Yerden duvara taşındı: Tablo halılar

Tablo halıları ile tanınan ve son sergisini geçen ay Craft’ta yapan tekstil tasarımcısı Eyüp Büyükbostancı’nın “Tablo Halılar Sergisi”, 24-27 Kasım tarihleri arasında İstanbul, Yenikapı’da SİNDEF’in düzenlediği etkinlikte ziyaretçileriyle buluşacak.  Sergi öncesi Büyükbostancı ile bir araya geldik ve geleneksel sanatın çağdaş bir yansıması olan tablo halılarla ilgili konuştuk.

Yayınlanma: 23.11.2022 - 18:06
Yerden duvara taşındı: Tablo halılar
Abone Ol google-news

- Halı deyince aklımıza zeminde bulunan bir nesne geliyor. Zeminde görmeye alışık olduğumuz halıları duvara taşıma düşüncesi nasıl ortaya çıktı?

2012’de ilk tablo halılar sergimi İslam Eserleri Müzesi’nde, ikincisini Marmara Üniversitesi’nin Sanat Galerisi M.Ü. Sultanahmet Yerleşkesi'nde, üçüncü sergimi bir teklif üzerine Türkiye’nin ilk sanayi ve tekstil müzesi Bursa Merinos’ta açtım. Ben bir tekstil tasarımcısı olarak uzun yıllar halı, tül, perde, peçete desenleri çizdim. Bağımsız olsan neler yaparsın sorusunu sordum kendime. Sonra bu halıları duvara çıkartmalıyım, tablo haline getirmeliyim. Buna bir değer yüklemeliyim dedim.

- Teknolojinin yansımasını çokça hisseden bu alana merak artıyor mu? Serginizi gezen insanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Sergilerime üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerindeki hocalar ve öğrenciler ilgi gösterdiler. Öğrenciler sorularını sordular, onları alabildiğine yanıtladım, bundan çok memnun oldular. Ben ayrıca Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Türk El Sanatları alanında dersler verdim. Bilgiyi saklayan biri değilim, birikimlerini öğrencilerime aktardım onlar bugün bu alanda iyi birer yerdeler.

- Sanata ulaşmak için çaba sarfetmek zorunda kalan bir toplumuz. Ancak sizin tasarımlarınız doğrudan yaşamın içinde temas ettiğimiz nesnelerde yer alıyor. Ulaşılabilir olanı tasarlamak nasıl bir duygu?

Anadolu’da bir yere gidiyorsunuz, bir köşeden halınız çıkıyor. 2000’de Atlanta’ya bir fuara gittim orada da tasarımım vardı. Endüstriyel ürün tasarımcılığı hakikaten çok güzel bir şey. Türkiye’de her eve tasarımını yaptığım bir halı, tül, perde, peçete girmiştir. Bu benim için çok tatmin edici bir şey.

'BUGÜNÜN SANATINI YAPIYORUM'

- Peki geleneksel mi çağdaş mı?

Geleneksel takıntım benim de vardı. Örneğin bin 500 yıl önce yapılmış Buhara halılarındaki desenleri biz bugünün teknolojisiyle halılara uyguladık, o günlerde trend böyleydi, yaptık.  Gelenekseli özümseyelim ama biz asıl şunu sormalıyız: Bugünün sanatı ne olmalı? Ben bunun yanıtını vermeye çalışıyorum. O günlerin aktarım biçimiydi halılar. Örneğin bir genç kızı sevdiğine vermemişler, bunu halıya bir şekilde işlemiş, aktarmış. Ancak bu o günün sanat anlayışıydı. Bugüne baktığımızda  bambaşka konularımız var. Dolayısıyla bunu aktarmaya çalışıyorum, ben bugünün sanatını yapıyorum.

- Şöyle de bir fark oluşuyor sanki, geleneksel desenler somut, çağdaş eserler çok daha soyut. Sizin de eserlerinizde gördüğümüz çağdaş anlayışa dayanan soyut desenlerle ilgili nasıl yorumlar alıyorsunuz?

Sanatseverler benim görmediğimi de görüyorlar. Anayurt Oteli’nin yazarı Yusuf Atılgan çok az kitap yazmıştır. Yusuf Atılgan, “öyle bir yere geldim ki neredeyse hiç yazmayacağım” diyor. Kendime ilke edindiğim bu anlayış eserlerime de yansıdı. Bazı tasarımlarımda yalnızca iki çizgi olarak görülen şey bir yalınlaşmadır. Tabii bu yalınlaşma uzun zaman alıyor. Örneğin 6 metrekare halıda 1.500.000 düğüm-nokta var. Geleneksel bir desenden bir noktayı çıkardığınızda genel kompozisyon çoğunlukla anlaşılır ancak soyut desenlerde bu pek mümkün değil, anlam kaybolur.

CAMİYE DE BARA DA HALI YAPTIM

- Üretim süreciniz nasıl ilerliyor, esin kaynaklarınızı sorsak?

Şiirden, fotoğraftan, müzikten besleniyorum. Önünden geçtiğim bir duvar, bir afiş yırtığı, çatlamış bir duvar belki... Tüm bunlar bir desene dönüşebilir. Camiye de halı yaptım, bir bara da halı yaptım. Eserlerin yaşamın her köşesinde olması beni mutlu ediyor. Dünyaya bir daha gelsem tekstil tasarımcısı olurum.

- Halı tasarımında etkinlendiğiniz sanatçılar var mı peki?

Elbette, burada özellikle iki isim söyleyebilirim: Macar ressam Victor Vasarely ve ışıklarda yatsın Türk Mimar Tulga Tollu’dur.

Eyüp Büyükbostancı kimdir?

Tekstil Tasarımcısı Büyükbostancı, 1959 Yılı’nda Sinop’ta doğdu. 1980’de İ.D.G.S.A. Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu’nun Tekstil Sanatları bölümünü bitirdi. Daha sonra sırasıyla Harmancı Etiket Fab. A.Ş. Tekstil tasarımcısı (1979-1989) REMA Matbaacılık A.Ş. Grafik tasarımcısı (1989-1991). GÜMÜŞSUYU Halı A.Ş. Tekstil tasarımcısı (1991-2001). İTKİB Müzayede A.Ş. Tekstil tasarımcısı (2004-2005) ÜMİT Halı A.Ş. Tekstil tasarımcısı (2007-2008) olarak çalıştı.

M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Makine Halıları dersleri verdi. (2003-2006) Mesleki ve bölgesel dergilerde yazıları, Cumhuriyet gazetesinde şiirleri yayımlandı. Ayrıca Sırası mı Şimdi Sensiz Olmanın isimli bir de şiir kitabı bulunan sanatçı, çalışmalarını bağımsız olarak sürdürmektedir.

KİŞİSEL SERGİLER?

2003 Kağıt Batik Sergisi Akatlar Kültür Merkezi. İSTANBUL

2012 Halı Sergisi Türk ve İslam Eserleri Müzesi. İSTANBUL

2013 Halı Sergisi Marmara Üni. Sanat Galerisi Sultanahmet Yerleşkesi. İSTANBUL

2014 Halı Sergisi Merinos Tekstil Sanayi Müzesi. BURSA

2015 Halı Sergisi Ortaköy Kültür Merkezi. İSTANBUL

2016 Halı Sergisi Galeri Kara. ANKARA

KARMA SERGİLER?

1993 Doğal Hayat (Shell Yarışma Sergisi) Fotoğraf C.R.R. İSTANBUL

1998 Halı Tasarımları Sergisi Halı Deniz Müzesi İSTANBUL

1999 Kosova İçin Her Renk Bir Umut Fotoğraf C.R.R. İSTANBUL

2017 “Türkiye’de Kadın” Mimarlar Odası Karaköy / İSTANBUL

2017 Bana Sevgiyi Anlat Akatlar Kültür Merk. İSTANBUL

2018 Endüstri Ürünleri Sergisi Fulya Sanat Merkezi. İSTANBUL

2018 İ.D.G.S.A / UESYO Sergisi Trafo Sanat Galerisi Bodrum / MUĞLA


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler