Meksika'nın güçlü kadınları

Jennifer Clement’nın çok satışlı romanı Prayers for the Stolen’dan belgesel yönetmeni Tatiana Huezo’nun serbest uyarladığı dram karteller, uyuşturucu baronları, insan kaçakçılarıyla dolu bölgede yaşayan kız çocuklarının, genç kızların ve annelerin zorlu yaşam koşulları gerçekçi bir anlatımla karşımızda.

Anneler kızlarını bu adamların kaçırmaması için evlerinin yanına gizli sığınaklar kazıyorlar, saçlarını kesip erkek çocukları gibi giydiriyorlar, dudaklarına ruj sürmelerini yasaklıyorlar. Bu kızların babaları ailelerinin yanlarında değiller, para kazanmak için uzak yerlere gitmişler. Eşleri onları aramak için cep telefonlarının çektiği yüksek tepelere çıkıyorlar.

Ana’nın annesi Rita uzun süredir kocası Jesus’un para göndermesini bekliyor. Ana’nın arkadaşları Paula ve Maria’nın da durumları aynı. Bir baskın olunca Rita hemen kızına ‘Çukura gir Ana’ diyor ve onun üstünü toprakla örtüyor. 'Beni bir solucan gibi toprağa gömüyorsun anne' diyor Ana.

Köyün kızlarının hepsi her an kaçırılma korkusu içindeler. Kuaför salonunu işleten Helena kartele para ödediği için koruma altında. Kimse onların gözlerinin içine bakmıyor. Ana komşusu Juana’yı arıyor, kaçırıldığını öğreniyor. Yakın arkadaşları Paula ve Maria’ya ‘Aramızdan biri ayrılmak zorunda kalırsa ne yapmalıyız?' diye soruyor. Kadınlar neler olup bittiğinin farkındalar ama kızlarının öğretmenlerine yardımcı olmuyorlar. Çünkü o bir yabancı, onlardan biri değil.

Ana, Maria, Paula doğanın binbir çeşit rengi içinde ağustosböceği, çekirge, kuş, baykuş, köpek seslerini dinliyorlar.Bu dinginlik yoldan geçen jiplerin sesleriyle bölünüyor. Çete hangi ailenin kızını almaya gidiyor diye ürküyorlar. Doğanın güzelliği çetelerin şiddetiyle çelişiyor. Gece elleri arkadan bağlanıp üzerine mesaj iliştirilmiş kadın cesedi görüyorlar. Kadınların hepsi zar zor geçiniyorlar, gidecek başka yerleri yok. Afyon hasadında çalışırken üzerlerine helikopterle zehir atılıyor.

Ana, Maria, Paula arasında güçlü bir bağ vardır. Olayları sekiz yaşındaki Ana’nın (Ana Cristina Ordonez Gonzalez) gözünden izleriz. Çocukken Ana’nın dünyası sihirle, sevecenlikle doludur. Yaş aldıkça çevresindeki şiddete isyan eder. Küçük Ana’nın yalın, doğal oyunculuğu çok etkileyicidir. Yönetmen Tatiana Huezo izleyiciyi filmin içine çeker.

Şiddet, vahşet, karanlık dolu dünyanın içinde aynı zamanda saflık, masumiyet, yaşama sevecen bakış ve dünya neden böyle diye sorgulama, baş kaldırma isteği vardır.

Bu kızlar, genç kızlar, anneler kurban olmalarına karşın güçlü, dirençli kadınlardır. Gerçekliklerini sorgularlar, dimdik ayakta durmaya çabalarlar. Anneler ellerinden geldiğince kızlarını korumaya çalışırlar. Kadınlar onları sıkıştıran tüm şiddete, vahşete cesaretle, metanetle karşı koyarlar.

Yönetmen Huezo, oyuncu kadrosunu amatörlerden oluşturdu. Oyuncu seçimi bir yıl sürdü. Meksika’nın köylerinden Ana, Maria ve Paula’nın 8 ve 14 yaşları için altı kız buldu, Altı ay süresince bu kızları duygusal ve fiziksel boyutta hazırladı. Kızlar yalınayak yürümeye, hayvanların arasında gezmeye, buz gibi nehirlere atlamaya alışkındılar. Huezo, fotoğrafçı, belgesel yönetmeni olan görüntü yönetmeni Dariele Ludlow’dan seti 360 derece aydınlatmasını istedi, böylelikle oyunculara serbestçe hareket etme olanağı sağladı. Ludlow el kamerasıyla belgesele yakın çekim yaptı.

El Salvador doğumlu Tatiana Huezo 4 yaşında Meksika’ya geldi. Meksika’da sinema okudu, Barselona’da yaratıcı belgesel yapımı konusunda master yaptı. El lugar mas pequeno adlı belgeselinde (2011) El Salvador’daki iç savaşı anlattı. Tempestad (2016) insan kaçakçılarının eline düşen iki Meksikalı kadının öyküsüydü. Tempestad ve Yangın Gecesi Meksika’nın Oscar adayı oldular.

Ana Cristina Ordonez Gonzalez, Blanca Itzel Perez, Camila Gaal, Marya Membreno, Giselle Barrera Sanchez, Alejandro Camacho, Mayra Batalla, Julian Guzman Giron, José Estrada’nın oynadığı, Tatiana Huezo’nun senaryosunu yazıp yönettiği Yangın Gecesi (Noche de Fuego/ 2021) Başka Sinema platformunda sinemalarda gösterimde.

Meksika’da 1 Ocak 2016 ile 31 Ocak 2021 tarihleri arasında 17 bin 715 kadın  öldürüldü. Kovid salgını başladığından beri Meksika’da kadınlar için yaşam daha da zorlaştı. Meksika, Latin Amerika ülkeleri arasında kadın cinayetlerinin en yüksek olduğu ülke.