Londra'dan getirildi: Eros başı, 140 yıl sonra Sidamara Lahdi ile yeniden buluştu

Dünyanın en büyük ve en ağır lahitlerinden biri olduğu bilinen 32 ton ağırlığındaki Sidamara Lahdi'nin eksik parçası olan 'Eros başı', Londra'dan Türkiye'ye getirildi. 140 yıl sonra getirilen parça, uzman restoratörlerinin ortak gerçekleştirdikleri bilimsel çalışmalarla lahde yerleştirildi.

Roma Dönemi'nde milattan sonra 250'li yıllara tarihlenen sütunlu lahit, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bugün ziyarete açıldı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, Eros başının Türkiye'ye getirilme sürecini anlattı. Ziyaretçiler ise Eros başını Türkiye'de görmekten mutluluk duyduklarını dile getirdi. 

"1898'DE BİR KÖYLÜ, LAHİTE RASTLANDIĞINI İSTANBUL'A BİLDİRİYOR"

Eros başının hikayesini anlatan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, "Sidamara Lahdi dünyanın en önemli lahitlerinden biri. Bugünkü konumuz Eros başı. İngiliz Askeri Başkonsolos Charles Wilson tarafından bugünkü Karaman'ın Ambar köyünde bulunuyor. Lahidin küçük bir parçası olan Eros başı, kendisi tarafından İngiltere'ye götürülüyor. Daha sonra 1898 yılında bir köylü, böyle bir lahite rastlandığını İstanbul'a bildiriyor. Bunun üzerine Osman Hamdi Bey tarafından, 1901 yılında eser getirilip bugün gördüğünüz yerine yerleştiriliyor" dedi.

"ARTIK İKİ AYRI SEVGİLİ KAVUŞTU"

Asal, şöyle konuştu:

"Bu bina onun üzerine inşa ediliyor. 1930 yılında Eros başı Wilson'un kızı Marion Olivia tarafından Victoria Albert Müzesi'ne hediye ediliyor. Aynı dönemde Eros başının bir kopyası da buraya getiriliyor. 2010 yılında müzemizde Arkeolog olarak görev yapan Taş Eserleri Uzmanı Doktor Şehrazat Karagöz bu konuyu gündeme getirdi. 2010 yılından sonra çok özel bir çalışma başlatılıyor. Victoria Albert Müzesi ile Kültür Bakanlığımız arasında 'Yenilenebilir İş Birliği' kapsamında bu eser müzemize kazandırıldı. Yaklaşık 15 gündür yerine yerleştirme çalışmaları devam ediyordu. Artık iki ayrı sevgili kavuştu. Bundan dolayı çok mutluyuz."

"BURADA GÖRMEK ÇOK GURUR VERİCİ"

Eros Başı'nı görmeye gelen Canan Coşkun, "Çok güzel, çok gurur verici. Söylerken bile heyecanlanıyorum. Bunları burada görmek çok daha gurur verici. Herkesin buraya gelip bu atmosferi yaşamasını diliyorum" dedi. Kağan Berke Maktav ise "Görünce mutluluk duydum. Zaten bütün eserlerimizi ülkemize getirmemiz gerekiyor" diye konuştu.