Brüksel’in bira tapınağı!

Eski kent merkezindeki ünlü tarihi meydan Grand Place yakınlarında yer alan Belgian Beer World (Belçika Bira Dünyası) adlı bira müzesinin ziyaretçi sayısı hayal kırıklığı yaratıyor.

Brüksel’in bira tapınağı!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.04.2024 - 04:00

Oysa ki neoklasik mimarisiyle göz kamaştıran eski borsa binası 10 yıl süren 90 milyon Avroluk restorasyon çalışmalarının ardından bira müzesine dönüştürülmüş, 9 Eylül 2023’te de büyük umutlarla açılmıştı. Şehrin en önemli turistik mekânlarından biri olan müzenin, neredeyse Brüksel’in simgesi Atomium kadar önemli bir cazibe merkezi olması hedefleniyordu. Üstelik 2 bin metrekarelik eski borsa binası, inşa edildiğinden bu yana hiç yenilenmemişti. Ancak ne yazık ki müze henüz beklendiği gibi bir “bira tapınağı” olamamışa benziyor.

GÜNDE 300 KİŞİ GEZİYOR

Mart ayı sonunda muhalif milletvekillerinin parlamentoda bu konuyla ilgili Brüksel hükümetini sıkıştırdığını görmesem şubat ayı ortasında yazmak üzere ayrıntılı bir şekilde gezdiğim Brüksel’in bu yeni ve farklı bira müzesini yazmayı unutacaktım. Müzeyi günde ortalama 300 kişi ziyaret ediyor. Halbuki hedef günde 1000 ziyaretçiydi. Binadaki kafe ve restoran da öngörülenin ancak üçte biri kadar ciro yapıyor. Brüksel’in sosyalist Büyükşehir Belediye Başkanı Philippe Close ise projenin 2028 yılında başa baş geleceğini söyleyerek savuşturdu muhalefetin sıkıştırmasını.

Yanlış anlamayın, bira düşkünü biri falan değilim (yerli ve milli içkimiz rakı varken) ama Belçika bana birayı çağrıştırır. Hafif, beyaz, kahverengi, açık sarı, kırmızı, amber, doğal mayalanan, alkolsüz, trappist veya manastır birası vb... Belçika’da 450 çeşitten fazla bira üretiliyor ve küçük büyük yüzlerce bira imalatçısı var. Belçika bir “bira ülkesi” ve bira günlük hayatın ve kültürün ayrılmaz bir parçası. Bu kültür dünya çapında beğeniliyor ve Belçika tarzı biralar dünyanın her yerinde üretiliyor. Yüzlerce tat, aroma, renk, şekil şekil bardak ve markalarıyla...

KÜLTÜREL MİRAS

30 Kasım 2016, Belçika bira tarihine altın harflerle yazılan bir gündü. UNESCO’nun Belçika’nın zengin bira kültürünü İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne eklediği gün olarak kayıtlara geçti. Bu, Belçika’nın dünya üretiminin yalnızca yüzde birini gerçekleştirdiği dikkate alındığında olağanüstü bir başarı.

Bira müzesini gezmeye başlayalım isterseniz... Ziyaretçiler, anıtsal merkez salon aracılığıyla interaktif bira deneyimi parkurunun her biri bira kültürüyle ilgili ayrı bir temaya sahip altı bölgeye ayrıldığı ikinci kata götürülüyor. Belgitude’e yani Belçika bira kültürüne giriş ve biraya tarihsel bir bakışın ardından ziyaretçiler dijital ekranlar sayesinde biranın temel malzemeleri hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyorlar. Aynı zamanda bira üreticilerinin yeni tatlar yaratmak için yaratıcılıklarını nasıl kullandıklarını da öğreniyorlar. Dört fermantasyon yöntemi de dahil olmak üzere bira üretim sürecindeki tüm adımlar, ziyaretçiyi düzenli olarak etkileşime davet eden dijital projeksiyonlarla enstalasyonlar kullanılarak gösteriliyor. Bu, ziyaretçilerin tüm parkuru rehber olmadan tamamlayabilmelerini sağlıyor. Maya ile ilgili gösteri de dikkat çekici. Burada “Yunan yoğurdu mayası”ndan bahsedilmesi yüzünden milliyetçi duygularınız kabarıp “Yoğurt bizim ama” diyebiliyorsunuz.

Son odalardan birinde ise sanal bir barmen ziyaretçilere tatil yeri ve yiyecek içecek tercihi gibi birkaç eğlenceli soru soruyor. Bu, en sevdiğiniz Belçika birasını keşfetmenize yardımcı oluyor. Daha sonra da Brüksel’i tepeden görebileceğiniz çatı terasında bedeli önceden ödediğiniz 17 Avroluk bilete dahil olan o biranın tadına bakıyorsunuz. (Büyük bardak tercih ederseniz fark ödüyorsunuz.) Çatı terasında 98 şişe bira ve 49 fıçı bira seçeneği var. Bana sorarsanız müze ziyaretinin en eğlenceli ve keyifli yanı bu son aşama. Bir yandan çatıdan Brüksel’i seyrederken bir yandan da beğeninizi anlamak üzere yapılan küçük bir interaktif sanal test sonunda belirlenen biralardan birini yudumlayarak müze ziyaretinizi taçlandırıyorsunuz.

Bira müzesini gezmek istemeyen ama eski borsa binasının iç kısmının ihtişamını keşfetmek isteyenler bilet almak zorunda değiller. Zemin kata altı giriş yoluyla sabah 9.30’dan akşam 18.00’e kadar serbestçe erişilebiliyor. Çatı terasında bira içmek için de saat 18.00’den sonra bilet almak zorunda değilsiniz. Müze kapandıktan sonra çatı terası açık kalıyor ve müze bileti olmayanlar biraların ve güzel manzaranın keyfini çıkarabiliyor. İsteyenler için muhteşem tarihi binada müze dışında restoran ve coworking (ortak çalışma) alanları da var. Bir gün gidip denemek lazım!

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler