Raymond Carver ve Yazmak Üzerine!
Modern öykücülüğün usta ismi Raymond Carver, Can Yayınları tarafından Ayça Sabuncuoğlu’nun çevirisiyle yayımlanan Yazmak Üzerine adlı kitabında, yazı sanatı üzerine geliştirdiği düşünce ve deneyimlerini aktarırken öykü yazarlarının ve yazar adaylarının kartotek fişlerine yazabilecekleri bir dizi uyarıda da bulunuyor.
YAZI SANATININ İNCELİKLERİ
Modern öykücülüğün usta isimlerinden Raymond Carver’ın Yazmak Üzerine’si (Can Yayınları / Çeviren: Ayça Sabuncuoğlu) içini döktüğü, sadece bir deneme değil aynı zamanda bir öykü parçası olduğu izlenimi uyandıran bir metin.
Kitabına babasının trajik yaşamıyla başlıyor yazar. Ardından yazma sanatı üzerine edindiği deneyimleri ve bu alanda geliştirdiği inançları paylaşıyor.
Yaratıcı yazarlık dersleri aldığı öğretmen John Gardner’dan, “Dostluk” başlığı altında Tobias Wolff ve Richard Ford’tan, Dostoyevski üzerine kaleme aldığı ama sinemaya uyarlanamayan bir senaryodan, bazı öykülerinin ortaya çıkış anlarından, büyük usta Çehov’dan bahsediyor. Son kısımda ise etkisinde kaldığı bazı büyük eserlerin eleştirisini yapıyor.
‘ASLA UCUZ NUMARALAR YAPMAYIN!’
Yazmak Üzerine’de yazı sanatı üzerine geliştirdiği düşünce ve deneyimlerini aktarırken öykü yazarlarının ve yazar adaylarının kartotek fişlerine yazabilecekleri bir dizi uyarıda da bulunuyor Carver:
Öykünün merkezinde yer alan duygu veya olayı okuru şaşırtma umuduyla anlatının sonuna kadar saklayıp sonunda bir sürprizle okuyucunun karşısına çıkmanın ucuz bir numara ve yazar için ölümcül bir hata olduğunu imliyor (yaratılan kahramanın kör olduğunu ya da bacaklarından birinin olmadığını öykü sonuna kadar saklamak vb...).
Merkezinde insanın olduğu bir olay örgüsü Carver’a göre kaçınılmaz: “Metinde insan olmalı. İnsan olarak tanınan birinin mesken tutmadığı bir yer, sadece bazı bilimsel uzmanların ilgisini çeker.”
Edebiyat bir kurgudur nihayetinde ve bunun için konuşacak kişilere ihtiyacımız var! Yaklaşık dört yüz yıl önce Azize Teresa’nın da dediği gibi, “Kelimeler eylemlere yol açar.” Bunun başka da bir yolu yok!
CARVER’A GÖRE ÖYKÜNÜN OLMAZSA OLMAZLARI...
“Yetenek şarttır. Bazı yazarlar çok yeteneklidir. Yeteneksiz yazar da görmedim. Ama olaylara eşsiz ve eksiksiz bakabilmek ve bu bakış tarzını ifade etmek için doğru bağlamı bulmak, işte o başka bir şey.”
Carver burada yazar imgesinin kendine özgülüğünü yetenek dediğimiz karmaşık ve belirsiz şeyin önüne koyuyor. Yaşama diğerlerinden farklı bakmak onu bir başka biçimde anlatmamızı sağlar: “Nihayetinde elimizdeki tek şey bu, kelimeler; onlar doğru kelimeler olsa iyi olur.”
Carver’a göre öykü yazmak bir kurgu oluşturmanın yanında en doğru kelimeyi aramaktır aynı zamanda. Önce, hızlıca bir taslak çıkarır Carver ve günlerce bu taslağı doğru noktaya taşımaya çalışır. Kelimeleri değiştirip durur, diyebiliriz.
Metnin okura bir şeyler vadetmesi ve yazarın okurda beklenti oluşturabilmesi noktalarına da dikkat çekiyor Carver: “Gerilim olmalı. Bir şeyin an meselesi olduğu, belirli şeylerin aralıksız hareket halinde olduğu hissi verilmeli, yoksa çoğu kez ortada öykü olmaz.”
İFADENİN TEMEL KESİNLİĞİ!
“Bir yazar ‘ifadenin temel kesinliğini’ gözetiyorsa doğru yoldadır.” Derdimizi yüzlerce şekilde anlatabileceğimiz gibi bir öyküyü de yüzlerce farklı şekilde yazabiliriz. En doğrusunu, en uygununu metni kazıya kazıya bulmalıyız Carver’a göre.
Bir metni gereğinden fazla uzatmak onun ölümüne neden olur. “Hiçbir demir, doğru yerde konulmuş bir nokta kadar saplanmaz kalbe.” Carver’ın bu ifadesi de öykünün nerede sonlanacağıyla ilgili olmalı.
“Bahane üretmeyin. Daha fazla zamanım olsaydı daha iyi yazardım demek saçmalıktır. Tanrı aşkına, git de başka bir iş yap o zaman!” Gerek yazarların gerekse yazar adaylarının sık sık içine düştüğü bir durumdur bahane üretmek. Bundan kaçınılmasını ısrarla önermektedir Carver.
“Kısa öykü yazarının görevi, anlık görünüşe gücünün yettiği her şeyi katmaktır.” Bu ifadeden Carver’ın öyküye anlık bir görünüşün ete kemiğe büründürülmesi olarak baktığını çıkarıyoruz. Meselâ önümüzden hızlıca bir tren geçtiğinde, görmesek de pencereden bir kızın baktığını hayal edebiliriz.
“Tutku ve biraz şans bir yazar için iyi şeylerdir çok fazla tutku ve kötü şans ise öldürücü olabilir.” Anlaşıldığı üzere dengeden bahsediyor Carver. Heyecana kapılmadan, paniklemeden, istekle ilerlemek ve elbette bir gün bir yerlerden doğru şansın çıkıp geleceğini umut etmek.
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!