‘Pergamon’la Bergama arasında’ Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...

Pergamon’un Kayıp Hazinesi’yle, UNESCO’nun 2014’te Dünya Kültür Mirası listesine aldığı Bergama’nın uzak geçmişine yapacağınız yolculuktan gerçek anlamda bir hazineyle ayrılırken Bergama’yı yeniden tanıma isteğiyle dolup taşıyorsunuz. Yusuf Tansu Özel’in, okuma yolculuğumuzu taçlandıran desenlerinin de hakkını vererek düşelim Bergama yoluna.

‘Pergamon’la Bergama arasında’ Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.08.2022 - 00:01

Desenler: YUSUF TANSU ÖZEL

Latince Güzel Sözler Antolojisi’nden¹ bir anahtar karşılıyor bizi: “Tanrısal doğa topraklar verdi/ İnsan eli kentler inşa etti.”

Zamana, aslında insana direnen o yapıların sessizliğine de yakışır bir suskunlukla iki kanadı iki yana açılan kapıdan “Pergamon’un kurucularına, o ünlü kütüphanesi için bilim insanlarına, zamansız sanatı için sanatçılara ve zanaatkârlara, görkemli mimarisi için mimarlara, Pergamon Asklepion Sağlık Merkezi için tıp ve sağlık çalışanlarına, Pergamon’un arkeologlarına ve kazı ekibine...” derin bir saygıyla geçip varıyoruz Pergamon’a.

İlkin Arete sesleniyor devesi Roksan’ın hörgücünün kıyısından inerken. Çok geçmeden abisi Kidas, Tomyris Nine, Arete’nin “tuhaf bir karşılaşma”nın hemen sonrasında tanışacağı Plin ve ötekiler giriyor sahneye.

YALNIZCA BERGAMA MI?

Anlatı süresince Pergamon’la Bergama arasında -başlarda sıra dışı görünse de kısa sürede sıradan bir yolculuk gibi- gidip geliyor, gidip geliyorsunuz. Çünkü Bergama’nın bugünü yakıyor içinizi, rahat vermiyor; zamanın, doğal olanın, savaşların elinden kurtulanı elde tutamayışınıza hayıflanıyorsunuz.

Bakıp geçtiğiniz “taş parçaları” yüzünüze vuruyor başlarına geleni. Öylesine bir sahicilikle, öylesine bir derin sessizlikle, öylesine bir içtenlikle birbirini izliyor ki sahneler; bir yandan bu büyük emek ve yazı işçiliği için Nesibe Çakır’a teşekkür ederken bir yandan da boynunuz bükük kalıyor Pergamon’dan Bergama’ya geliş/ yuvarlanış hali için.

Yalnızca Bergama mı? Bütün Anadolu aynı derin sızıyla dönüp duruyor aklınızda.

Kendinizi toparlayıp dönüyorsunuz o başka çağa. Pergamon da sanki uzun zamandır yaşadığınız kente dönüşüyor; öyle yakın, aşina, sevecen. Bir süre sonra artık Arete’nin kılavuzluğu olmaksızın biliyorsunuz hangi yolu kullanacağınızı. (Belki bu gidip gelmeler bana özgüdür, belki siz de yaşarsınız.) Öyle ki kimi anlarda Bergama’dan daha tanıdık geliyor Pergamon.

YIL 129-130

Hikâyemiz M.S. 2. yüzyılda, 129-130 dolaylarında, “gezgin” İmparator Hadrianus’un zamanında geçiyor. Son kral 3. Attalos’un -oğlu olmadığı için- Pergamon Krallığını, müttefiki Roma İmparatorluğuna, vasiyet yoluyla bırakışı, buna karşı çıkan Aristonikos’un isyanının yaklaşık 260 yıl sonrasındayız.

İstanbul Üniversitesinde ve Almanya’da klasik arkeoloji, ön Asya arkeolojisi ve sanat tarihi dallarında eğitim gören halen Çukurova Üniversitesi Arkeoloji bölümünde öğretim görevlisi olan Nesibe Çakır; dönemin yaşama kültürünü (giysilerden el aletlerine, yeme içme alışkanlıklarına değin hemen her şeyi o çağın diliyle aktarıp) yapıtın bütününde büyük bir titizlik ve incelikle sergilerken aslında bile isteye o günden bugüne bakmamızı diliyor ve bekliyor.

Yapıtın son bölümüne eklenen, dönemin terimlerini açıklayan küçük sözlüğe başvurmadan hikâyenin sonuna varırsanız şaşırmayın, derim.

GERÇEK HAZİNE

Kahramanlarımızın yanı başında ve onların heyecanına ortak olarak düşmüşken Pergamon’un Kayıp Hazinesi’ni bulmanın telaşına, bir yanımızda ölümsüz ağacı / zeytini buluyor, arada Zeus Sunağının basamaklarında dinleniyoruz. Çok geçmeden bu toprağın sunduğu tarihsel ve tarımsal zenginliği, bütün bunların nasıl heba edildiğini düşünüyor “tanrısal doğanın verdiği” topraklara insan elinin inşa ettiği kentlerden çok yıktıklarını anımsıyorsunuz.

Bu arada dönemin ikinci büyüğü olan Pergamon Kütüphanesi’nden kimi kıymetli yapıtların Bergama’da kalmış olabileceği düşü süslüyor yolculuğumuzu. Pergamon’un taş döşeli, yer yer toprak sokaklarını yürüyerek, deve sırtında, atların ya da katırların çektiği arabalarla dolaşırken hazine kavramı da sürekli zihninizi zorluyor.

Pergamon’un Kayıp Hazinesi’yle, UNESCO’nun 2014’te Dünya Kültür Mirası listesine aldığı Bergama’nın uzak geçmişine yapacağınız yolculuktan gerçek anlamda bir hazineyle ayrılırken Bergama’yı yeniden tanıma isteğiyle dolup taşıyorsunuz.

Yusuf Tansu Özel’in macerayı, okuma yolculuğumuzu taçlandıran desenlerinin de hakkını vererek düşelim Bergama yoluna.

Pergamon’un Kayıp Hazinesi / Nesibe Çakır / Resimleyen: Yusuf Tansu Özel / Can Çocuk / 187 s. / 10+ / 2022.

¹ Latince Güzel Sözler Antolojisi / Çiğdem Dürüşken / Alfa Yayınları / 2015.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon