Hrisula Rodaki'yi ararken
“Rodaki’yi Ararken” filminin yönetmeni Kerem Soyyılmaz, Cumhuriyet'e konuştu. Soyyılmaz, "Yaşadığımız büyük deprem felaketi nedeniyle çok üzgünüz. Yunanistan’dan gelen kurtarma ekipleri, Selanik’te toplanan TIR'lar dolusu yardım malzemeleri ve paylaşılan komşuluk hissi ülkemizin içinde bulunduğu politik gündemlerin ne kadar gerçeklikten kopuk olduğunu ortaya çıkardı" dedi.
Çatalca’nın Karacaköy’ünde Soyyılmaz ailesi, evlerinin altında 1887’de ölen Hrisula Rodaki’ye ait mezar taşını 136 yıl sonra buldu. 25. Selanik Uluslararası Belgesel Festivali’nde gösterimini yapan Türkiye-Danimarka ortak yapımı “Rodaki’yi Ararken” filminin yönetmeni Kerem Soyyılmaz ile mübadele, aidiyet, kimlik, yüzleşme, Türkler, Yunanlar, geçmiş, gelecek, kökler üstüne bir söyleşi yaptık.
- Belgeselinizi çekerken karşılaştığınız insanların yolculuklarını merak ediyorum.
Bu yolculuk önce ailem sonra köyümüzde yaşayan insanların toprağın altından çıkan mezar taşına karşı ilgili olmadıklarını gözlemlediğimde başladı. Kendimi de katarak geçmişe ait hafızamızı yoklayan bir araştırma olmasını istedim. Aidiyet hissi güçlü, yaşadığı yere çok bağlı olmalarına karşın politik nedenlerden ötürü evlerini terk eden halkların öyküsü.
"HRİSULA TARİHİ BİR ESER"
- Hrisula Rodaki kimdi?
Teodor Rodaki’nin ailesi tarafından evlat edinilen, 18 yaşında hastalıktan ölen ve eve gömülen biri. Nerede yaşadığımızı anlatan tarihi bir eser, bir ayna... Taşın çöpe gideceğini çok iyi biliyordum. O bizim için çok uzun süre yoktu, ancak onu bulduk. Kendisine gerekli saygıyı gösterdik. Bize geçmişimizi öğrettiği için teşekkür edip, müzede kendisini ziyaret edenlere bilgi vermesi için kendisiyle vedalaştık.
- Karacaköy halkının giden ailelerle ilişkileri sürüyor mu?
Birlikte yaşayan insanlar 100 yıl önce ayrıldılar. İki ayrı ülkenin paralel boyutta yaşayan, aynı olan, bir o kadar da farklı olan insanları onlar. Köyümüzde taşın üzerindeki yazının Yunanca olduğunu bilmeyenler var. Nadiren bir otobüs ziyaretçi gelirse onları buyur edip çay ikram ediyoruz.
- Yönetmen olarak sizin yolculuğunuz nasıldı?
Evimizin tarihinin 50 yıl öncesine kadar gitmesi, geçmişimizi bilmememiz beni rahatsız etti. Doğru algılanan bir tarihin bugünü anlamlı kılmak için gerekli değerleri yarattığını düşünüyorum. Bu yüzden gidebildiğim kadar gitmeye karar verdim. İki ülkede de topluma geçmişe dair anlatılan resmi hikâyenin kullanım süresinin dolduğunu farkettim.
‘YEMEĞİMİZ DE MÜZİĞİMİZ DE AYNI’
- Türk ve Yunan halkları ne durumda?
Yaşadığımız büyük deprem felaketi nedeniyle çok üzgünüz. Yunanistan’dan gelen kurtarma ekipleri, Selanik’te toplanan TIR’lar dolusu yardım malzemeleri ve paylaşılan komşuluk hissi ülkemizin içinde bulunduğu politik gündemlerin ne kadar gerçeklikten kopuk olduğunu ortaya çıkardı. Az ileride bekleyen bir düşman umudu üzerine yaratılan güvenlik politikaları odaklı popülizm iki ülkeye de bir katkı sağlamıyor. Türk ve Yunan halkı aynı yemeği yiyor, aynı müziği dinliyor aynı melankoliye sahip aynı mezar taşına sahip çıkıyor.
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı