Brüksel’e tepeden bakmak

Brüksel tabii ki bir İstanbul değil. Ama o da başka bir güzel bakmasını bilene. Her yerinde ayrı bir sürprizle karşılar Brüksel seni. Paralel sokakta René Magritte izine rastlar, “Komşum René Magritte” diye yazı yazarsın. Tren istasyonunda, sanat mekânında veya çizgi roman müzesinde Victor Horta mimarisi cezbeder seni. Sokakta yürürken karşı duvarda Hergé’nin Tenten’i selamlar seni. Jacques Brel’in şarkılarında adı geçen caddelerde nostalji yapar, Karl Marx’ın ya da Victor Hugo’nun izini sürersin istersen. Her defasında sevdiğine yeni güzellikler sunan sadık bir sevgilidir Brüksel, emek verene.

Brüksel’i yüksekten seyretmenin tadı daha bir başka tabii ki. Bu nedenle olsa gerek Brüksel’de çatı terasları (kafe/restoranları) açmak ve “Brüksel’e tepeden bakmak” popüler bugünlerde.  Kültür merkezleri, müzeler, oteller ve hatta bankalar, Belçika ve Avrupa Birliği başkentinin panoramik manzarasını sunan bir çatı terası açabilmek umuduyla gayrimenkullerine yeni bir gözle bakıyor. Bu mekânlar arasında Botanik yakınındaki Victoria Tower, Rogier meydanındaki eski Sheraton otelinin çatısı ve ING binası da yer alıyor. Kuzey istasyonu çevresindeki alanda da yakında halka açık birkaç yeni çatı terasının açılması planlanıyor. Brüksel bölgesi şehir planlamasından sorumlu devlet sekreteri Pascal Smet gidişattan memnun: “Kenti deneyimlemenin tamamen farklı bir yolunu sunuyorlar. Binaya ve nerede durduğunuza bağlı olarak Brüksel’i yüksekten görmek her zaman yeni bir şey ifade eder. Bunun olmadığı Paris gibi şehirlerle arada büyük fark var. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz”.  Brüksel’de süpermarketlerin çatılarında meyve ve sebze de yetiştiriliyor. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen bir proje kapsamında Brüksel’deki bir süpermarketin çatı bahçesinde 60’tan fazla bitki türü yetiştiriliyor. Lagum Projesi, kent bahçesi fikrini deniyor ve sürdürülebilir olup olmadıklarını belirlemeyi hedefliyor. Mart ayından bu yana 2 tondan fazla meyve ve sebze yetiştirildi.

Brüksel’in yeni çatı teraslarından biri olan Solar, şehir merkezindeki en prestijli binalardan Victor Horta’nın fikir babası olduğu Brüksel Güzel Sanatlar Sarayı’nın (BOZAR) çatısında yer alıyor. Bu kültürel kavşak aynı zamanda Brüksel’in kalbinin attığı ve adalet sarayının muhteşem manzarasını görebileceğiniz bir terasa dönüştürüldü. Binayı bozmak bir yana, bu çatı, halkı ağırlamak için düz bir çatı hayal eden mimarın (Horta) isteklerinden birini yerine getiriyor. BOZAR’ın tepesindeki Solar terasta bir yandan telefonumda Münir Nurettin Selçuk’un müthiş yorumuyla “Aziz İstanbul” şarkısını dinlerken bir yandan da bu yazıyı yazıyorum. Brüksel panoramasıyla bir selfie çekip sosyal medyadan “Sana dün bir tepeden baktım aziz Brüksel” notuyla paylaşıyorum. İstanbul özlemiyle “Ahhh ahhh/ Ahhh ahhh” diye mırıldandığımı ise kimseler fark etmiyor...