İlk kadın belediye başkanı Leyla Atakan’ın hayatı film oluyor

Türkiye’nin siyasi tarihi açısından da önemli bir kilometre taşı olan ve Cumhuriyet tarihinin seçim sistemiyle gelen, ilk kadın belediye başkanı Leyla Atakan’ın hayatı film oluyor. Atakan’ı ve filmi Özge Borak, Devrim Nas ve Fatma Kaplan Hürriyet ile konuştuk

Yayınlanma: 11.04.2022 - 04:00
İlk kadın belediye başkanı Leyla Atakan’ın hayatı film oluyor
Abone Ol google-news

Leyla Atakan, Cumhuriyet tarihinin seçim sistemiyle gelen, ilk kadın belediye başkanı. Dönemindeki başarıları ile tarihe adını yazdıran Atakan’ın hayatı “Leyla Hanım” adıyla beyazperdeye taşınıyor.

Atakan, 1968 yılında İzmit Belediye Başkanı olarak göreve başladı. 11 Şubat 1971 tarihinde ise geçirdiği trafik kazasında üç meclis üyesi ve arkadaşları Feridun Özbay, Abdurrahman Yüksel, İsmail Kolaylı ile birlikte hayatını kaybetti. Atakan’ın hayatının derinliklerine odaklanacak olan döküdrama türünde ki film, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in önderliğinde İzmit Belediyesi’nin organize edeceği özel bir gösterim ile izleyici karşısına çıkacak. Senaristliğini ve yönetmenliğini İlke İşisağ’ın, idari yapımcılığını Koral Altın’ın, senaryo danışmanlığını Gani Müjde’nin ve yapımcılığını İzmit Belediyesi’nin üstlendiği “Leyla Hanım”adlı  filmin hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Filmde Leyla Atakan’ı Özge Borak, Feridun Özbay ise Devrim Nas canlandırıyor. Filmde, ayrıca Beyti Engin, Serhan Arslan, Anıl Taşezen, Barış Kıralioğlu, Belma Canciğer, Aylin Aras ve maNga’nın solisti Ferman Akgül yer alıyor. Atakan’ı ve “Leyla Hanım” filmini Özge Borak, Devrim Nas ve Fatma Kaplan Hürriyet ile konuştuk.

Devrim Nas, Öznur Oğraş Çolak ve Özge Borak

ÖZGE BORAK: HERKESİN ÖNCE ABLASI SONRA BAŞKANI OLMUŞ

- Bir dönemin ilk kadın belediye başkanı Leyla Atakan’ı canlandırıyorsunuz, bir oyuncu için hayatta var olmuş bir karakteri oynamanın mutlaka avantajı olduğu kadar dezavantajı da vardır. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?   

Elinizde yeterli veri varsa ve bunlar videolarla, fotoğraflarla destekleniyorsa o zaman tabii avantajlısınızdır. Hele ki oynayacağınız kişi hayattaysa, birlikte zaman geçirme şansınız varsa çok büyük avantaj olur. Maalesef benim böyle bir şansım olmadı. Belgelerle çalışmak durumunda kaldık. Elbette dezavantajı da var. Halihazırda zihinlerde, gönüllerde yer etmiş biri iyi canlandırılmazsa, izleyici hayal ettiğini bulamaz. Bu dezavantajı bilerek ve fakat karşılıklı sohbet etme şansı olmadan sadece verilerle elimden geleni yaptım. Umarım özellikle o dönemi bilen seyirci için güzel anıları canlandırabilmiş oluruz.

- Leyla Atakan nasıl karakter, peki filmde biz nasıl bir Atakan izleyeceğiz.

Samimiyetiyle, güler yüzüyle herkesin önce ablası sonra başkanı olmuş. Nadir yakalanabilecek güzel bir özellik. Halk için her taşın altına elini koymuş diyebiliriz. Kararlı ve hedef odaklı duruşuyla kendinden emin, bir o kadar da güleryüzlü olan Leyla Atakan’ı izleyeceksiniz. 

SEVİLEN SAYGIN BİRİ

- Bu proje, rol teklifi geldiğinde ne düşündünüz. Bu rol sizin için ne ifade ediyor?

Tabii çok hoşuma gitti. Döneminin en sevilen isimlerinden birini canlandıracağıma sevindim. Halkın hayrına attığı adımlar, projeler, anlaşmalar ve hepsini hayata geçirmek için seçtiği yollar çok kıymetli. Maalesef daha uzun yıllar hizmet vermeye ömrü vefa etmemiş. Deniyor ki Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra belki de en kalabalık cenaze töreni olmuş. Öyle seviliyormuş ki başka şehirlerden cenazesine katılanlar olmuş. Böyle sevilen, saygın birini canlandırmak gurur verici. 

Leyla Atakan

- Yıl 1968, ilk kez bir kadın belediye başkanı oluyor. Uzun bir süre geçiyor ve yıl 2022, ona rağmen, kadınlar yönetimlerde çok az. Bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyoruz.

 Birçok alanda önemli adımlar atmış, başarılar göstermiş, duruşunu sergilemiş kadınlar var. Fakat oran olarak düşünülünce sayı çok az. Tarihte birçok dünya ülkesinden evvel kadın haklarına sahip olmuş bir ülke olarak sadece siyaset değil, birçok alanda kadınların sayıca daha fazla olması beklenmez miydi? Her geçen sene toplumca, kadınca, insanca daha da ileri gitmek varken neden geride kaldığımızı ve hatta tarihte yaşananların da gerisinde kalındığını düşünmenin ve bu gidişi değiştirmek için adım atmanın zamanı sizce de geldi de geçmedi mi? 

KADIN ÖZGÜRCE YAŞAMALI

- Bugün kadınlar olması gereken yerde değil evet, engeller, engeller ama kadın katliamı her yıl katlanarak artıyor. Yönetimler, cezalar, hükümet bunun önüne geçmemiş ve bugün de geçmiyor. Sizce nedir bunun sebebi? Kadınlar neden gerekli olduğu zamanlarda  korunmuyor.

Kadın cinayetleriyle ilgili bahsettiğiniz yönetimler, cezalar, hükümet, yapılması gerekenler, yapılmayanlar sonuçtur. Sonuca bakınca da cevapsız sorular görüyoruz. Evet yaptırım uygulanmalı, caydırıcı olmalı, haklar savunulmalı hepsine varım. Kabahatle suçu ayırt edip suçu cezasız bırakmamalı. Bunları konuşalım, talep edelim tamam ama gerçek çözüm sonuçta değil sebepdetir. Bu kadar kadının katledilmesinin sebebi nedir? Sebep özgüvensiz, sevgisiz büyümüş insanlardır. Kendi öyle yetiştiği için çocuğunu da bilinçli, bilinçsiz öyle yetiştirenlerdir. Bunun önüne geçilirse asıl çözüme ulaşılır. Umarım eğitimle, ruh hali düzgün yetişen insanların sayısı her geçen gün artar ve buna, doğru adalet sistemi eşlik eder. Böylece kadın korunmaya ihtiyaç olmadan işinde, eşinde, evinde, sokakta her alanda özgürce yaşayabilir.


DEVRİM NAS: VEFA BORCUMU YERİNE GETİRİYORUM

- Siz Feridun Özbay’ı canlandırıyorsunuz. Özbay’ı sizden dinleyebilir miyiz?

Leyla Atakan’ın yakın çalışma arkadaşı, meclis üyesi. Aynı zamanda gazeteci. İzmit’in yerel gazetesi Türkyolu Bizimşehir gazetesinin sahibi. Leyla Hanım’ın çalışmalarını belgeleyen, duyuran, seçim sürecinde basınla ilişkilerini düzenleyen, seçim propaganda  ve duyurularında etkinliği olan  bir isim. Yakın dostlar, ilişkileri sıcak ve samimi. Protokol gerektiren yerlerde de ciddiyetini ve Leyla Hanım’a saygısını gösteren  yapıda bir kişi.

- Role hazırlık sürecinizden bahseder misiniz?

O dönemden az da olsa fotoğraf ve film vardı elimizde. Filmde Beyti Engin’in oynadığı hikâyenin anlatıcısı rolünü üstlenen Kazım Bey’in çektiği filmler o günleri anlamamızda çok yardımcı oldu. Kişisel tarihimde İzmit önemli bir yer tutuyor. Teyzem, dayım ve kuzenlerim hep orada yaşıyorlar. Çocukluğumda 70’lerin sonu 80’lerin ortasına kadar özellikle yarıyıl tatillerinde hep İzmit’e Selamet Teyzem’e ve Mustafa Dayım’a giderdik. Geniş aile olarak alçakgönüllü, küçük işçi evlerini kocaman bir evrene dönüştürürdük. İzmit’e gideceğimiz tatil günlerini dört gözle beklerdim. O günler hafızamda oldukça canlı. Bu nedenle ucundan da olsa Leyla Atakan’ın döneminin hemen sonrasını  yakalamış olmamdan dolayı kendi belleğimden de yararlandım işlediğimiz dönemi çalışırken (Ne! yaşım mı ortaya çıktı:)) Bu işte olmamın önemli bir nedeni de çocukluğuma ve çocukluğumun İzmit’ine karşı vefa borcumu yerine getirmek...

- Yıl 1968, ilk kez bir kadın belediye başkanı oluyor. Uzun bir süre geçiyor ve yıl 2022 ona rağmen, kadınlar yönetimlerde çok az. Bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyoruz.

Aslında bu noktada bir erkek olarak haddimi bilip susup, bu soruya Özge’nin vereceği yanıtı dinlemek en doğru tavır olurdu... ama madem bana da sordunuz...

- Özge Hanım da bu soruyu cevapladı.

Peki... Aradaki bu 50 küsur yılda kadın hareketi epey bir yol aldı diye düşünüyorum. Kadınlar hayatın pek çok alanında daha görünür oldu. Buna karşı son yıllarda  siyasi erkin sert bir direnişi ve geri adım arttırma politikası söz konusu... Gündelik hayatta büyük yara kadın cinayetleri... yine de kadınlar yılmıyorlar, çünkü ideal de olmasa geldikleri konumun çok zor mücadelelerle kazanıldığının bilincindeler. Ancak bu her alanda var olma kendini en az siyasi alanda gösteriyor. Burada iktidarıyla ve muhalefetiyle her kesim sorumlu bence. Çünkü siyasetin eril dili, yapılışındaki feodal yaklaşım ve tutumlar demokrasi tarihimizde çok az değişti. Kadınlar için sosyal ve çalışma hayatındaki cam tavan en çok siyasette gösteriyor kendini. Bu da kadınların siyaset alanından uzak durmasına neden oluyor. Kurulu eril düzen sert bir direniş gösteriyor. Ama bu da er ya da geç kaybedeceğinin farkından oluşundan... Beklenen bu yenilgi aslında insanlığın eşit paylaşımının zaferi olacak...

- Dönem filmleri, dizileri çok seviliyor. Geçmişte yaşamış ama bugün unutulmuş karakterlerin tekrar hatırlanması ve genç kuşaklara tanıtılması çok önemli. Mutlaka anlatılmalı, hatırlatılmalı dediğiniz bir karakter belki bir kahraman var mı sizce.

 Ne kadar çoktur gizli kalmış, göz ardı edilmiş sıradan gözüken hayatlarında aslında derin ve çok katmanlar barındıran insanlar, kahramanlar... (tarihi kazananlar mı yazardı?). Aklıma yine bir kadın kahraman geliyor. Kişisel olarak tanışma şansı ve mutluluğuna eriştiğim, Galata’da tarihi Doğan Apartmanı’ndaki müze sayılabilecek evinde çayını içip hikâyelerini dinlediğim Mualla Eyüboğlu. Tanışmamda aracı olan Gün İrk’e selam olsun... Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyüboğlu’nu kız kardeşleri... Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın mimarlarından. Özellikle pek çok Köy Enstitüsünün mimarı. Hemen hepsinde elinde kazma, kürek, mala bilfiil amelelik yapmış. Topkapı Sarayı başta olmak üzere pek çok tarihi yapının restorasyonuna öncülük etmiş... Hikâyesi orada, anlatılmayı bekliyor...


FATMA KAPLAN HÜRRİYET: BUGÜN HÂLÂ PARTİLER ÜSTÜ BİR İSİM OLARAK BİZİMLE

- Leyla Atakan’ın hayatının film olması hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Leyla Atakan özellikle İzmitliler için bir figürden öte partiler üstü bir kişilik. Doğrudan halkın seçimiyle belediye başkanlığına getirilen; cesur adımları, kararlı duruşu ve halkı kucaklayan yaklaşımıyla unutulmayacak izler bırakan Leyla Atakan, kentimizin çok büyük bir değeri. Türkiye’nin siyasi tarihi açısından da önemli bir kilometre taşı. Çünkü 1970’li yılların Türkiye’sine dönüp baktığınız zaman bir kadın belediye başkanının halk tarafından seçilmesi imkânsız bir durumdu. Ama bunu başardı ve seçildikten sonra şimdiki İzmit’in temellerini attı diyebiliriz. Türkiye’nin ilk sanayi fuarı olan Kocaeli Fuarı’nın kuruluşundan tutun da kente su getirmesi, gecekondu sorununu çözmesi gibi o dönem imkânsız olan sorunları tek tek çözmüştür. Ama bütün bunlardan daha değerli bir şey daha var. Türk kadını siyaset içerisinde kendisine yer bulmada her zaman güçlük yaşamıştır. Yönetim kademelerinde de oldukça az sayıda kalan kadınlar, her kesim içinden yükselen olumsuz seslerle baş etmek yahut geri çekilmek zorunda kalıyorlar. Leyla Atakan ise bu seslerle cesurca baş edebilmiş, çekilmeyerek verdiği mücadeleyi kazanmıştır. Üstelik bunu yarım asır önce başarmıştır. Gençliğinden itibaren ömrünün son gününe kadar ülkesine birçok alanda hizmet eden Leyla Atakan, bugün hâlâ partiler üstü bir isim olarak Kocaelililerin gönlünde yaşamaya devam ediyor.

Fatma Kaplan Hürriyet 

- Filmin çekim sürecinde ve sonrasında siz projede ne şekilde yer alıyorsunuz Katkılarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Leyla Hanım filmi, benim belediye başkanlığımın öncesinde de Leyla Atakan’ın ismini yaşatmamız gerektiğini sürekli olarak dile getirmem, gelecek nesillerin de Leyla Atakan’ın neleri başarabildiğini görmesini istememle başladı aslında. Belediye başkanlığımda da dedim ki neden onun hayatını konu alan bir belgesel çekmeyelim. Hem öyle çok uzak bir tarih de değil. Konuyla ilgili pek çok belge ve yaşayan tanıklar da var. Konuyu arkadaşlarıma açtığımda onlar da benim kadar heyecanlandılar ve bu yapımın gelecek nesillere profesyonel olarak aktarılması gerektiğine karar verdik. Biz İzmit Belediyesi olarak bu işin yapımcılığını üstleniyoruz Güzel bir yapım ekibi kuruldu. Bizler de heyecanla bekliyoruz.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler