Melo köyünde edebi bir sığınak - Ayşenur Tanrıverdi

Gouveia’nın Melo köyündeki bu Sarı Ev, tıpkı bu müzik kutusu gibi sessiz sakin görüntüsüne karşın küçük bir etkiyle harekete geçebilecek bir canlılık barındırıyor.

Melo köyünde edebi bir sığınak - Ayşenur Tanrıverdi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.01.2025 - 04:00

Nostaljik müzik kutularını bilirsiniz. Kutunun kapağını açıp yanındaki küçük metal kolu çevirdiğinizde içinden mekanik bir melodi yükselir. Büyülü bir şekilde odayı dolduran bu melodi size mutlaka geçmişe ilişkin bir şeyler hatırlatacaktır. Gouveia’nın Melo köyündeki bu Sarı Ev, tıpkı bu müzik kutusu gibi sessiz sakin görüntüsüne karşın küçük bir etkiyle harekete geçebilecek bir canlılık barındırıyor. Evin mekanik aksamını çalıştıran kuvvet ise Vergilio Ferreira’nın kelimelerinden başkası değil. 

Vergilio Ferreira, 1916’da dünyaya geldiğinde Melo köyü, ona hayatı boyunca hayranlıkla bakacak bir çift meraklı göz tarafından kuşatıldığının farkında değildi. Ferreira, Melo’da yaz tatillerini geçirdiği bu Sarı Ev’i yaratıcı dünyasının merkezine koyacak, her şeyi bu merkez ekseninde şekillendirecekti. “Sonsuz Dek” (Para Sempre) adlı romanın baş kahramanı bu evin odalarında dolaşacaktı. Evdeki bir ses, koku, bir pencere kilidi ya da bir nesne, her an bir hayal gücünün rüzgârını arkasına alıp bir hikâyeye dönüşebilecek potansiyele sahipti. Melo’daki Sarı Ev’in, doğanın, aşkın, ayrılığın ya da yalnızlığın onu nasıl etkileyeceğini Ferreira’nın kendisi bile bilmiyordu, bunu yazmaya devam ettikçe öğrenecekti. Çünkü o sadece var olduğunu hissetmek için yazıyordu. 

Ferreira, 80 yıllık ömrüne sığdırdığı romanlar, denemeler, eleştiriler, öyküler ve günlüklerle 20. yüzyılın en önemli Portekizli yazarları arasında yer alıyor. Peki Sarı Ev (Casa Amarelo), Ferreira için ne kadar bu kadar önemliydi? Anne ve babasının çalışmak için ABD’ye gitmesinin ardından Ferreira için hayat belki de bir çeşit “bekleyiş”e dönüşmüştü. Maruice Blanchot, bekleyiş kavramını “zamanın yokluğu” olarak ifade eder. Portakal ve gül ağaçlarıyla bezeli bahçede geçirdiği çocukluk ve gençlik yıllarının ardından Ferreia, Sarı Ev’den bahsederken “vakar” (solenidade) kelimesini kullanacaktı. Ev, onun betimlemelerinde bir çeşit ciddiyet ve ağırbaşlılığın neşeli bir yansımasıdır. Sarının soluk bir tonuyla boyalı şık bir cephe, “kapalı pencerelerin kör bakışı”, çokgen kesitli ve eğimli sundurmalar... Küçük pencerelerin ahşap çerçevelerine sığan dağ manzarası, yazarın duygusal yoğunluğunu perçinleyecekti.

BELEDİYE EVİ SATIN ALDI

Gouveia Belediyesi evi kültürel bir proje olarak Vergilio’nun Edebiyat Rehberi ve “Em Nome da Terra-Edebiyat Festivali” kapsamında dönüştürmekle Melo köyünün “Portekiz’in en edebi köyü” olarak tanıtılmasını ve daha çok insan tarafından keşfedilmesini amaçlıyor. Gouveia Belediyesi bu evi satın alarak Ferreira’nın soyut ve somut dünyasını bir arada tutan dokunaklı bir evren yaratmayı başarmış durumda.

Birçok yazarın sonradan müze haline dönüştürülmüş evlerinin örneklerini dünyanın başka yerlerinde de görebiliriz. Jane Austen’den Shakespeare’a, Dostoyevski’den Goethe’ye, Fernando Pessoa’dan Charles Dickens’a kadar düşünce dünyamızı derinden etkilemiş isimleri küçük bir odanın içinde yazarken düşlemek hiç de kolay değildir. Onların sıradan insanlar gibi yiyip içtikleri, uyuyup uyandıkları, bazen de sonsuz umutlara ya da sıkıntıya kapıldıkları gözümüzün önüne gelir. Kimisi büyük geniş ahşap masalarda yazmayı tercih etmiştir, kimisi küçük rahatsız bir sandalyenin tepesinde kargacık burgacık harflerle hızlı hızlı dökmüştür kâğıda düşüncelerini. Ev, bir yaratım alanı, aynı zamanda bir “düş alanı” olarak oldukça anlamlı bir meseledir. Yazarların kelimelerle kurdukları evrenin bu somut başlangıcının (evlerin) aslında ne kadar sıradan, olağan, çoğu zaman mütevazı olduğunu görmek bize iyi gelir. Vergilio Ferreira Evi’ni sokağa açılan kapısından, köyün yerel sakinlerinden, Serra da Terra’nın rüyası güzelliğinden ayrı düşünemeyiz. Yine de en güzel yanlarından biri bu dönüştürüldüğü haliyle ulaşılabilir ve “açık” olması. Resim, heykel, müzik, tiyatro, sinema, edebiyat ve daha pek çok yaratıcı alanda çok disiplinli bir ortak mekân sağlayarak yenilikçi bir bakış açısıyla yürürlüğe konan bu “edebi turizm” fikri, insanların turizme ilişkin bakış açılarını değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda yaratıcı gücü açığa çıkarmanın etkili yollarını bulma konusunda bir rehber görevi görüyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler