Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği “İki Kişilk Hırgür” Zorlu PSM’de
Usta yönetmen Işıl Kasapoğlu’nun çevirip yönettiği “İki Kişilik Hırgür” adlı oyunda, Ayşenil Şamlıoğlu ve Reha Özcan rol alıyor.
Bazı oyunlar vardır, başlar, sonra bir bakarsınız biter. Zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği “İki Kişilk Hırgür” adlı oyunu önceki akşam Zorlu PSM’de izledim. Hani tadından yenmez derler ya, işte aynen öyle. Sahnede iki dev oyuncu; Ayşenil Şamlıoğlu ve Reha Özcan... İki huysuz bir arada gibi. Sürekli didişen arada bir sevişen tatlı bir çift. Bu absürd oyunda, 2. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan toplumsal erozyonu, şiddetin ve umutsuzluğun bireyler üzerindeki yıkıcı etkileri anlatılıyor. Oyun, bir denizaltına sığınmış bu çiftin, savaşın ardından insanlığın içine düştüğü anlamsızlığı ve kendi küçük dünyalarına nasıl yansıdığı üzerine kurulu. Adam ve kadının ilişkisi ise tıpkı savaş gibi çatışmadan, şiddetten besleniyor.
OYUN 1962’DE YAZILMIŞ
Absürd tiyatronun önde gelen temsilcilerinden sayılan Eugène Ionesco, “İki Kişilik Hırgür”ü 1962 yılında yazmış. Yazar oyunu yazdığı dönemde şöyle bir not düşmüş tarihe, “Hiçbir toplum insan üzüntüsünü yok edemedi, hiçbir politik düzen bizi yaşamanın acısından, ölüm korkusundan, mutlak olana duyduğumuz susuzluktan çekip alamadı. Bu durumda özgür bir insan, kendini bu boşluktan diğer insanların çabasıyla değil, ancak kendi çabasıyla çıkarabilir.” Tabii bunu istiyorsa. Oyunda seyrettiğimiz çift, etrafında olup bitenlerin farkıda, aslında tüm bu yaşanan ölüm ve yıkımların acısını çekiyor ama kendi kabuklarından çıkmak isteselerde bunu bir türlü yapamıyorlar. Günümüzde de durum böyle değil mi? Ah vah edenler ama hiçbir şey yapmayan ve saklanan insanlarla dolu değil mi etrafımız. Düzenleri bozulsun istemeyen, bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali. Oyunda da tam olarak buna tanıklık ediyoruz aslında. Özgür olmak isteyen ama korkan iki insan.
Gerçeküstücü oyun tekniklerini kullanan ve “Gergedan” adlı yapıtıyla ölümsüzleşen Ionesco, yapıtlarında, sıradan durumların ötesinde bireyin var oluşundaki anlamsızlığı kendine özgü bir dille ele alıyor.
Oyunda duygu geçişleri muhteşem. Kara komedi diye tanımlayabileceğiz oyunda kullanılan kostümler tam da absürd tiyatroya uygun bir şekilde tasarlanmış. Kuklalara benzeyen karakterler tam da yazarın anlatmak istediğini sahneden söylüyor sanki.
EN İYİ YÖNETMENLERDEN...
Çevre Tiyatrosu’nda yönettiği oyunlarla tanıdığım, hemen hemen hepsini keyifle seyrettiğim, son zamanların en iyi tiyatro yönetmenlerinden olan Işıl Kasapoğlu’nun her yeni projesi ciddi merak uyandırıyor. Pandemiden hemen önce sahnelenen ve çok konuşulan, besteci Mozart ile Salieri’nin öykünün anlatıldığı “Amadeus”u da yönetenin Kasapoğlu olduğunu hatırlatmak isterim.
Son olarak oyuna geri dönecek olursak noktayı oyunda geçen bir replikle koyalım: “Ve bu hep böyle devam edecek. Ve devam edecek... Fırtına olmadığı zaman demiryolları grevi, grev olmayınca grip salgını, grip olmadığı zaman savaş. Savaş olmadığı zaman gene savaş.” “Bütün dünya çıldırdıysa ben mi çıldırttım?”
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Yıkılması gerekiyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Trabzonspor'da ayrılık!