Keşke susabilsem...

İnandıklarını savunmak adına son nefesine kadar susmadı Güney Afrika’nın vicdani kılavuzu Desmond Tutu! “Keşke susabilsem ama yapamıyorum ve yapmayacağım” sözleri akıllarda... St. George Katedrali’nin çanları gün ortasında Başpiskopos Tutu için çaldı, Masa Dağı ise bir haftalık yas ve anma süreci için kendisi ile özdeşleşmiş mor rengi ile aydınlatıldı.

Keşke susabilsem...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.01.2022 - 02:00

Güney Afrika’yı özgürlüğüne kavuşturan sıra dışı Güney Afrikalılar neslinden yeri doldurulamayacak bir yıldız daha göçüp gitti dünyadan. Ülkede 1948 ile 1994 yılları arasında devam eden siyahlara karşı ayrımcılık rejiminin son bulması için en ön saflarda mücadele eden liderlerden biriydi Tutu. Apartheid ile mücadelesinden ötürü 1984’te Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü. Söz ve mizah insanıydı. Eleştirirken bile nüktedandı. Nobel Barış Ödülü kabul konuşmasında, bir Zambiyalı ile bir Güney Afrikalının arasında geçen tartışma hikâyesini anlattı: “Bir Zambiyalı, Deniz Bakanı’nı övüyor. Güney Afrikalı soruyor: ‘Ama donanmanız yok, denize erişiminiz yok, nasıl Deniz Bakanlığınız olabilir?’ Zambiyalı ise şöyle yanıtlıyor: İyi de Güney Afrika’da da Adalet Bakanlığınız var, değil mi?”

‘GÖKKUŞAĞI ULUSU’

1994 yılında Apartheid dönemi sona erdi ve ülkenin efsanevi lideri Nelson Mandela devlet başkanı oldu. Ayrımcılık döneminde işlenen ırkçı suçları araştırmak üzere Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu oluşturuldu, başkanlığına da Desmond Tutu atandı. Kolay değildi geçmişi geride bırakmak! Ama yine de hesaplaşma yerine kucaklaşmayı, intikam yerine affetmeyi yüceltti. Etnik çeşitliliği ifade etmek ve tüm renklerin eşit şartlarda bir arada harmoni içinde yaşaması adına kurduğu hayali için “gökkuşağı ulusu” terimini yarattı. Ayrımcılık rejiminin sonrasında ilerleyen yıllarda ülkenin “hayallerindeki kadar birlik olamamasına” üzüldüğünü ifade etti. Hayatı boyunca umut avcılığını bırakmadı. Ezilen toplumların sesi oldu. “Eğer adaletsizlik karşısında sessiz kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir fil farenin kuyruğuna bastığında sen bu duruma kayıtsız kalıyorsan, fare senin tarafsızlığından hoşnut olmaz.” Ruanda soykırım kurbanlarının mezarsız kafataslarının önünde konuşmasına başlar başlamaz kendini kaybedercesine ağlamaya başladı, teselli bulamadı. Hassas ruhu hep ayazdaydı.

Filistin davasının en büyük destekçilerindendi. “Ubuntu” felsefesine inancı nedeni ile gerçek bir ıstırap ile karşılaşınca kafasını çevirmedi, hiçbir şey yapmamanın hayal kırıklığını yaşatmak istemedi kendine. 

 “Ubuntuya inanan bir insan diğerlerine açıktır. Başkaları iyi ve yetenekli olduğunda kendini tehdit altında hissetmez. Daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri zulme uğradığında kendini de ezilmiş hisseder.” Çağrılarında insan acısının gerçekliğine ve insan onuruna saygı duymaya davet etti.

HAK MÜCADELESİ

Kenya’nın efsane kurucu Devlet Başkanı Jomo Kenyatta’nın meşhur sözüne birçok kez atıfta bulunarak Afrika kıtasının çileli tarihine sessiz kalmadı. “Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim ellerimizde topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı.” Masada kendisini “efendi” gibi gören birinden atılan şefkat kırıntılarını toplamaya niyetinin olmadığını, tüm hakların olduğu mönüyü talep ettiğini tam özgürlük çağrısını her fırsatta yineledi. 

“Küresel ısınma dünyanın karşı karşıya kaldığı insanoğlu tarafından yaratılmış en büyük krizidir. Irk, kültür, din ayrımı yapmaksızın gezegenimizdeki tüm insanları etkiler. İnsanoğlu tarihte daha önce dünyayı savunmak için bu denli ortak hareket etmeye ihtiyaç duymamıştı. Ancak zaman daralıyor” diyerek gümbür gümbür gelmekte olan iklim krizinin yaratacağı, şiddetli fırtınalar, tatlı su rezervlerinin azalması ve salgın hastalıklar, artan gıda fiyatları ve iklim mültecileri konusunda uyarılarda bulundu.

Ağzını açmadan haykıran, ağlamadan yas tutan tüm kadınların dünyadaki sesi olmaya kararlıydı. “Dünyada ilerlemek istiyorsak eğer, kadına yapılacak yatırım en iyisidir. Kadınların liderlik edeceği bir devrime ihtiyacımız var” diyen yine Tutu idi. İnsan olmanın kendinin olduğu kadar ötekinin de temel haklarını korumaktan, savunmaktan geçtiğine inandı.

Tutu’nun kızı Myho, Anglikan kilisesinde din görevlisiydi. 2016 yılında uzun zamandır birlikte olduğu Hollandalı kız arkadaşı ile evlenmeye karar verdi. Bunun üzerine Anglikan kilisesi tarafından papazlık ehliyeti iptal edildi. Mesleği ile aşkı arasında seçim yapmak zorunda kalan Myho için yaşanan gelişme üzüntü verici ancak şaşırtıcı değildi. 2006 yılından beri eşcinsel evliliklere onay verilen Güney Afrika’da Desmond Tutu, 84 yaşında sağlığının yerinde olmamasına rağmen kızının evlilik törenine katıldı ve yeni evli çifte desteğini gösterdi. “Homofobik cennete gitmeyi reddediyorum. Onun yerine cehenneme gitmeyi tercih ederim.” Tüm dinlerde cesaret isteyen ve pek de revaçta olmayan konu hakkında lanetlenmeyi göze alarak sesini duyuramayanların sesi oldu. 

DALAİ LAMA İLE MUTLULUK ÜZERİNE SOHBET

İki ruhani lider Dalai Lama ve Desmond Tutu arasında derin sevgi ve manevi bağ vardı. Dalai Lama’nın Himalayalar manzaralı sürgün evinde geçirdikleri beş gün boyunca mutluluk ve sevinç üzerine konuştular ve birlikte “Mutluluğun Kitabı”nı yazdılar. Tutu kendisine iyi göründüğüne söyleyen Dalai Lama’ya, “Sen de dünyanın tepesinde oturan biri gibi mutlu görünüyorsun” diyerek karşılık verdi, gülüştüler. Gazetecinin Tutu’ya kendi ölümü hakkında soru sorması üzerine Dalai Lama’ya dönerek “Onun pek umurumda olduğunu sanmıyorum, nasıl olsa reenkarnasyona inanıyor” diyerek içi gülen koca yuvarlak gözlerini gazetecinin gözlerine odaklayarak soruyu savuşturdu. Stefan Zweig’in kitabının ismine nazire yaparcasına bir araya gelmeleri “insanlığın yıldızının parladığı” anlardı. 

Dünyanın giderek kutuplaştığı bir dönemde sakinliği, sabrı, metaneti, nezaketi ile insanlığa daha iyi bir hayatın mümkün olduğunu gösteren vicdani pusula görevini üstlendi. Ölümünüzden sonra nasıl hatırlanmak istersiniz sorusuna ise “Sevdi, güldü, ağladı, affedildi, affetti” şeklinde cevap verdi.

elifgunsel@yahoo.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler