İmamoğlu’nun Koleksiyonu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye başkanlığı yaptığı Beylikdüzü’nü unutmuyor. Daha önce söz verdiği gibi eskiden oturduğu evin hemen karşısındaki mekânda bir sanat galerisi açtı ve ilk sergi Ekrem İmamoğlu Koleksiyonu oldu. İmamoğlu konuklarını karşılarken “Beylikdüzü’nü sevdirmeye çalışıyoruz” diyordu. Beylikdüzü, İstanbul’un batısında. Raylı sistem olmadığı için kara yoluyla ulaşım, şehir merkezinden gidiş dönüş üç saati aşkın bir süre aldı. Paris de bu kadar büyük bir şehir ama her yere metro ve tren var. Kara trafiğine mahkûm değilsiniz. Malum belediyeler o koca koca blokları dikmişler ama 25 yıl boyunca raylı sisteme önem vermemişler!

GALERİ BEYLİKDÜZÜ

Ekrem İmamoğlu’nun eşi, oğlu ve kızıyla birlikte konuklarını ağırladığı koleksiyon sergisine gelenler de tanıdık. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve bazı ilçe belediye başkanlarının yanı sıra sanatçılar ağırlıkta. İmamoğlu’nun resimden heykele hayli zengin bir koleksiyonu oluşmuş yıllar içinde. Koleksiyonun bir diğer özelliği de figüratiften soyuta, Abidin Dino’dan Balaban’a, Refik Anadol’a, çok değişik isimler içermesi. “Neye göre seçiyorsunuz?” soruma ise “Sevdiğimi alıyorum” diyor. Beğendiğini alırken ne fiyatını, ne de ünlü bir sanatçı olup olmadığını dikkate alıyor, bu anlamda gerçek bir koleksiyoner değil, sanata meraklı, duvarlarında güzel eserler görmek istiyor; ancak 3-4 yıldır danışmanlık alıyor ve giderek profesyonel koleksiyoner olma yolunda ilerliyor.  

KÜRATÖR MAHİR POLAT

Serginin küratörlüğünü Mahir Polat yapmış. İBB Genel Sekreter Yardımcısı, ama benim için İBB Miras’ın patronu, İstanbul aşığı, restorasyon ve tarih meraklısı. “Koleksiyonerler, sanat izleyicileri sanatçının gözüyle görünene, “sanatçının görü”sünü paylaşmaya taliptirler” diyor. 103 sanatçının seçkisini hazırlarken 100 yıllık bir süreç içinde seçki yapmanın zorluğunu da anlatıyor.

DİJİTALE MERAK

İmamoğlu, Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün’e verdiği söyleşide kendisi için özel önemi olan eserler arasında Abit Güner’in sattıktan sonra geri almak için çok yalvardığı ama vermediği mürdüm erikli natürmort’u, Karadenizli olduğu için Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun Horon’unu, ve tabii İBB’ye satın aldığı Fatih Sultan Mehmet’in tablosunu sayıyor. Refik Anadol’un sergisini gezdikten sonra hayran olmuş, iki kez gezmiş, dijital sanata da ilgi duymuş ve şimdi her yerde izliyor! Koleksiyonerlerin en büyük sorununun da eserleri doğru koşullarda saklayabilmek olduğunu söylüyor ki örneklerini gördüğümüz gibi bu biriken eserler sonunda sahibinin müze açmasına kadar gidiyor! Galeri Beylikdüzü, bu kendi köşesinde büyümüş Batı ilçesine sanatı taşıyor. Belki ileride burada bir sanat müzesi olur, niye olmasın?