Kadının kendi yaşamı var mı?
Farklı kültürlerin ve yaşamların çatışması üzerinden hikayesini kurgulayan "Kızılcık Şerbeti" adlı TV dizisi modernizm ve muhafazakarlıkla ilgili klişelerden yararlanıyor.
Bir süredir çok tartışma yaratan "Kızılcık Şerbeti" dizisinde toplumumuzda yaşanan kutuplaşma modern yaşam-“muhafazakâr” yaşam çatışması iki aile arasındaki ilişkiler çerçevesinde gösteriliyor. Bir yanda kızlarını tek başına yetiştirmiş olan ve onların kendi ayaklarının üstünde durmaları için büyük çaba harcayan Öğretmen Kıvılcım, diğer yanda dinine ve geleneklerine bağlı çok varlıklı bir aile arasındaki çatışmalar modern ailenin kızı Doğa’nın muhafazakar ailenin oğlu Fatih’le evlenmesiyle başlar.
SİYAH BEYAZ KARŞITLIĞI
Bu çatışma dizinin ilk bölümlerinde çok keskin siyah-beyaz çizgilerle gösterilirken modernizm ya da muhafazakârlıkla ilgili bütün klişelerden de geniş çapta yararlanılıyor. Sözgelimi Kıvılcım Öğretmen tepeden bakan, sert ve otoriter tavırlarıyla dikkati çekerken muhafazakar ailedeki anne dua etme, namaz kılma ve yemek hazırlamadan başka bir şey bilmeyen anaç bir karakteri olarak canlandırıyor. Ya da yampiri yampiri yürüyen türbanlı kızı Nursema ezikliğe tipik bir örnek verirken, Kıvılcım’ın kız kardeşi Alev açık saçık kıyafetleri, densiz halleriyle başka bir uç oluşturuyor. O kadar ki izleyicide daha ilk anda ister istemez her şey bu kadar mı uç noktada, hiç mi gri tonlar yok sorusu oluşuyor. Dikkat çeken başka bir nokta da muhafazakâr yaşam törenleriyle, türbanıyla, duasıyla çok doğal (yani olması gerektiği gibi) gösterilirken, modern yaşamdaki annenin aşırı sertliği, kız kardeşi Alev’in dünyayı umursamazmış gibi görünen aşırılıkları iyice yadırgatıyor. Bunun senaryodan mı yoksa oyunculuktan mı kaynaklandığını tam kestiremiyorum. Ancak dizinin ilerleyen bölümlerinde, gerek olayların akışında gerek karakterlerin yoğruluşunda keskinlikler yavaş yavaş törpüleniyor, öte yandan iki kültür arasındaki çatışma yer yer komik yer yer de hüzünlü sahnelerle gelişiyor. Sözgelimi bebek odası içim hazırlanan duvar kâğıdında domuz resimlerinin yer almasının yarattığı aile krizi en komik sahnelerden birini oluşturuyor.
ARAFTA KALAN 'YARIM' KADINLAR
Konuya toplumsal cinsiyet açısından baktığımızda farklı kültürlerin çatışması ile gelişen olayların akışı muhafazakar ailenin tutuculuğunun yavaş yavaş çatlamasına yol açıyor, sözgelimi ailenin ezik kızı Nursema hat sanatına merak salarak kendi yaratıcılığını keşfetmeye başladığı gibi kendi kesiminden olmayan birine aşık oluyor, ancak annesinin buna karşı çıkması büyük bir krize neden oluyor ya da Kıvılcım Öğretmenin kızı modern gelin Çimen ile maço kocası Fatih arasındaki çatışmaların yarattığı gelgitler, özellikle de Fatih’in ayrı eve çıkmaya karşı koyuşu bu evliliğin bu biçimde yürüyemeyeceği izlenimini yaratıyor.
Dizinin kuşkusuz en ilginç karakteri Öğretmen Kıvılcım. Onun başına buyrukluğu, sertliği, kızlarına sevgisini yeterince gösterememesi, şu sırada başarıyla süren Aldatma dizisindeki yargıç karakteri Güzide Yenersoy’u hatırlatıyor. Oradaki anne karakteri de hem çok dürüst, sorumluluk sahibi, idealist bir insan olarak gösteriliyor hem de bu değerleri savunma adına öylesine sert ve otoriter ki, çocukları kendilerine bir özgürlük alanı yaratabilmek için tam bir yalan sarmalının içine düşüyorlar. Öte yandan Kıvılcım da Güzide de idealist duruşlarıyla yaşamın üstesinden hiç de gelemiyorlar. Çünkü çok zeki olsalar bile (senaristlere göre) herhalde “kadın kafalarıyla” hayatı yeterince tanımıyorlar. Bu nedenle de her iki dizide de ancak kendilerine kol kanat gerecek bir erkek sayesinde yollarının açılabileceği mesajı veriliyor. Kısaca kendilerini erkeklerden bağımsız var eden kadınlar tolere edilseler bile olumlu bir model çizemiyorlar. Bu da ataerkil ideolojiye tipik bir örnek veriyor. Ataerkil sistemde yaşamını erkekten bağımsız olarak öncelikle mesleğine adayan bir kariyer kadını hiçbir zaman olumlu bir örnek veremiyor. Böylelikle bir çok dizide görüldüğü gibi kadın ya erkeğe bağımlı bir yaşam sürüyor ya da kendi ayaklarının üstünde dursa bile ataerkil dayatmalardan kurtulamıyor, sözgelimi kolaylıkla ötekileştirilebiliyor.
GRİ RENKLER
"Kızılcık Şerbeti" yaşananlara ayna tutmak kaygısıyla iki farklı yaşam biçimini yan tutmadan göstermeye çalışıyor. Dizinin ilerleyen bölümlerinde gri renklerin daha da ağırlık kazanması diziye hem daha gerçekçilik kazandıracak hem de kuşkusuz çok daha da etkili olacaktır. Konuya toplumsal açıdan bakarsak din ağırlıklı muhafazakâr yaşamın kadına kendini gerçekleştirebileceği bir ortamı sunamadığı açık. Bu nedenle de kadını sadece başörtüsüyle değil bütün bir yaşam biçimiyle kapayan, dahası soluk almasına bile izin vermeyen bu kısır döngü kırılabilirse dizi daha da etkileyici bir boyut kazanabilir.
Öte yandan modern yaşamın içinde de kadını kısıtlayan etkenleri görebiliyoruz. Sözgelimi muhafazakâr aileye gelin giden Doğa neden daha ilk anda özgürlüğünü böylesine kısıtlayan bir kısır döngünün içine düşüyor, bu kadar bağımsız ve özgür yetiştirilmiş bir genç kız nasıl oluyor da böylesine kolay tuzağa düşebiliyor? Bunun nedeni sadece yaşadığı büyük aşk mı, yoksa kızlarına aşırı baskı yapan annesine doğal tepkisi mi? Anne kızlarının kendi ayaklarının üstünde durmasını istiyorsa neden onların kendi yollarını bulmalarına izin vermiyor? Neden bu kadar otoriter ve baskın? Bu vb. soruların konunun derinine inerek irdelenmesi diziyi klişelerden büyük oranda kurtaracaktır. Ama bunun için senaristlerin toplumdaki kutuplaşmaya ayna tutma kaygısının bir adım ötesine gitme cesaretini göstererek kadının kendini gerçekleştirmesini temel alan bir bakışı benimsemeleri gerekiyor. Bunun kadının üstündeki baskıların giderek arttığı bir ortamda özellikle önemli olduğunu düşünüyorum. Şimdiye değin izlediğimiz dizilerin neredeyse hepsinde kadının erkeğin baskın olduğu ataerkil ve cinsiyetçi bir yaşam biçiminin içinde kilitlendiğini görüyoruz. Kendi ayaklarının üstünde duran, kendi yaşamını istediği gibi biçimlendiren olumlu rol modelleri pek yok. "Kızılcık Şerbeti" kadına dayatılan bu bakışı aşabilme gizil gücünü taşıyor kuşkusuz. Bundan yararlanılacak mı, yoksa bu dizi de ataerkil ideolojinin belirlediği bildik kalıpların içinde mi kalacak?
En Çok Okunan Haberler
- 6 yaşındaki Şirin'i katleden şahsın ifadesi ortaya çıktı
- Ünlü oyuncu gözaltında: Marketten 'zeytinyağı' çaldı
- Erdoğan'a ve Yerlikaya'ya çok sert yanıt!
- Oy oranını en çok artıran parti hangisi?
- Tutuklanan baba cezaevinde ölü bulundu
- Erdoğan'dan Özel ve İmamoğlu'na tazminat davası
- 'Fethullah Gülen hayatta olsaydı...'
- 'Sanki mağdur olan Esenyurt değilmiş gibi...'
- Mitinge neden katılmadığını açıkladı
- Tek kalemde milyarlık vergi borçları silinenler nerede?