Başparmak kökündeki ağrıya dikkat
Özellikle 40 yaş üzeri kadınların başparmak ağrısını hafife almaması gerektiğini söyleyen Dr. Kadir Uzel, “Başparmak kök eklemi kireçlenmesi, eklemde şişlik, kavanoz açamama, kapının kilidini çevirirken zorlanma gibi belirtilerle ilerliyor” dedi.
Halk arasında başparmak kök eklem kireçlenmesi olarak bilinen başparmak osteoartritinin özellikle 40 yaş üzeri kadınlarda sıklıkla görüldüğünü söyleyen El Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kadir Uzel, “Kök eklem kireçlenmesi, başparmakta bulunan eklemin dejeneratif durumu olarak tanımlanır. Başparmak kök eklemi; el bileğinde bulunan trapezium kemiği ve birinci tarak kemiği tarafından oluşturulan bir eklemdir. Bu eklem başparmağın kendi etrafında dönmesi, öne, arkaya kıvrılabilmesi, yanlara açılabilmesi ile kavrama yapılabilmesini sağlar. Bu eklemde kireçlenme oluştuğunda eklemdeki kıkırdak aşınır ve kemikler birbirine sürtünerek ağrıya neden olur” dedi.
Başparmak kök eklem kireçlenmesinin temelinde yaşlanma, genetik faktörler, hormonal değişiklikler ve tekrarlayan zorlamalı hareketler gibi risk faktörlerinin bulunduğunu söyleyen Uzel, “Osteoatrit genellikle postmenopozal olan kadınlarda görülür ve 40 yaşından sonra sıklığı artar. İleri yaşa bağlı hormonal değişimler, mesleki zorlanmalar, ağır spor aktiviteleri, travma, kırık, başparmak eklem bağlarında zedelenme ve genetik öykü hastalığın gelişmesinde risk faktörleri olarak öne çıkar” diye konuştu.
"EKLEMDE ÇITIRTI SESİNİ HAFİFE ALMAYIN"
Hastalığın teşhisinin fizik muayene ve röntgen ile konulduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Uzel, “Hastalar genellikle başparmak kök ekleminde ağrı şikâyeti nedeni ile polikliniğe başvururlar. Ağrı dışında eklemde şişlik, hareket kısıtlılığı, kavanoz açma ve kilit çevirme gibi çimdikleme hareketlerini ağrı nedeniyle yapamama şikayetleri de görülebilir. Muayenede eklem seviyesinde tarak kemiğinin dışa doğru kayması ve sivrileşmesi nedeniyle şekil bozukluğu ve basamaklanma, eklemde hassasiyet ve çıtırtı sesi görülebilir” açıklamasını yaptı.
CERRAHİ TEDAVİ
Dr. Öğr. Üyesi Kadir Uzel, hastalığın tedavisinde ilişkin bilgi vererek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“İlk olarak ameliyat dışı yani konservatif tedavilerle başlanır. Ağrı kontrolü için non-steroid antiinflamatuar ilaçlar, başparmak destekli el bilek ateli, fizik tedavi yöntemleri ve eklem içine kortikosteroid enjeksiyonu konservatif tedavi yöntemleri arasındadır. Konservatif tedaviden fayda görmeyen hastalarda cerrahi yöntemlere başvurulur. Hasar görmüş ve aşınmış kıkırdak yüzeylerinin temizlenmesi, trapezium kemiğinin çıkarılması ve meydana gelen boşluğun tendon dokusu ile doldurulup bağ onarımı yapılması en sık uygulanan ve başarı oranı yüksek olan tekniktir. Cerrahi sonrasında yaklaşık 1 ay atel uygulaması yapılır. Sonrasında fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecine başlanır. Eklemin füzyonu ve eklem protezi uygulanması, yapılabilecek diğer cerrahi tedavi seçenekleri arasında yer alır.”
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı