CHP Genel Başkan Yardımcısı Çiftçi, seçmenin hayallerini çalma lükslerinin olmadığını söyledi

“Genel merkezin atama yapabileceği sayı 30'larda kalacak. Başka partiden gelip de bizden aday olmak isteyen olursa onun için de bu kurallar geçerli. Bu partiyi ayakta tutan örgütünün hakkı yenmeyecek.” “Seçim kaybeden genel başkanla ilgili bir madde yok çünkü seçimi kaybedeceğimizi hiç düşünmedik. O nedenle bu aklımıza hiç gelmedi. Yolumuzu aydınlatan toplumun sesi. O ses bize kazandıracak.” “Seçmenin hayallerini çalma, insanların gelecekleriyle oynama lüksümüz yok. İki belediye başkanımız da bunun farkında. Parti içinde yarış yok. Doğru kişiyi bulana kadar da çalışmaya devam edeceğiz.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çiftçi, seçmenin hayallerini çalma lükslerinin olmadığını söyledi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.09.2024 - 04:00

Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meryem Gül Çiftçi Binici Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. 

- Tüzük kurultayına kaç delege katılmadı, mazeretleri neydi?

1325 delegemiz vardı, 1173 kişi geldi, 150 civarı kişi gelmedi. Cenaze nedeniyle gelmeyenler, vefat ve istifa sebebiyle düşenler, bizim parti suçu işledikleri için disiplin süreci başlattığımız 5 delege vardı. Genelde parti içi yarışlarımız seçimli kurultay olmayınca çok yüksek tempoda geçmiyor.

- Muhalif olanların gelmediği söyleniyor...

Öyle bir şey yok. Gelmeyenler kişisel sebebiyle gelmedi. Onun haricinde öyle toplu, örgütlü bir muhalif yapı yok. Örgütlü bir yapı olsaydı ret oyları bir ila otuz arasında olmazdı, daha yüksek olurdu.

- Seçimli kurultay söylentisi çıkmıştı, böyle bir girişim oldu mu?

Tüzük kurultayları olağanüstü kurultaylardır. Olağanüstü kurultayın nasıl toplanacağı tüzükte yazılı. Parti Meclisi (PM) karar verebilir, genel başkan çağırabilir ya da yeter sayıda kurultay delegasyonu aynı gündemle noterden vermiş oldukları imzayla gelebilir. Yani kurultayı kim çağırıyorsa gündemi o belirler. Kurultayı genel başkan çağırdığı için gündemi biz belirledik. Şöyle geriye dönüp bakalım; 2005, 2010, 2012, 2014, 2016 ve en nihayetinde 2018. Neredeyse iki yılda bir tüzük kurultayı yapmışız. Ve hepsi bir seçim sonrasına denk gelmiş. Hepsinde seçimde başarısızlık alınmış, sonra dönülmüş tüzük kurultayı yapılmış. Dolayısıyla CHP ilk kez bir başarı üzerine kurultay yaptı. Ve bu başarı üzerine yaptığı kurultaydan sonra delegasyonun seçim ve kurultay toplaması mümkün değil. Bu delegasyon 5-6 Kasım'daki kurultayda sokağın sesine kulak verdi ve değişim gerçekleştirdi. Herkes hızlıca seçim olsun ve biz iktidar olalım istiyor.

- Önceki tüzükler başarısız mıydı?

Ben tüzüğün başarıya giden yolda bir araç olduğunu düşünüyorum. 2018'de değişen tüzükle 2019 ve 2024 yerel seçimleri ile 2023 genel seçimine girdik. Son seçimi bu tüzükle kazandık. Tüzük bizim iç hukukumuzu düzenliyor. Bence tüzük kurultayları, başarısız olduğumuz dönemlerde kendi iç rahatlatmamız olmuş. O nedenle tüzükte yazandan ziyade uygulayıcının ne yaptığı kıymetli.

- Basına sızan taslak oldukça eleştirildi. Son haline gelen süreçte bu eleştiriler dikkate alındı mı?

Hem üyelerimizden hem CHP’ye gönül vermiş seçmenlerimizden talep ve öneri olarak 8 binden fazla çevrimiçi başvuru aldık. İki kere il başkanları toplantısı, üç, dört tane komisyon toplantısı yaptık. İl başkanlarımız, komisyon üyelerimiz raporlayıp, danışma kurullarında değerlendirip bizlere gönderdi.

Seçim hukuk işlerinden sorumlu, örgütten sorumlu genel başkan yardımcılığı yapmış olanlarla bir araya geldik. Tüzüğün birinci uygulayıcısı il ve ilçe başkanlarımız. Onlar ne yaşıyorlar, neyi eksik görüyorlar, üzerinde tartıştık. Her komisyon toplantımız en az 10 saat sürdü.

- Çok değişiklik yapmak durumunda kaldınız mı?

Elbette değişti. Bazen ekledik, bazen çıkarttık. Taslak değil, ilk çerçeve metin dediğimiz belgeyi il başkanlarımıza, milletvekillerimize, PM grubumuzla paylaştık. Başında “çerçeve metin” yazıyor olmasına rağmen maalesef basına sızdı. Basına sızarken bir kısmı değişti. Bazı duayen gazeteciler dahi yanlış bir metin üzerinden acımasız eleştirilerde bulundu. Ne zaman ki gerçek taslak metin ortaya çıktı, bu eleştiriler bitti.

- Son halinin Kemal Bey’e geç ulaştırıldığı konuşuldu, öyle mi?

Taslak metnin yazım aşaması oluşmadan genel başkanımız, önceki genel başkanımız Kemal Bey'e neler olacağı ile ilgili bilgi verdi. Ardından Komisyonun son toplantısı 5 Eylül'dü. O gün komisyondan metin çıkar çıkmaz önceki genel başkanımıza iletildi. Yani kurultayda komisyon üyeleri bile metnin son halini görmeden önce, önceki genel başkanlarımızın hepsi metni gördü. O nedenle “Geç ulaştırılmış” diyemeyiz.

- Kemal Bey’in kabul edilen tüzükle ilgili size ulaşan bir yorumu oldu mu?

Bize bir şey gelmedi.

- Kemal Bey’in neden katılmadığıyla ilgili kendisiyle görüştüğünüz mü ya da size ulaşan bir bilgi var mı?

Katılıp katılmayacağına dair en azından benim bir bilgim yoktu. Bizim bütün kurultaylarımızda önceki genel başkanlarımızın koltukları hep hazırdır. Son ana kadar “gelir” diye bekledik. Kendi takdiridir tabii ki.

- Bu tüzükle genel merkezin toplam kaç vekil atama hakkı oldu?

Atama hakkı yerine şöyle tarif edeyim: 52. maddede örgüt denetiminde ön seçim veya örgüt denetiminde aday yoklaması yapılan yerde yüzde 15 diye bir kural var. Ama bu yüzde 15'i de her seçim çevresinin milletvekili sayısının yüzde 15’i ile sınırladık. Yani Ankara birinci bölgede örgüt denetiminde ön seçim yapılması durumunda en fazla 2 kişilik kontenjan kullanılacak. Aslında ilk yüzde 15, 90 ediyor ama bunun gerçekleşebilme ihtimali yine yüzde 15 ile sınırlandığında 90 olmuyor. Buna bir kısıt daha getirdik. Bu 90'ı alıp da yüzde 15 ile sınırladığımız yerin 1 bölü 3'ünü il örgütüne, bir bölü 3'ünü gençlik ve kadın kolu yöneticilerine, kalan bir bölü 3'ünü de mevcut milletvekili grubuna ayırdık. Sonuçta genel merkezin toplamda atama yapabileceği sayı 30'larda kalacak.

- Yani bu tüzüğe göre “40'dan fazla atama yapılması mümkün değil” diyebilir miyiz?

Türkiye genelinde 90 kişi var. Bunu Türkiye'ye dağıtacaksınız ve yüzde 15 ile sınırlayacaksınız. Ankara'da 3 seçim çevresi var. Yüzde 15 ile sınırladığınız toplamda Ankara'ya 6 kişi yazabileceksiniz. Kaba bir simülasyon yaptığımızda bunun gerçekleşebilme ihtimali 61 kişide kalıyor. 61 kişi genel merkezin değil örgütün hakkı olacak. Yani genel merkez 90 kişi yazmayacak. Sınırlama nedeniyle bu sayı 61’e düşecek. Bu 61 kişi de örgüt, kadın ve genç ile Meclis’teki ihtisas komisyonlarında bulunması zorunlu kişilerden oluşacak.

- Neden tümü hakim önünde ön seçim değil?

Bütün aday belirleme yöntemlerini yazdık. Hakim denetiminde yaptığınız ön seçimde koruyucu hükümler ortaya koyamazsınız. Biz “Hakim denetiminde ön seçim tüzüğümüzde olsun ama buna bir de alternatif olarak örgüt denetiminde ön seçim yapalım” dedik. Çünkü bunu yerel seçimde uyguladık ve sonucunu çok güzel aldık.

- Örgüt denetiminde olunca başarı olasılığı mı yükseliyor?

Kadını, genci, bölgesel dağılımı, meslek gruplarını koruyabiliyoruz. Demografik yapıya uygun bir profil çıkartabiliyoruz. Bunun en güzel örneği Antalya ve Balıkesir. Antalya Doğu ve Batı diye ayrılıyor. Üyemizin büyük kısmı Batı’da. Antalya'da ön seçim yaptığımızda üyemizin çok büyük bir kısmının belli bir bölgede toplanması sebebiyle bütün liste onlardan oluşuyor ve Doğu temsil edilmemiş oluyor. Balıkesir; Merkez, Körfez ve Marmara olarak ayrılıyor. Üyemizin çok büyük kısmı Körfez'de. Bu kez Merkez ve Marmara eksik kalıyor. Yani kuralları önden koyacağız. Hakim denetiminde olduğu zaman bunları yapamazsınız.

‘KARARI ÖRGÜT VERECEK’

- Birden fazla seçenek var, ne olacağı nasıl belirlenecek?

Net yazdık; “Hangi seçim çevresinde, hangi aday saptama yönteminin kullanılacağına il örgütlerinin görüşü doğrultusunda PM karar verir”. Yerel seçimde örgütler bize “Ben adayımın şu yöntemle belirlenmesini istiyorum” dedi. Biz PM’de o kararı geçirdik. Onlar karar verecek.

- Olası bir ittifakta ön seçim yapılmayacağıyla ilgili madde neden kaldırıldı?

100 yıldır ayakta duran bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Parti baraj altında kaldığında ayakta durdu, kapatıldığında ayakta durdu, seçim yenilgilerinde ayakta durdu ve bunun tek bir sebebi var, o da örgütü.

CHP’ye örgütü sahip çıktı. Bu partiyi ayakta tutan örgüt. Bu partinin en kötü gününde yanında olan örgütünün hakkının yenmemesi için ittifak halinde olsa da olmasa da biz bu kuralları uygulayacağız.

- Örgütün hakkı yenmiş miydi?

Partimizde çok nitelikli insanlar var. İttifak olsun olmasın biz bu kuralları uygulayacağız. Başka bir partiden gelip de bizden aday olmak isteyen olursa onun içinde bu kurallar geçerli. Bu partiyi ayakta tutan örgütünün hakkı yenmeyecek.

- Cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceksiniz?

Siyasi Partiler Kanunu çok açık bir şekilde “Parlamento grubu belirler” diyor. Bizim tüzüğümüzde üyeye de seçmene de sorabilecek hüküm yazılı. Ama kanun çok açık. Dolayısıyla bizim burada yapacağımız her şey sadece parlamento grubuna tavsiye niteliğinde kalacaktır.

‘DOĞRU YOLA BİLİM GÖTÜRÜR’

- Sizin gönlünüzden geçen ne olur?

Bence üye görüşü alınması çok makul. Üyemizin görüşünü demokratik, dijital katılım yoluyla alabiliriz. Her üyemiz oylamaya katılabilir. Ama burada doğru olan 83 milyonun kimi istediği. O nedenle bence bizi en doğruya götürecek kamuoyu araştırmasıdır. Çünkü biz 31 Mart seçimine giderken yapay zekâ ile denetleyebileceğimiz kamuoyu araştırmaları yaptık. Bilimden uzaklaşılmamalı. Çünkü en doğru yola bilim götürür.

- Seçim kaybeden genel başkanla ilgili bir madde neden yok?

Açık söyleyeyim; seçimi kaybeden genel başkanla ilgili bir madde yok çünkü seçimi kaybedeceğimizi hiç düşünmedik. O nedenle de bu aklımıza hiç gelmedi. Çünkü biz seçimi kazanacağız. İnanılmaz motiveyiz. Yolumuzu aydınlatan toplumun sesi. Biz o sesi kaybetmediğimiz sürece bu seçimi kazanacağız. O ses bize seçimi kazandıracak.

- En içinize sinen değişiklik ne oldu?

Çok çalıştım, emek verdim. Çok samimi bir şey anlatayım. PM’nin yaş ortalaması 43. MYK'nın yaş ortalaması 46. Bazı basın mensubu arkadaşlar yayınlarda “Çoluk çocuk mu yönetecek, ne tecrübeleri var” gibi şeyler söylediler. Kişisel değil hepimiz için. Biz geldik, önümüzde koca bir seçim gündemi bulduk. Aylarca seçim gününe uyandığım kabuslar gördüm. Ama Türkiye'de sıfır sorunlu bir seçim geçirdik. Dedim ki “Benim için birinci round bitti”. İkinci round, tüzük kurultayı... Tüzük kurultayları bu zamana kadar hep olaylı oldu. Bu kez ikinci kabuslu gecelerim başladı. Yine gece gündüz çalıştık, emek verdik. İçime sinmeyen bir şey olmadı.

- Eksik kaldı dediğinizde bir şey yok mu?

Elimizde olmadan eksik kaldı. Siyasi Partiler Yasası’nın engel olduğu bazı hususlar vardı. Onları bir kenara ayırdık. Ama asla çöpe atmadık. Çünkü CHP iktidarında ilk değiştireceğimiz kanunlardan biri anti demokratik olması nedeniyle Siyasi Partiler Kanunu. Örneğin genel başkanı üyelerin seçmesine kanun izin vermiyor. Gerçekten içimize sinen tüzüğü iktidar olduğumuzda yapacağız. İnşallah bana nasip olur.

‘CHP’DE MUHALİF GRUP YOK’

- Kurultayda belediye başkanlarının konuşması ile ilgili yaşananlara tanık olduk. Mansur Bey, “fitne ateşine odun atmış oluyoruz” eleştirisi yaptı. Neden oldu bu?

“Bayram havasında girip bayram havasında çıkacağımız bir kurultay olsun” dedim. Gerçekten öyle oldu. Gecenin sonunda 81 il başkanım yanıma geldi, “Sizin dediğiniz gibi bayram havasına girip bayram havasına çıktık” dediler. Bunun konuşulmasını çok istedim. Çünkü CHP’de muhalif bir grup yok. CHP’de birlik beraberlik var. 81 il başkanının tüzüğün altında imzası var.

‘HEP BİRLİKTE ÜZÜLDÜK’

Maalesef belki bir iletişim kazası oldu diye düşünebiliriz. Benim bildiğim kadarıyla Ekrem başkanının konuşma yapmaktaki amacı yargı tarafından taciz ediliyor olması. Davası çıktı, yok istinafta karar şöyle oldu, yok usulden bozuldu, yok esastan görüşüldü... Aslında bu süreci anlatmak arzusu içerisindeydi. Bir açıklama ihtiyacı hissetmişti. Mansur Başkan da biraz üzüldü. Hep birlikte üzüldük. Ama bunlar aile içinde konuşuldu, aile içinde kaldı. En son genel başkanımız çıktı, sorumluluğu üzerine aldı. Herhangi bir problem yok. Her ikisiyle konuşuldu. Hiçbir sorun olmaksızın yolumuza devam ediyoruz.

- Bu görüntü için “kırılma noktası” yorumları yapıldı, öyle mi?

Bizim için 2023 Mayıs seçimi kötü sonuçlandı. Bizim de seçmenin de hayallerimiz yıkıldı, umutlarımız kırıldı. Genel başkanımız 31 Mart gecesi çok güzel söylemişti: “Zihinlerinde bavullarını toplayan gençler o bavulları şu anda kaldırdı”. Bizim o gençlere bir daha bavullarını toplatma gibi bir lüksümüz yok. Biz kalkan o bavulların hepsini tamamıyla boşalttırmak zorundayız. O yüzden seçmenin hayallerini çalma, insanların gelecekleriyle oynama lüksümüz yok. İki belediye başkanımız da bunun farkında ve bu doğrultuda çalışıyor. Parti içinde hiçbir yarış yok. Doğru kişiyi bulana kadar da çalışmaya devam edeceğiz.

‘NORMALLEŞME ANADOLU’DA KARŞILIK BULDU’

- Anket yaptırıyor musunuz, sonuçlar nasıl?

Çok nitelikli firmalara denetlenebilir bir şekilde kamuoyu araştırmaları yapıyoruz. 31 Mart'tan bu yana parti hiç düşmedi. Her yeni araştırma bir önceki aydan daha yüksek geliyor. Normalleşme diye eleştiriyorlar ama bu, Anadolu'da seçmenin gönlünde yeri olan bir iş ve bu kamuoyu araştırmalarına yansıyor. Liderler Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda, cami avlusunda karşılaşıyor, tokalaşmıyorlardı. Bu siyasi gerginlik herkese sirayet etmiş durumdaydı. Bugün sokaktaki kavgaların arkasında başka bir şey aramak lazım. Bu, siyaset ikliminin krizi aslında.

- O zaman normalleşme süreci devam edecek mi?

Devam edecek ya da etmeyecek demek, doğru değil. Biz Cumhurbaşkanıyla görüşürken şunu söyledik. “Müzakere ve mücadeleyi aynı zeminde götüreceğiz”. Biz, “Emekli, asgari ücretli hakkını alsın, geçim sıkıntısı ortadan kalksın” diye bir müzakere zeminini kurduk. İktidar partisinden müzakere zeminimize katkı gelirse, seçmene fayda sağlayacak bir adım atılırsa bu bizi mutlu eder. Çünkü siyaset seçmenin sorununu çözme mekanizmasıdır. Ama yapmayacaklarsa elbette bir müzakere sürecine devam etmemin bir manası yok.

- Önemli bir adım geçildi. Bundan sonra CHP neler yapacak?

Şimdi Anadolu'ya yayılma vakti. CHP bütün milletvekilleri, merkez yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Anadolu'da seçmenle buluşacak. “Geçim yoksa seçim olur” diyerek seçime hazırlık yapacağız. Ama genel başkanımızın dediği ölçüde, 4 ay kala, 5 ay kala bir erken seçimi elbette kabul etmeyiz. Çünkü o kendi adaylığının önünü açmaktır. Biz yarın seçim varmış gibi çalışmaya başlayacağız.

PORTRE: MERYEM GÜL ÇİFTÇİ BİNİCİ

1985’te Ankara’da doğdu. Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’den mezun oldu. Aynı üniversitede Özel Hukuk alanında yüksek lisansını tamamladı. 2022’de Türkiye Barolar Birliği delegesi seçildi. 2007-2008 yıllarında Çankaya ilçe Halkla İlişkiler Komisyonunda ve ilçe gençlik kollarında görev aldı. 2008-2010 yılları arasında Çankaya İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı görevini yaptıktan sonra, 2010-2012 yılları arasında Gençlik Kolları Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterliği görevinde bulundu. 34. Olağan Kurultayda, 18. Olağanüstü Kurultayda ve 36. Olağan Kurultayda Parti Meclisi üyeliğine seçildi. Çiftçi, Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler