Ümit Kıvanç'tan 'Hrant Dink' belgeseli

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlamalarına öldürülen gazetecilerin anıları karıştı. Metin Göktepe’nin anılmasının ardından sırada gazeteci Ümit Kıvanç’ın yaptığı Hrant Dink belgeseli ve anması var.

Ümit Kıvanç'tan 'Hrant Dink' belgeseli
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.01.2022 - 04:00

Geçen salı, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamak için İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin daveti üzerine İzmir’e gittim. Başkan Dilek Gappi ve ekibi, Bayraklı Belediyesi’nin katkılarıyla bir dizi etkinlik düzenlemişti. Çalışan Gazeteciler Günü, sadece bizim ülkeye özel bir gün. Sendikaların çalışan gazetecilerin ücretlerini artırmalarını protesto için patronlar üç gün gazete çıkarmamaya karar veriyor ve onun üzerine biz çıkarırız diyen gazeteciler çıkarıyor gazeteleri! Şimdi böyle bir şey olamaz mesela. Zaten çalışan gazeteciden çok daha fazlası çalışmak isteyip de çalışamayan gazeteci, işten çıkarılan gazeteci. Bir de tabii aslında öldürülen gazeteciler günü yapmak lazım! Kimler yok ki, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı gibi; Metin Göktepe’nin ölümünü daha yeni andık ve Hrant Dink, 15 Ocak’ta Agos’un önünde anılacak.

HAFIZA YETERSİZ

Gazeteci Ümit Kıvanç, Hrant Dink Vakfı’nın katkılarıyla “Hafıza Yetersiz” adını verdiği bir saatlik bir Hrant Dink belgeseli yapmış. Çarşamba gecesi galası yapıldı, çok da beğenildi. Beğenilmeyecek gibi değil çünkü malzeme iyi. Hrant Dink’in sağda solda yaptığı konuşmaları kullanmış genel olarak, çok sıradan şeyler söylüyormuş gibi ama kimlik üzerine, milliyet üzerine çok derinliğine giden şeyler söyleyen Hrant’ın sözleri üzerine çoğunlukla kendi çektiği günlük hayattan ama anlamı derin olan görüntüler döşemiş. Kimisi, konuşmalarla örtüşüyor, Hrant çok iyi bir anlatıcı. Gazeteciliği Agos’u çıkarırken öğrenmiş ama konuşması, belagati, tamamen kendi yeteneği, içinden gelen bir güç. “Ben hiç suç işlemedim, hiç kimseyi öldürmedim, vurmadım, çalmadım ama beni tutup hapse attılar, tuvaletten bozma hücrelerde başka Ermenilerle birlikte tuttular ve her sabah İstiklal Marşı’nı okuttular. Bu hangi suçun nasıl cezası?” diye soruyor haklı olarak. “Ben diyaspora değilim, Türkiye vatandaşı bir Ermeniyim” derken de haklı ama en büyük suçu herhalde sosyalist bir Ermeni olmak ve bunun kavgasını vermek! Belgesel çok başarılı. Hrant’ı tanımamış, dinlememiş olanlar için de çok yararlı. Vakfın ve Ümit Kıvanç’ın YouTube kanallarından izlenebilecek. Günümüz Türkiye koşullarında daha fazlasını beklemek de hayalcilik olur.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler