İsveç kapıları kapatıyor

Tarım ve sanayi gelişmemişti. Uçsuz bucaksız topraklara eli kırbaçlı toprak ağaları egemendi. Bir değeri olmayan kadına ikinci sınıf yurttaş gözüyle bakılıyordu. İşsiz, güçsüz insanlar sokaklarda yatıyor, yiyecek ekmek bulamıyordu. O yıllarda 5-6 milyon olan İsveç nüfusunun 1.5 milyonu iş ve ekmek bulabilmek için ABD’ye göç etti.

İsveç kapıları kapatıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.03.2025 - 04:00

Türkiye’de cumhuriyetin kurulup yükselmeye başladığı yıllarda İsveç de 1889’da kurulan Sosyal Demokrat Partisi önderliğinde bir dönüşüm geçirdi. 2. Dünya Savaşı’nda tarafsızlık politikası izleyen sosyal demokratlar, Tage Erlander başbakanlığında 1946’dan 1969’a dek kesintisiz olarak iktidarda kaldılar. Sanayi ve tarım alanında geliştirilen reformlarla bugünkü modern ve kalkınmış ülkenin temellerini attılar. ABD’de yaşayan İsveçliler de yaptıkları yatırımlarla ülkenin kalkınmasına katkıda bulundular.

Tarım ve sanayi alanında işgücüne gereksinme duyan İsveç, göçmenlere kapılarını açtı. Ülkeye tersine bir göç başladı. Önce Sovyet Devrimi’ni onaylamayan Balkan ülkelerindeki göçmenler geldi. Rahat koşullarda yüksek ücretlerle iş buldular. 1960’lı yıllarda başta Konya’dan Kulu’dan olmak üzere Türkler gelmeye başladı.

Takvimler 1969’u gösterdiğinde Finlandiyalı bir göçmen ailenin çocuğu olan sosyal demokratlardan Olof Palme başbakanlık görevini devraldı. Demokrasi ve insan haklarına öncelik tanıyan Palme, Filistin halkının mücadelesini destekledi. ABD’nin Vietnam Savaşı’na karşı protestolarında en önde yürüdü. Ülkeye Filistinliler ve Vietnamlılar, Çinliler geldi daha sonra.

Palme, emperyalist güçlerin ve İsveç’teki silah tekelleri ile büyük çıkar gruplarına karşı çıktığı için 28 Şubat 1986’da suikastla öldürüldü. Olof Palme’nin öldürülmesi, İsveç’in sosyal ve ekonomik yaşamında bir dönüm noktası oldu. Sosyal ve ekonomik gelişme alanında tersine bir gidiş başladı. Sonraki liderler, Sosyal Demokrat Parti’nin yakaladığı ivmeyi sürdüremediler.

GÜVENLİ LİMAN

Ekonomi bozulurken ülkeye göç akışı sürdü. 1973’te Şili’de, sosyalist lider Salvador Allende’nin ABD destekli bir askeri darbe sonucu öldürülmesinden sonra Latin Amerikalılar da İsveç’e göç etmeye başladı.

1980’de başlayan İran-Irak Savaşı’ndan sonra İran ve Iraklılar sığındı İsveç’e. Körfez Savaşı sürerken Ortadoğu’dan gelen yoğun göç dalgası uzun yıllar devam etti.

Son olarak da bu göç dalgasına iç savaştan kaçan Suriyeliler eklendi. Bunun üstüne başka ülkelerdeki göçmen ve sığınmacılar, daha rahat bir yaşam ve iş koşullarına sahip olmak için İsveç’e geldiler.

Malmö kentinde, yabancıların sayısı İsveçlileri geçti. 370 bin nüfuslu Malmö’de yaklaşık 200 bin yabancı yaşıyor. Kimi tahminlere göre böyle giderse 2050’de İsveç genelinde yabancı kökenli nüfus sayısı İsveçlileri geçecek.

PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ

Yabancı nüfusun hızla artmasından dolayı göçmenlerin toplumla uyum sağlamasında güçlükler yaşanıyor. Göçmenler arasındaki yüksek işsizlik oranı nedeniyle ülkenin gelir dağılımında ve sosyal güvenlik sisteminde aksamalar yaşanıyor.

Ukrayna’ya yapılan askeri yardımlar ve NATO için savunma harcamalarına katkı yükümlülüğü İsveç ekonomisini zora sokuyor.

İsveç’te iktidarda bulunan sağ koalisyonunun başbakanı Ulf Kristersson, göçmen politikasında paradigma değişikliğine gidileceğini ve göçmenlere karşı sert önlemlerin alınacağını açıkladı.

Sosyal ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle şiddet arttı. Malmö, İsveç’in en güvensiz kenti haline geldi.

Hükümet, devlete karşı suç işleyen çifte vatandaşların İsveç vatandaşlığını iptal etmek için anayasada değişiklik hazırlıkları yapıyor. İsveç pasaportunu yasal yollardan elde etmeyen ya da uluslararası güvenliği tehdit eden suçlar işleyen kişilerinse çifte vatandaşlıkları ellerinden alınacak. İsveç yurttaşlığına geçmek için 5 yıl olan bekleme süresinin de 8 yıla çıkarılacak.

Oturma ve çalışma izni için karar bekleyen sığınmacılar için koşullar da zorlaştırılıyor. 10 yıl önce sığınmacılara ve yakınlarına yılda 86 bin oturma izni verilirken bu sayı geçen sene 6 bin 250’ye geriledi. Oturma ve çalışma izni bekleyen sığınmacılardan ülkesine dönmek isteyenlere 350 bin İsveç Kronu (31 bin 700 Avro) ödeme yapılacak.

Hükümet, göçmen akışını durdurmak için komşu ülkeler Danimarka, Norveç ve Finlandiya ile yapılan işbirliğini artıracak. Sağcı hükümet, ülkenin ırkçı partisi Yeni Demokratlar’ın desteğiyle yapılacak düzenlemeleri bir anayasa değişikliği önerisiyle meclise sunacak.