30 kişi 15 metrekarelik yerde yaşamaya çalışıyor. Depremden kurtulup hayatta kalanlar ayakta kalmış, oturacak yeri yok. Kardan, soğuktan korunacak yer bulan şükrediyor. Kamyon kasaları ev, tahta sandalyeler yatak olmuş...

Kabile devletlerinde kabile reisi bu durumu görse ar eder...

Haykırmak istiyorum:

Görmüyor musun?

Enkazdan kurtulanlar yaşadığına pişman. Ailesinin yarısını kaybeden bir kadın, kalan yarısını nasıl hayatta tutacağını düşünüyor kara kara. Güçlükle bulabildiği çadırda çocuklar nöbetleşe uyuyor. Nasılsın diye soranlara, dolu gözlerle bakıp sesleniyor:

- Her gün ölüyorum!

Kadının sesi insanın kulaklarını deliyor.

Haykırmak istiyorum:

Duymuyor musun?

***

İnsan evini kaybeder, işini kaybeder... Bunlara yeniden kavuşabileceğini düşünür. Ama insanlar, “Çocukluğumu kaybettim”, “Şehrimi kaybettim” diyor. Sen, “Daha iyi olacağız” diyorsun.

Haykırmak istiyorum:

Kılın kıpırdamıyor mu?

Kalkınmayı, büyümeyi, yatırımı her şeyi beton olarak gördün. Şimdi depremin getirdiği bu büyük yıkımı da sadece beton olarak görüyorsun. Bir yılda yeniden şehirler inşa etmekten söz ediyorsun. Oysa deprem bölgesindekiler önce insanlığın inşa edilmesini istiyor. “Bize hemen ev yapın”, “Burada yeniden binalar yükselsin” diyen yok. “Güven istiyoruz” diyen var. İnsanlar bu en zor günlerinde devlet kurumlarının yanında olduğunu hissetmek istiyor.

Gel gör ki ortada kurallarıyla işleyen, koordineli kurumlar yok. Her kurum kendi başına, adeta başı kesik tavuk gibi...

Haykırmak istiyorum:

Anlamıyor musun?

Milyonlarca üniversite öğrencisinin yaşamını allak bullak ettin. Öğrenci yurtlarını apar topar boşalttırdın, kampusları boşalttırdın... Tüm üniversite öğrencilerini de depremzede yaptın. Şimdi herkes bundaki amacını sorguluyor.

“Gençlerin hayrına değil ama acaba kimin hayrına” diye soruyor. Zaten gelecekten ümidini kesmiş olan gençlerin bugününü de kararttın.

Haykırmak istiyorum:

Hissetmiyor musun?

Depremin merkez üssü belli. Kahramanmaraş, Hatay... Ama bu büyük doğa olayının, afete nasıl dönüştüğü ortada. Enkaz altında kalan canların yanında bir de enkaz altında kalan ruhlar var. Şimdi o ruhları düşünemez hale getirmek istiyorsun. Âlem sersem millet kör mü?

Devleti çökerten depremin merkez üssü de Ankara!

Depremden günler sonra, “Sorumluları tek tek bulup hesap soracağız” diyorsun. Tek tek aramana gerek yok, sorumlu tek!

Haykırmak istiyorum:

Aynaya bakmıyor musun? 

***

Bütün bunların üstüne defter tutuyoruz diyorsun. Günü gelince açacakmışsın... Senin defterin ne olacak? Millete hizmet edeceğine, milleti tehdit ettin...

İstifa müessesesini harekete geçireceğine, istifadenin temellerini attın...

Devlet kurumlarını bir hizmet aracı haline getireceğine, tam bir hezimet görüntüsü yarattın...

Enkaz altından günlerce ses geldi, senden ses gelmedi...

Deprem olmasaydı, bugünlerde imar affındaki genişlemeyi anlatıyor olacaktın. Uzata uzata çıkardığın imar affı, imar afeti oldu... Haykırmak istiyorum:

Görmüyor musun?

İşitmiyor musun?

Anlamıyor musun?

Hissetmiyor musun?

İnsan mısın?


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon