'Edep' diyen isme yeni görev

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk sağlık bakanı olarak göreve 2018 yılında başladı ve 2023 genel seçimleri sonrasında yeniden Sağlık Bakanı olarak atandı. Göreve geldiğinden bu yana “özel hastane sahibi” olması nedeniyle sağlık emekçilerinin eleştirdiği Koca, Covid-19 salgını ve 6 Şubat depremleri sırasında da görevdeydi. Koca, Covid-19 pandemisinde “vaka sayılarını gizlediği” iddiasıyla sağlık meslek örgütlerinin tepkileriyle gündemdeydi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden 1 yıl sonra ise bölgede sağlık çalışmalarının yürütülememesi, afet bölgesinde görev yapan sağlık çalışalarının ücretlerinden yapılan kesintiler ve konteyner aile sağlığı merkezleri nedeniyle de sağlıkçılar tarafından eleştirildi. Bütçede kara delik oluşturduğu gerekçesiyle CHP’li milletvekillerinin ve sağlık meslek örgütlerinin hedefinde olan şehir hastanelerine övgüsünü sık sık dile getiren Koca, son olarak hekimlerin yurt dışına göç etmesine ilişkin eleştiriye “Bizden dolayı değil” diyerek para sayma işareti yapmasıyla hafızalarda kaldı. 

MENZİL'E İHALE

Resmi Gazete’de dün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yerine gelen İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu’nun da 4 yıl önce kurumlara gönderdiği “tartışmalı” genelge ortaya çıktı. Memişoğlu imzasıyla kurumlara gönderilen yazıda, sağlık personelinin giyeceği kıyafetler için “kurumumuzun saygınlığı açısından standartlara uyulması, gerektiğinde ana model, desen ve renkler korunarak edep adap ve inanca göre uygun şekillerde uyarlanması” uyarısında bulunduğu Memişoğlu’nun bakanlığa atanmasıyla yeniden gündeme geldi. Memişoğlu’nun iktidarın söylemi olan “En az 3 çocuk yapın” ifadelerini de kullanması dikkat çekti. Ayrıca Memişoğlu, Menzil Cemaati ile bağlantılı şirkete peş peşe ihale verdiği haberleriyle de tepki toplamıştı. 

'SAĞLIKTAKİ TERCİHLER, İKTİDARIN TERCİHLERİ'

Bakan değişikliğini Cumhuriyet’e değerlendiren CHP Gölge Sağlık Bakanı Zeliha Aksaz Şahbaz, “Sağlıkta bakan değişikliğinin, iktidarın anlayışı değişmediği sürece bir fark yaratacağını düşünmüyorum. Sağlıkta ciddi sorunlar var. Bunlar yapısal sorunlar haline dönüştü. Yeni bakanın bunları gözeterek bir politika oluşturması gerekiyor. Açıkçası çok da umutlu değilim” dedi. Şahbaz,“Sağlıktaki tercihler, iktidarın tercihleri. Şehir hastaneleriyle tamamen tedavi etmeye yönelik koruyucu sağlık hizmetini gözardı eden anlayış; bu sorunlara çözüm olamaz” ifadelerini kullandı. 

'İYİ ANMAYACAĞIZ'

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Emrah Kırımlı da “Fahrettin Koca, veda konuşmasında bahsettiği gibi pandemi ve deprem gibi zor dönemlerden geçti. Ancak kendisi, ne Covid vakalarını açıkladı ne halkı doğru bilgilendirdi. Söylediğimiz zaman bize yüklendi. Kızamık salgınları oldu, boğmacadan insanlar öldü. Tek bir kelime etmedi” dedi. Koca’nın bilgiyi ne sağlık meslek örgütleriyle ne toplumla paylaşmadığının altını çizen Kırımlı, “Biz paylaştığımız zaman da bizi suçladı. Böyle olunca aslında onbinlerce insan hayatını kaybetti. Hâlâ da kaybetmeye devam ediyor. O yüzden kendisini iyi anmayacağız” diye konuştu.

'BOZUK MASKE DAĞITTILAR'

Kırımlı, “Memişoğlu İstanbul’da sağlık müdürü meslektaşımız. Aslında İstanbul Tabip Odası’nın Okmeydanı’nda hastane temsilcisiydi daha önce. Odayı bilir, seçimlere katılır. En azından kendisiyle bir sorun olduğunda konuşabiliriz. Bakanken de devam ettirmesini isteriz. Basın üzerinden konuşmamız gerekmiyor” değerlendirmesinde bulundu. İstanbul’da deprem tehlikesi olduğunu vurgulayan Kırımlı, “Silivri’de deprem olduğunda İstanbul’daki aile sağlığı merkezlerinin deprem durumuyla ilgili bir çalışma yaptık. Yüzde 30’u 1999 öncesinde yapılmış. Bunu Memişoğlu’na açıkladık. ‘Aile sağlığı merkezi (ASM) yapacağız’ dedi, ama yapmadı. Sağlık müdürlüğü kendisine binalar kiralıyor. Ama hiçbir ASM yapamadı. Hâlâ kötü koşullarda çalışıyoruz” dedi. Kırımlı, şunları kaydetti:

“Benim Memişoğlu’nun müdürlüğü zamanından aldığım cezalarım var. Tanır beni kendisi. Kamil Furtun öldürüldüğünde iş bırakma eylemine katıldım diye sadece bana ceza vermişti. Sonra o cezayı AYM’ye taşıdık. AYM, ‘İş bırakma anayasal haktır’ dedi. Bütün grevler daha da kolaylaştı. O cezayı bana vermese bunlar olmayacaktı. Covid zamanı  bozuk maske dağıttılar. Ben ‘Dağıtmayın’ dedim diye yine hakkımda soruşturma açtı. İstanbul’da aşı karşıtlığı ile ilgili bir çalışma yapmak istiyoruz, izin vermiyorlar. Bu zihniyet devam edecekse işimiz zor.”

'EDEPSİZ GİYİNİYORMUŞ GİBİ GÖSTEREN ZİHNİYET'

Tartışmalı kıyafet genelgesi nedeniyle Memişoğlu’na soruşturma açan Genel Sağlık-İş Sendikası’nın Başkanı Derya Uğur da “Özel hastane patronu Bakanı Koca görevinden affını istemiş, yerine sağlık emekçilerine kılık kıyafet düzenlemesi içeren yazısında edep, adap ve inanca göre giyinilmesi talimatlı bir yazı çıkan ve çalışma arkadaşlarını adapsız edepsiz giyiniyorlarmış gibi gören bir zihniyete sahip Memişoğlu getirilmiştir. 22 yıllık iktidarınızda sağlık çalışanlarının, mesleği değersizleştirilmiş ve  ‘Giderlerse gitsinler’ söylemlerinize maruz kalmıştır” dedi. Uğur, şu ifadeleri kullandı:

“Sağlıkta Dönüşüm Programından sonra her geçen gün çok daha kötü çalışma koşullarında çalışmaya mahkum bırakılmışlardır. Siyasi iktidarın sağlıkta şiddeti kışkırtan söylemlerden vazgeçip; şiddeti son bulduracak eylemleri hayata geçirmesini, sağlık çalışanlarının insan onuruna yaraşır çalışma koşullarına kavuşabilmesi talebimizi kendisine iletiyoruz. Sağlığı piyasalaştıran politikalar ile yıllar içerisinde yurdumuz insanının  sağlık hakkı elinden alınmıştır. Acilen Atatürk’ün başlattığı ulusal, kamucu, halkçı sağlık politikalarına dönüşün gerekleri yapılmalı.”