Venedik Bienali bugün kapılarını açıyor
Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, sanatçı Gülsün Karamustafa’nın mekâna özel yeni yerleştirmesi Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli’ne evsahipliği yapıyor.
Dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi, önizleme günlerinin ardından bugün kapılarını açıyor. 24 Kasım’a kadar gezilebilecek Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, sanatçı Gülsün Karamustafa’nın mekâna özel yeni yerleştirmesi Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli’ne evsahipliği yapıyor.
50 yılı aşkın süredir güncel sosyopolitik ve kültürel meseleleri odağına alan Gülsün Karamustafa, dünyanın farklı coğrafyalarındaki yıkıcı savaşlar, depremler ve çevre felaketleri karşısında, içinde bulunduğumuz suskunluk ve çözümsüzlük hâlinin insanlarda yarattığı boşluk, oyukluk ve kırıklık hissini bir enstalasyonla mekâna taşıyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Türkiye Pavyonu, TC Dışişleri Bakanlığı himayesinde, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Türk Hava Yolları ana sponsorluğu, SAHA Derneği’nin prodüksiyon ve yayın desteğiyle gerçekleştiriliyor. Cumhuriyet gazetesi de etkinliğin medya sponsoru.
Venedik Bienali’nin ana sergi mekânlarından Arsenale'de yer alan Türkiye Pavyonu’nun açılışı 18 Nisan Perşembe günü, TC Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleştirildi. Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’ndeki Türkiye Pavyonu, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın evsahipliğinde yapılan açılışa sergiye katkıda bulunan destekçilerin yanı sıra İKSV’nin Lale Kart üyeleriyle uluslararası basın, sanat ve akademi dünyasından da yoğun bir katılım oldu.
‘SANATIN EŞSİZ GÜCÜ...’
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı açılışta yaptığı konuşmada, “Bu yıl, Türkiye Pavyonu’nda sanatçı Gülsün Karamustafa’nın mekâna özgü yeni bir yerleştirmesini sunuyoruz. Karamustafa, uzaktan bakıldığında son derece güzel görünen, ancak çok geçmeden kırık ve içi boş nesnelerden oluşan yapısını gözler önüne seren parçalarla oluşturduğu bu çarpıcı enstalasyonla günümüz dünyasına dair algısını etkileyici bir şekilde aktarıyor. Bu eser bizlere sanatın eşsiz gücünü bir kez daha hatırlatıyor. Sanat, dünyanın özünde ısrarla sabit kalan, varoluşun karmaşası içinde bile sarsılmayan bir güzelliği uyandırma ve ortaya çıkarma, umudumuzu yeşertme ve yarınlara inancımızı sağlamlaştırma konusunda derin bir beceriye sahip. İstanbul Kültür Sanat Vakfı olarak, yarım asrı aşkın bir süredir sanatın bu dönüştürücü gücünü beslemeye ve büyütmeye kendimizi adadık; bundan sonra da sadece sanatın ortaya çıkarabileceği bu güzelliği beslemeye devam edeceğiz,” dedi.
‘YIKIMLAR, ACILAR, KAYIPLAR...’
Gülsün Karamustafa ise Türkiye Pavyonu’nda yer alan eseriyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bugün Sale d’Armi’de yerini almış olan projemin ilk düşünceleri yıkımlar, acılar, kayıplar ve insan ilişkilerindeki kof değerler arasında derinden hissettiğim boşluk, oyukluk ve kırıklık duygusunu mekânda var etmek arzusundan kaynaklandı. İşin temelindeki unsurlar, üç semavi dini temsil eden avizeler, kendi başına ayakta duramayan sütun kalıpları, bunları destekleyen demir strüktür ve son olarak raylar üzerindeki konteynerler İstanbul, Venedik ve Çin’in Zengzhou kentinden bir araya geldiler. Neredeyse sekiz aydır tarihi ticaret yolları üzerinde iz sürdüğümüzü gördüm böylece.”
OYUK VE KIRIK DÖKÜK: BİR DÜNYA HÂLİ
Gülsün Karamustafa’nın, Türkiye Pavyonu’na özel ürettiği Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli adlı eserinde, farklı malzemelerin kullanıldığı, heykelleri andıran çalışmalara, bir film ve bir ses kompozisyonu eşlik ediyor.
Karamustafa’nın, boyutlarını İstanbul’daki tarihi Hipodrom’a benzettiği sergi mekânına girildiğinde, ziyaretçileri, Venedik’in ünlü Murano camlarından yapılmış, tavandan asılı duran üç etkileyici avize karşılıyor. Avizelerin her biri Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam olmak üzere birer tek tanrılı inancı temsil ediyor. Dikenli telle sarılan bu ışıklı sembolik objeler, dinler arasındaki tarihi gerilimleri ve çekişmeleri simgeliyor.
Pavyonda ayrıca farklı yüksekliklerde içi boş, plastik sütun kalıpları yer alıyor. Ancak destekler yardımıyla ayakta durabilen bu kalıplar, geleneksel olarak zafer ve dayanıklılığı çağrıştıran sütunlarla tezat oluşturarak serginin ele aldığı boşluk ve kırıklık duygularını somutlaştırıyor. Mekânda ayrıca, atık Murano camı parçalarıyla yüklü vagonlar bulunuyor.
Pavyonda Gülsün Karamustafa’nın sanat pratiğinde önemli bir yer tutan bir de film yer alıyor. Dünya çapında göç, savaş ve gösterileri konu alan siyah beyaz propaganda görüntülerini içeren filmde Karamustafa, görüntüleri yeniden kurgulayarak, insanlık durumuna yeni bir bakış açısı getiriyor. Sergiye eşlik eden bir ses kompozisyonu da ziyaretçilerin deneyimini derinleştiriyor.
Projenin grafik tasarımını Esen Karol, editörlüğünü Melis Cankara üstlenirken, Yelta Köm sergi tasarım danışmanlığı, Erinç Tepetaş aydınlatma tasarım danışmanlığı ve Furkan Keçeli ses tasarımı danışmanlığı ile katkı sağlıyor.
Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu hakkında ayrıntılı bilgi için: https://turkiyepavyonu24.iksv.org/
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da hissedilen deprem!
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- SMA'lı bebeğin babası intihar etti!
- Salonu terk ettiler!
- 'Bunu da yaptınız, yazıklar olsun!'
- Türkiye bağlantıları dikkat çekti!
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- Fenerbahçe'den Jose Mourinho kararı!
- 79 yaşındaki kadın denize atladı: Hayatını kaybetti!
- 'BM kararlarına uyuyoruz ama...'