Locarno Film Festivali İstanbul’da

İstanbul Modern Sinema, dünyanın en eski film festivallerinden Locarno Film Festivali’ni İstanbul’a getiriyor. 14–24 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek programda, festivalden ödüllerle dönen 11 filmlik bir seçki sinemaseverlerle buluşuyor.

Locarno Film Festivali İstanbul’da
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.11.2024 - 17:36

İstanbul Modern Sinema, 77 yaşına giren İsviçre’nin en prestijli film etkinliği Locarno Film Festivali’nden 11 filmlik bir seçkiyi İstanbul’a getiriyor. Endüstri baskılarına karşı sinemada yenilikçiliği öne çıkaran film seçkisi, tarzı ve etkinlikleriyle kendine özel bir yer tutuyor. 

Türkiye'de ilk kez gösterilecekler

Seçkide yer alan ve dokuzu Türkiye prömiyerini yapacak olan filmler arasında öne çıkanlar, bu yılki Altın Leopar'ı kazanan Litvanyalı yönetmen Saule Bliuvaite'nin ilk filmi Toksik (Akipleša) ve Romen yönetmen Radu Jude’nin Ütopya’dan Sekiz Kartpostal’ı. Ayrıca, programda Koreli usta yönetmen Hong Sang-soo'nun son filmi Dere Kenarında (Suyoocheon) ile Dominik Cumhuriyeti’nden bir kadının ilişkisinin hayaletleri arasında geçen, Cem Mısırlıoğlu'nun müziklerini bestelediği animasyon Olivia & Bulutlar (Olivia & Las Nubes) de bulunuyor.

Festivalin özel konuğu yönetmen Denise Fernandes 

İstanbul Modern Film Küratörü Müge Turan, “Seçkideki filmler, sanal dünyalara bağlılığımız, toplumsal baskılar, çevre sömürüsü ve anneliğin zorlukları gibi birçok güncel konuyu ele alıyor; ayrıca tarz ve anlatım açısından da çeşitlilik sunuyor. Bu yıl ayrıca özel bir konuğumuz var: Hanami filminin yönetmeni Denise Fernandes. Kabo Verde kökenli İsviçreli yönetmen, Fogo Adaları'nda geçen sıcak ve duygusal bir büyüme hikâyesi aracılığıyla, bu coğrafyanın ona nasıl ilham verdiğini gösteriyor." dedi.


FESTİVALDE HANGİ FİLMLER VAR?

YÜZ BİN MİLYAR 

İzleyiciyi lüks ve saklı mücadelelerle dolu Monako’da genç eskortların hayatlarına götüren film, karakterlerinin –özellikle Afine’in– bu materyalist dünyadaki rolünü sorguluyor. Servetin cazibesi ile duygusal kopukluk arasındaki tezatı, bugün kafamızda dönen varoluşçuluğu ve anlam arayışı gibi konuları işliyor. Görsel dili ve diyaloglarıyla, içten bir üslupla çekilmiş bu ilk filmde Monako’nun ışıltılı yüzeyi, içsel boşluğa güçlü bir metafor olarak hizmet ediyor. Virgil Vernier’ın yönetmenliğini üstlendiği yapımda Zakaria Bouti, Mina Gajovic ve Victoire Kong rol alıyor.

*

GERÇEK

Gerçek, modern çağda her gün gelişen dijital teknolojinin hayatımız üzerindeki etkilerini irdeleyen bir belgesel. Farklı karakterlerin günlük hayatlarından kesitler sunarak, sanal dünyalara gittikçe artan bağlılığımızı, fiziksel ile dijital dünya arasındaki bulanık sınırları ve bunun deneyim ve gerçeklik algılarımızı nasıl şekillendirdiğini araştırıyor. Belgesel, dijital evren üzerine düşündürüyor. Filmin yönetmen koltuğundaysa Adele Tulli oturuyor.

*

KUTSAL ELEKTRİK

Canlı ve renkli görselliğiyle dikkat çeken bu ilk film, iki kuzen Gonga ve Bart'ın çöp ve hurdalarda geçen dünyasına bakıyor. Çöpten topladıkları haçları neon haçlara dönüştürerek kendilerine yeni bir iş geliştiriyor. Renkli insan kesitleriyle dolu film, Tiflis'teki yaşamın tuhaflıklarını yakalayarak post-Sovyet manzarasında farklı kimliklerin kesişimlerini sergiliyor. Çarpıcı sinematografi ve hafif bir anlatımla, hem Tiflis’e güzelleme sunuyor hem de modern varoluşun absürtlüklerini kutluyor. Film bu yıl, Locarno Film Festivali’nde Altın Leopar - Günümüz Sinemacıları Yarışması’nda “En İyi Film” ödülünü kazandı. Tato Kotetishvili’nin yönettiği yapımın oyuncu kadrosunda Nikolo Ghviniashvili, Nika Gongadze yer alıyor

*

HANAMI

Yeşil Burun Adaları’ndaki volkanik Fogo adasında geçen film, annesi tarafından terk edilen bir bebek olan Nana’nın hayatını üç bölümde takip ediyor. Denizden yanardağa uzanan gerçeküstü bir yolculuk sırasında Nana’nın ateşli bir hastalıkla mücadelesini ve genç bir kadın olarak bugünkü halini izliyoruz. Film, adanın sert ama nazik manzarasını yansıtarak mekânla kimlik ve büyüyle doğa arasındaki bağı inceliyor. Büyülü gerçekçilikle şiirsel bir his yaratan Nana’nın yolculuğu, kişisel büyümeyi keşfederken zengin bir kültürel doku sunuyor. Denise Fernandes’in yönetmenliğini üstlendiği filmin oyuncu kadrosundaysa Yuta Nakano, Alice Da Luz ve Sanaya Andrade yer alıyor.

*

OLIVIA & BULUTLAR 

Aşk ve hafızanın karmaşıklığını işleyen bu animasyon, Olivia’nın geçmişteki ilişkisi Ramón’la yüzleşmesini konu alırken, kullandığı farklı animasyon teknik ve tarzlarıyla görsel bir şölen sunuyor. Cem Mısırlıoğlu'nun etkileyici besteleri, filmin öne çıkan unsurları arasında yer alıyor. Olivia’nın duygusal yolculuğunda geçmiş ilişkisinin hayaletleriyle mücadelesini yansıtan bu müzikler, görsel anlatıma derinlik katarak izleyiciye unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Olga Valdez, Héctor Aníbal ve Elsa Núñez oyuncu kadrosunda olduğu yapımda Tomás Pichardo-Espaillat yönetmenliği üstleniyor.

*

TOKSİK

“Altın Leopar” ödülünü kazanan Litvanyalı bu etkileyici dram, küçük bir kasabada yaşayan iki genç kızın model olma hayalleri peşinde koşarken karşılaştıkları sert gerçeklikleri ele alıyor. Hayaller kısa sürede bir kabusa dönüşüyor ve kızlar, başarıya ulaşmak için tehlikeli ve sömürüldükleri durumlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. Genç kadın bedenleri üzerindeki baskıları ve toplumun toksikliğini insani bir yaklaşımla gözler önüne seren film, amatör oyuncuların doğal performanslarıyla hem sert ve eleştirel hem de genç ve şefkatli bir anlatım sunuyor. Saule Bliuvaite’in yönetmenliğini üstlendiği yapımın oyuncu kadrosunda Vesta Matulyte, Ieva Rupeikaite ve Egle Gabrenaite yer alıyor.

*

DERE KENARINDA

Hong Sang-soo, yine ilişkiler ve sanatsal ifade biçimleriyle ilgileniyor ve oyuncular Kim Min-hee ve Kwon Hae-hyo'yu yeniden bir araya getiriyor. Tekstil sanatçısı Jeon-im’in yaratıcı yolculuğunu bir üniversitedeki tiyatro oyunu üzerinden işleyen hikâye, karakterlerin duygusal savunmasızlıklarını ve yaşamlarının karmaşıklıklarını ortaya koyuyor. Mizah ve hüznün ustaca iç içe geçtiği sonbahar tonlarındaki bu film, yaratıcılığın ve hikâye anlatıcılığının doğasını da içten bir yerden inceliyor. Filmin yönetmen koltuğunda Hong Sang-Soo otururken, oyuncu kadrosunda Kwon Hae-hyo, Kim Min-hee, Cho Young yer alıyor.

*

TRANSAMAZONIA

Film, Brezilya Amazonu’nda geçen bir hikâyede genç Rebecca’yı merkezine alıyor. Rebecca, bir yandan kendi kökenlerini diğer yandan da babasının inançlarını ve yerli toprakları tehdit eden ağaç kesim işinin karmaşıklığını anlamaya çalışıyor. Filmde Amazon, mucizeler ve şifa arayışının yanı sıra sömürgecilik mücadelesinin iç içe geçtiği dönüştürücü bir alan olarak canlı bir şekilde betimleniyor. Sömürü ve manevi gerçeklik arasındaki karmaşık etkileşimleri derinlemesine işleyen film, çağdaş Brezilya toplumuna dair etkileyici bir bakış sunuyor. Pia Marais'nin yönetmen koltuğunda oturduğu filmin oyuncu kadrosunda Helena Zengel, Jeremy Xido, Sergio Sartorio yer alıyor.

*

ANNELER BUNU YAPMAZ 

Anneliğin karanlık ve rahatsız edici yönlerini keşfeden bu psikolojik dram, yazar Maria'yı takip ediyor. Çocuklarını boğarak öldüren bir annenin trajik hikâyesine kafayı takan Maria, bu olayın arkasındaki motivasyonları araştırırken, annelikle ilgili kendi mücadelesiyle yüzleşir ve anne suçluluğu ile toplumsal baskılar üzerine sarsıcı düşüncelere kapılır. Film, sürükleyici anlatımıyla, doğum sonrası depresyonun ne kadar gerilimli olabileceğine dikkat çekiyor. Mar Coll’un yönetmenliğini üstlendiği yapımda Oriol Pla, Giannina Fruttero ve Laura Weissmahr rol alıyor.

*

İCAT 

Bu deneysel film, Callie’nin mesafeli bir ilişki yaşadığı babasının ölümünün ardından eve dönüşüyle başlar. Babası, miras olarak ardında manyetik bir iyileştirme cihazı patenti bırakmıştır. Callie babasının geçmişini araştırdıkça onun sıra dışı çevresiyle tanışır ve yas süreci ile yaşarken tanıyamadığı babasını keşfeder. Gerçek ile kurmaca arasında ilerleyen film, yas tutmanın duygusal karmaşıklığını ve kaybettiklerimiz hakkında yarattığımız mitleri ele alıyor. Filmin yönetmenliğini Courtney Stephens üstlenirken oyuncu kadrosunda Callie Hernandez, Lucy Kaminsky, James N. Kienitz Wilkins yer alıyor.

*

ÜTOPYA’DAN SEKİZ KARTPOSTAL 

Radu Jude, geçen yılki başyapıtı Dünyanın Sonundan Çok da Bir Şey Beklemeyin’de olduğu gibi, bu reklam montajlı filminde de görüntü ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi inceliyor. Felsefeci Christian Ferencz-Flatz ile birlikte, 1989'dan bugüne yayınlanan televizyon reklamlarından hazırlanan sekiz bölümlük bu derleme film, Romanya’nın sosyalizmden kapitalizme geçiş sürecini, tüketim kültürünü ve değişen algıları tarihsel bir bağlamda anlatıyor. Aynı zamanda televizyon reklamcılığındaki tarz ve üslupların değişimini de gösteren Ütopya’dan Sekiz Kartpostal, alaycı ve düşündürücü tonuyla keyifli bir izleme deneyimi sunuyor. Filmin yönetmenliğini Radu Jude ve Christian Ferencz-Flatz üstleniyor.



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler