Ertan Aksoy değerlendirdi: 'Beklenti değişmiyor, sonuç değişmeyecek'

Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy; gündemdeki son gelişmeleri, verilere dayalı analizlerle, siyasilerin gündem belirleyen açıklamalarını ve bu açıklamaların toplum üzerindeki etkilerini Cumhuriyet için değerlendiriyor. İşte Ertan Aksoy'un bu haftaki değerlendirmesi...

Ertan Aksoy değerlendirdi: 'Beklenti değişmiyor, sonuç değişmeyecek'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.01.2023 - 10:00

Ülkenin gördüğü en büyük ve en uzun ekonomik krizlerden birinin içindeyken, iktidarın oyunu sınırlı da olsa (geçen ayki araştırmamıza göre son 2 ay içinde yüzde 3,2’lik bir artış vardı) artırabiliyor olması muhalefet bloğunda anlamlı bir kaygıya dönüştü.

Bu kaygı elbette ki tamamen anlamsız değil. Haklı olarak böylesine bir garabet ortamında iktidarın oyunu artırabiliyor olması tek başına sabır imtihanı. Fakat, bizde kolektif olarak düşülen bir hata var; biz sadece sonuç üzerinden gelişmeleri yorumlama alışkanlığına sahibiz. Oysaki sebepten bağımsız, salt sonuç üzerinden yapılan bir tartışma sıklıkla hataya götürür.

Son aylardaki bu yüzde 3,2’lik artışın sebeplerine kısaca bakalım.

Yaz iyimserliği: Bilindiği üzere yaz aylarında hanelerin sepetinde önemli bir ağırlığa sahip olan gıda fiyatları gevşer. Mevsimlik istihdam artar. Döviz girişi (kabaca 35 milyar dolar) yoğundur. Haliyle yazın hemen ardından gelen aylara bu iyimserlik yansır. Tıpkı kışın kendinden sonraki aylara karamsarlık yansıttığı gibi.

KYK faizlerinin silinmesi: Başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefetin KYK faizlerinin gençlerde yarattığı yüke hem itirazı hem de iktidar değişikliğinde silecek olacağına dair kararlı tutumu iktidarı bu alanda adım atmaya itti.

250.000 konut: İktidarı boyunca 100 bin civarında kamu eliyle konut üretmiş iktidar vatandaşın içinde bulunduğu barınma ızdırabı karşısında bir hayal ortaya koyarak 250.000 konut için çekiliş yapacağını açıkladı. Bu sayede 8.000.000 seçmene konut hayali kurduruldu. Dünyanın her yerinde konut edindirme iktidarlara oy getirir. Hafife almayalım.

EYT beklentisi: Özellikle beklenti diyorum çünkü bizim ölçtüğümüz günlerde henüz açıklanmamıştı. Kabaca 2.500.000 seçmende bu alanda beklenti yaratıldı.

TOGG’un banttan indirilmesi: Yerli otomobil iktidarın siyasi ikbali için büyük bel bağladığı konulardan biriydi. Banttan indirilene kadar en ufak bir etkisi de yoktu. Fakat banttan indirildikten sonra sınırlı bir etkisi oldu. Hatta bizim ölçümümüze göre insanlar TOGG’un onlarda yarattığı duyguyu “umut” ve “gurur” olarak tanımladı. Seçmenin tam da ihtiyacı olan iki duygu buydu.

Sürekli dış gerilim: Özellikle Yunanistan ile bugüne kadar akıllarına gelmeyen gerilimler, bugün akıllarının merkezinde bulunuyor. Başta orta altı ve alt sosyo-ekonomik statü gruplarını kendinden geçirecek düzeyde bir retorikle, Yunanistan’a ara ara “had bildiriliyor”. Muhtemeldir ki, seçime daha da yaklaşırken üzerinde sadece keçilerin otladığı kara parçalarına “adalara çıkarma” adı altında operasyonlar yapılacak.

Muhalefetin zorunlu tartışmalara düşmesi: Seçim yaklaştıkça, birbirine benzemeyen siyasal dağılımdaki muhalefet, başta aday belirleme olmak üzere birçok konuda daha sancılı bir dönemi yaşamaya başlamış oldu. Muhtemeldir ki, aday ve üzerinde uzlaşılan temel politikalar açıklanana kadar bu sancılı dönem devam edecek. Bana göre bu durum hayatın olağan akışına uygun. Fakat daha fazla devam ederse sadece iktidara bir nefes alacağı dönem yaratmakla kalmayacak, muhalif seçmende “bunlar beceremeyecek” duygusunu da ihtimal kılacak.

Daha başka gelişmeler de eklenebilir ama yazının kısıtı nedeniyle, seçmenin tercihini etkileme potansiyeli olan başlıklar ile limitli tutmayı tercih ettim.

Gördüğünüz üzere, her biri ciddi ekonomik ve sosyal maliyetlere sahip olan, iktidarın adımlarının ardından seçmen desteğinde artış sadece yüzde 3,2’de kalıyor. Üstelik bu desteği alırken yanına çektikleri, büyük oranda yeni kurulan partilerin seçmenlerinden oluşuyor. CHP, İyi Parti ve HDP’den en ufak bir kopuş yok.  

Önümüzdeki günlerde iktidar yukarıda özetlemeye çalıştıklarımdan çok daha fazlasını yapacak. Enflasyon ile birlikte vergi gelirlerinin artması ve kamu eliyle dağıttıkları kaynakları (dövize dönüşür korkusuyla) kısıtlamaları nedeniyle Hazine’de kabaca 600 milyar TL birikmiş durumda.

Bizim tanıdığımız Erdoğan seçime giderken bir kör kuruş bırakmadan harcayacaktır. Hatta paranın büyüklüğü sürenin kısalığı üzerinden yola çıkarsak, ekonomideki deyimiyle “helikopter para” düzenine geçecekler desek yeridir. Bunun yanında emsali görülmemiş iç ve dış gerilimlere tanıklık edeceğiz.

Tüm inancımla söylüyorum ki; ne bugüne kadar yaptıkları ne de bugünden sonra yapacakları seçimi kaybedecekleri gerçeğini değiştirmiyor. Çünkü attıkları adımların tamamı palyatif çözümler. Seçmen ise bu durumun farkında olduğu gibi sorunları yaratan ana kaynağın iktidarın ta kendisi olduğunun da farkında.

Bu nedenle konuta da başvuruyor, TOGG’a da seviniyor, EYT hakkını da kullanıyor ama yakın geleceğe dair beklentisini değiştirmiyor. Evet, iktidarın çözemediği ve çözemediği sürece de sonuç alamayacağı konu beklentiler. Şimdi gelin kısaca önümüzdeki yılın seçimden önceki tarihlerine dair beklentilere beraber bakalım.

Ekonominin genel gidişatına dair beklenti: 

İlk altı ayda ekonominin iyiye gideceğini bekleyenlerin oranı yüzde 20,2. Neredeyse bunun tamamı AKP ve MHP seçmeninden oluşmakta. Kaldı ki iyiye gidecek diyenlerin oranı da AKP seçmeninde yüzde 39,3, MHP seçmeninde yüzde 32,4’te kalıyor.

Gıda fiyatları beklentileri: 

İşsizlik beklentileri:

Görüldüğü üzere hem gıda fiyatlarında hem de işsizlikte beklentiler ekonominin geneline bakıştan daha büyük bir karamsarlığı içermekte.

Bu başlıklarda beklentiler değişmedikçe iktidar adına hiçbir şey değişmeyecek. Seçmen, iktidarın sunduğu her seçim nimetinden faydalanacak ama oyunun rengini değiştirmeyecek.

Yaşadığımız her garabete rağmen 2023 yılına girerken büyük bir heyecan ve umut taşıyorum.

Biliyorum, seçime kadar çok daha zor günler yaşayacağız. Fakat bununla birlikte yaşamımızın en anlamlı mücadelelerinden birini bu yıl vereceğiz. Gerici, otoriter bir aşırı sağ iktidarı demokrasi yoluyla göndermekle kalmayıp, Mustafa Kemal’in bize emaneti olan Cumhuriyet’i, 100. yılında demokrasi ile taçlandıracağız. Bu mücadele bir denizse bir damla kadar katkı vermiş olmayı yaşamımızın en onurlu parçası olarak göğsümüzde taşıyacağız.

Biliyorum, başaracağız.  


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon