Sokak Kedisi: İstanbul’da yaşamak da var aç kalmak da
Bütün gün uyukladım, kediler gündüz uyur, gece dolaşır. Akşam tüylerimi yalayıp süslendikten sonra Dolapdere’ye indim. Otomobil tamircilerinin ve kapkaççıların yuvası olan bu semtte şimdi galeriler ve oteller var. Pilevneli Galeri, buranın en meşhurlarından.
Oranın sergi açılışlarına sosyetenin sosyete olanı olmayanı, artisti, figüranı, bohem takılanı ve sanatçısı, bloggerı, Youtuberı, yani herkes gelir. Hele Ali Elmacı gibi pop çalışan bir sanatçı ise. Hele Aleyna Tilki’nin oynadığı ve şarkı da söylediği Bulut Reyhanoğlu’nun prodüktörlüğünde üç kısa metraj film çalışması yapmış, adını da “Dudaklarımı Öp, Kalbimi Hançerle” koymuş ise. Kapıda kuyruk bekleyen sanatsever tayfanın içinden süzülüp onların bira ve kahve kapma kuyruğunu yarıp eserleri görmeye çalıştım, nafile çaba. Sergi açılışlarında sadece birbirinizi görebilirsiniz, ya da resimlerin önünde poz verenleri! Yine de görebildiğim kadarıyla Ali’nin takıldığı patlak gözlü bir sarışın var, hep onu kullanmış model olarak! Aleyna Tilki’nin oynadığı videoyu değil ama Bahçeye de Çıkarız adını verdiği ve iktidarı sorguladığı, Onur Ünsal’ın oynadığı koltuğunu terk etmeyen adam videosuna bayıldım! O çocuk ne yapsa bayılıyorum zaten, oradaymış ama kalabalıktan göremedim, o da öpülmekten kurtuldu! O kalabalıkta Ali Elmacı’yı da göremedim ama sarışını da Aleyna’yı da gördüm. Çok da öksüren hapşıran vardı, maskeme rağmen neme lazım deyip kaçtım. Oradan Taksim’e, çöp yığınları arasında Arap mahallesine dönüşmüş Talimhane’ye çıktım, Kahire’nin arka sokakları gibi. Dilenciler, takma kirpikli Arap güzelleri. Korkunç.
Aşkın dansı
BETON MEYDAN
Beton tarlası Taksim Meydanı’ndan AKM’ye vardım. İDOB’un yıllar sonra buraya dönüşünün ilk gösterisi La Bayadere’in prömiyeri var. Bir Hint masalını anlatan La Bayadere, tabii ki Süreyya Operası’nın sahnesine sığmaz, burayı beklemiş yıllardır! Bütün biletler satılmış, protokol davetli değil, zaten gelmiyorlar diye artık çağrılmıyorlarmış. İBB başkanı gelirdi de o da umrede dönüyor malum. Temsil başladı, müzik, dekor, kıyafetler, performans, olağanüstü! Paris Operası’nda mıyım, Bolşoy’da mı? New York Metropolitan’da mı? Bu gençler kovitten bir buçuk yıl dans edemedi, bu ne performans? Üç perde bale yazısı sonra. Prömiyerde “Nikiya’yı Berfu Elmas, Solor’u Çağatay Özmen, Gamzatti’yi Büşra Ay, Altın İdol’ü Can Bezirganoğlu, Yüce Brahman’ı M. K. Onur Tunay, Rajah’yı Alkış Peker dans etti. Eseri Ayşem Sunal Savaşkurt sahneye koymuş, dekor Efter Tunç’un; o her genç kızın rüyası tütüleri ve sarileri yani kostümleri Gülden Sayıl yapmış, ışık Önder Arık’ın. Corp de Ballet’nin her figür değiştirişinde mızraklı muhafızlar (yüzlerce kişi var sahnede) da mızrağı tuttukları eli değiştiriyor, o sahnelerde çok güldüm! Başroller için dört kişilik kadro var, her temsil değişiyor, üç perde parmak ucunda dans ettikten sonra bir hafta yatıyorlar herhalde! Büyülenmiş bir halde gösteriden ayrılıp eve gittim. Dardanel’in yemek davetinden tabaklarda kalan somonları paket ettirmiştim, onları alıp Tophane’ye yavruları olan köpeği beslemeye gittim. Yanlarında evsiz insanlar da kalıyordu, somonları köpeğe verdim. Evsizler de yedi mi bilmiyorum. Burası İstanbul, ne ararsan var dedim!
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!