6 aydan uzun süren yorgunluğa dikkat!

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, herkesin belirli dönemlerde yorgunluk yaşayabileceğini belirterek, 6 aydan uzun süren yorgunluğun altında çok farklı bir hastalık sebebi bulunabileceğini bildirerek uyarılarda bulundu.

6 aydan uzun süren yorgunluğa dikkat!
Abone Ol google-news
AA
Yayınlanma: 05.05.2023 - 07:00

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, yorgunluğun ruhsal, fiziksel ve kronik yorgunluk gibi türleri bulunduğunu belirtti.

Meriçliler, kronik yorgunluğun en sık nedeninin depresif duygular olduğunu aktararak, "İnsülin direnci, hipoglisemi, diyabet gibi şeker metabolizma bozuklukları, tiroid hastalıkları, mineral ve vitamin eksiklikleri gibi nedenlerden dolayı da kişiler kronik yorgunluk yaşayabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Hemen hemen herkesin belirli dönemlerde yorgunluk yaşayabileceğine işaret eden Meriçliler, "Bu yorgunluk bazılarında dinlenerek geçerken, bazen geçmediği gibi sürekli tekrarlayabiliyor. 6 aydan uzun süren yorgunlukta altta çok farklı bir hastalık sebebi bulunabiliyor" uyarısını yaptı. 

"TİROİD HORMONLARININ NORMAL DÜZEYDE OLMASI ÖNEMLİ"

Meriçliler, kronik yorgunluğa sebep olabilecek nedenler hakkında şu bilgileri verdi:

"Tiroid kaynaklı yorgunluk: Tiroid bezi boyunda yer alan küçük, kelebek şeklinde, hormon salgılayan bezdir. Tiroid hormonlarının normal düzeyde olması sağlığımız için önemlidir. Aksi takdirde normalden sapması durumunda kanda vücudun ihtiyacından fazla ya da az hormon bulunması ciddi bir sağlık problemidir. Bu hormon düzeyi değişikliklerinin fark edilmesi zaman alır. Bu nedenle kronik yorgunluk şikayeti olan hastalarda tiroid hormonlarına bakılması ve normalden farklı ise nedeni araştırılarak tedavi edilmesi gerekir.

Böbrek üstü bezleri kaynaklı yorgunluk: Böbrek üstü bezleri sağ ve solda böbreklerin üzerinde yer alan, hormon salgılayan bezlerdir. Hayati önemi olan hormonların salgısından sorumludur. Bu bezlerin normalden fazla ya da az hormon salgılaması ciddi bir sağlık sorunu olup endokrinolojinin acil durumları arasında yer almaktadır. Kronik yorgunluk şikayeti olan hastalarda böbrek üstü bezi hormonları araştırılmalıdır.

Şeker kaynaklı yorgunluk: Şeker, metabolizma bozuklukların ilk problemi pankreastan salgılanan insülin hormonunun yeterli gelmemesi nedeniyle pankreasın normalden daha fazla insülin salgılamak zorunda kalmasıdır. Bu duruma insülin direnci denir. Fazla insülin, kan şekerinin normalin altına düşmesine yol açarsa hipoglisemi atakları denilen düşük şekere yol açmaktadır. Bu süreç diyet ve ilaçlarla önlem alınmaz ise şeker hastalığı gelişir. Bununla birlikte şeker hastalığının ilk dönemlerinde kronik yorgunluk, kas ağrıları, uyku hali, konsantrasyon bozukluğu görülmektedir.

Hipofiz bezi kaynaklı yorgunluk: Hipofiz bezi burnumuzun arkasında beyine yerleşmiş nohut büyüklüğünde bir bezdir. Vücuttaki hormon salgılarının vücut ihtiyacı ile uyumlu olmasını sağlayan, dolayısıyla fonksiyonlarının hayati öneme sahip olduğu bir endokrin bezidir. Hipofiz bezi sayesinde tiroid bezi, böbrek üstü bezleri, yumurtalıklar ve testisler çalışır, idrar miktarı ve konsantrasyonunun belirlenmesinde, gebelikte, emzirmede önemli rol oynar. Hipofiz bezinde ortaya çıkan yapısal değişiklikler hormon sistemlerinin düzensizliğe yol açarak kronik yorgunluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Over ve testesteron kaynaklı yorgunluk: Kadınlarda overler östrojen, erkeklerde testisler testosteron hormonlarının salınımından sorumludur. Kadınlarda östrojenin, erkeklerde testosteron hormonlarının yaşla birlikte fizyolojik fonksiyon kaybında veya over-testis hastalıklarında hormon düzeylerinin azalması durumunda kas güçsüzlüğü, kemik erimesi ve duygusal olarak depresyona yatkınlığın eşlik ettiği kronik yorgunluk karşımıza çıkabilir.

Beslenme kaynaklı yorgunluk: Gıdalarla aldığımız enerji kadar gıda içerikleri de metabolizmamız, organların fonksiyonları ve genel vücut sağlığı üzerinde çok önemli rol oynar. Düşük kalorili beslenmek bir süre için kilo vermeyi sağlasa da sürekli düşük kalorili beslenen kişilerde enerji azlığı nedeniyle kronik yorgunluk gelişmektedir. Özelliklede genç kadınlarda hipofiz bezi üzerinden yumurtalık fonksiyonlarını bozarak adet düzensizliğine yol açmaktadır. Sağlıklı beslenerek hem kilomuzu kontrol edebiliriz hem de hormon değerlerimizi dengede tutarız. Ayrıca günlük harcanan kalorinin fazlasını tüketmek vücut yağ dokusunun artmasına yol açarak insülin direnci, kilo artışı üzerinden aşırı kalorili ve özellikle yüksek karbonhidratlı beslenmek bir süre sonra kronik yorgunluğa yol açar."


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler