Hırlı hırsız komşular gitti

Kuzey Amerika’daki şehirlerin neredeyse tamamı kareli metot defteri üzerine oturtulmuş gibidir; eğik bükük sokağa seyrek rastgelinir. Edmonton da öyledir. Çıkmazı dahil tüm sokaklar, caddeler, bulvarlar numaralıdır.

Hırlı hırsız komşular gitti
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.11.2021 - 02:00

Gerçi şimdi cep telefonundan istikameti alıyoruz: 101. Cadde’den 86. Bulvar’a dön, diye kolaylaşır adres bulması. Bu numaraları takip etmesi rakam sevmeyene göre değil. Hele ben gibi İstanbul’da doğup büyümüş birisi için adres şöyle olmalı: “Hatip Paşa Mahallesi, Kara Tekke semti, Soğanbaşı Caddesi, Gözcü Sokak, İmam Çıkmazı...” İşte ben buna adres derim. Buradaki evim, numaralı cadde ve avenüler üzerinde, No: 5555’tedir. 

Evimin yanındaki 5556’ya iki yıl evvel güya müzik öğretmeni olan bir çift taşındı; pek selamsız sabahsızdılar. Sonra başkaları görüldü evde; öyle zamanlar oldu ki ev nüfusu sekiz on kişiye ulaştı. Gelen gidenleri tanımak da mümkün değil... Sık sık polis baskın veriyordu; güya burada uyuşturucu ticareti yapılıyor denildi. Yine gün geçmiyordu ki bir ambulans yan kapıda görülmesin...

SATIŞ VAATLİ KİRA SÖZLEŞMESİ!

5554 numaralı bana bitişik öteki binada, Mr. Harold adındaki, hani şu 50 yıl evvel Liverpool’dan buraya göçmüş olan İngiliz komşumla bu yüzden aramızda bir işbirliği doğdu. Yandaki hırlı komşulara ilişkin birbirimizi haberdar ediyorduk. Fakat galiba Mr. Harold bire bin katıyor, bazı şeyleri abartıyordu. Takibimiz yine de hevesle sürdü: Hatırlarsınız, Tatlı Cadı TV dizisindeki meraklı komşu Mrs. Gladsy Kravitz gibi pencerelerden handiyse ayrılmaz olduk. 

Mr. Harold bu patavatsızlardan çok tedirgindi, her an bir patırtı çıkmasını bekliyordu; neyse ki atlattık. Geçen ay, ansızın evi terk edip hepsi birden sırra kadem basıp kayboldu. Geriye mezbelelik bir ev bıraktılar, evin sahibi de sanırım kredi borcu yüzünden evi bankaya geri verdi. Şu sırada banka adına bakım-onarım şirketi evde çalışıyor: Arka bahçeden dışarıya çıkarılanları izliyoruz; çalıntı, kırık dökük bir sürü döküntü şey...

Bu türden kiracılı evlere ait felaket haberleri bir iki değil. Meselenin arkasında şu var: Satış vaadine dayalı kira sözleşmesi! Ev sahibi konutu belli süre sonunda satın almak üzere anlaşılmış olan bedele karşılık şimdiden kiraya verir gibi alacak olana kiralıyor ama yüksek fiyatla; bin dolar yerine iki bin dolar gibi fahiş fiyatla. Gerçek kirayla bu yüksek kira arasındaki farkı satış yapıldığında depozit sayıp ev bedelinden düşecek; anlaşma bu. Ama gerçekte öyle değil, yüksek kirayla burayı tutanların çoğu evi satın almak yerine evi kötü niyetle kullanmayı amaçlıyor. Açıkçası ev sahibi de bunu biliyor. Satın alma aşamasından önce evi terk edip kaçıyor, kira farkını da geri alamıyorlar; ev sahibinin kârı da bu! 

Nitekim 5556’da iki seneye yakın evi harabeye çevirenler, odaları günlük-haftalık pansiyon gibi kullanıp hem kendi kirasını çıkardı hem üste para kazandı. Buna benzer bir şey Edmonton’daki bir Türk ailenin başına geçenlerde geldi, evlerini böylece hem kiralayıp hem satabileceklerini düşünüp tongaya basmış olmalılar... Tehdit gördüler, şantajla üste para ödediler. Kendi evleri bile şüpheli şahıslar tarafından kurşunlandı. Nihayet zorla çıkarılan kiracılardan sonra evin görüntülerini de sosyal medyada paylaştılar; perişanlık! 

POLİS TARTIŞMASI...

Bu işlerle polis uğraşıyor elbette. Birkaç zamandır boş olan 5556’daki binaya giren çıkan oldu diye mahalleden uyarı geliyor; polis de anında kapıda, fakat kimseyi şimdiye dek yakalamış da değil. Sonra bankaya haber verildi, kilit değiştirdiler galiba. Polis deyince, gelen ekipler şehir polisinden, zira burada birkaç tür polis teşkilatı var. Şerif teşkilatı var, ayrıca şehre, hatta sırf kampusa bakan özel polis de var. Bir de RCMP adını alan bir genel polis teşkilatı var ki Kanada’nın sembolüdür. 

Zaten Kanada deyince boz ayısı, kutup ayısı, Maple-Akçaağaç pekmezi, çınar yaprağı ve bir de RCMP-Kraliyet Atlı Dağ Polisi akla gelir. RCMP özel törenler dışında artık at üzerinde değil ama kırmızı urbalı, geniş siperliği olan şapkalarıyla hatıralardan silinmez. 10 eyalet ve üç özerk bölgede RCMP, yerel polisin üstünde federal bir yapıya sahip. Yarı askeri bir teşkilat. 

Şimdi Alberta eyaletinin sağın sağındaki başkanı ve eyaletin federasyondan ayrılmak hevesindeki sağcı partisi, tutturdu, RCMP’yi istemiyoruz demeye başladı. Eyalet başbakanı Jason Kenney, RCMP gitsin, biz kendi polisimizi kuralım diyor. Alberta’yı Kanada’dan ayırmak isteyenler galiba hesap kitap da bilmiyor. Diyelim RCMP’ye yol verdiler, derhal 4189 göreve jandarma ve bunlara hizmet etmek üzere 1335 geri hizmet görevlisini tayin etmeleri, bunları eğitmeleri, ardından bu değişim için ilk kalemde 800 milyon dolar harcamaları, her yıl bu harcamaya ilaveten 400 milyon doları gözden çıkarmaları gerekiyor. Açık veren Alberta bütçesinde böyle bir ödenek yok.. Bunlar bir yana, RCMP eyalette görev yapıyor diye federal bütçeden karşılanan yıllık 200 milyon doları da yitirecek. 

Bunları eyalet başbakanı bilmez mi, bilir elbette! Sağ popülizm böyledir, kurusıkı sallar, halk buna alkış tutar, yaşa helal olsun der ama olmasa ne dert, olmadı derler kabahati başkasına yükleyip günü gün ederler. 

Neyse, bizim 5556’daki sorunlu komşulara RCMP gelmedi, onlar biraz serttir, dağda eşeğin katırın çıkamayacağı yere kadar tırmanan inatçı polis-jandarmalardır; gelselerdi patırtı çıkarırlardı. Mr. Harold da aynı şeyi düşünüyor, fakat yeni gelecek komşuları da merak edip duruyor.


senolasenola@gmail.com


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon