İBB ve Tiyatro Kooperatifi işbirliğiyle topluluklar İstanbul'a gelecek: 'Sahne' dayanışmanın

Depremden etkilenen şehirlerdeki tiyatrolar oyunlarını 26-30 Mart’ta ücretsiz olarak sahneleyecek.

İBB ve Tiyatro Kooperatifi işbirliğiyle topluluklar İstanbul'a gelecek: 'Sahne' dayanışmanın
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.03.2023 - 04:00

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Dairesi Başkanlığı, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde milyonlarca kişiyi etkileyen depremlerin ardından, Tiyatro Kooperatifi’nin önerisiyle, bölgedeki tiyatro topluluklarıyla bir dayanışma süreci başlattı. Bu dayanışma kapsamında İBB Kültür Dairesi Başkanlığı’na bağlı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü kapsayan 26 - 30 Mart tarihleri arasında İstanbul’daki oyunların yanı sıra Akdeniz Bölge Tiyatro Kooperatifi’yle birlikte depremden etkilenen illerdeki tiyatro ekiplerine de sahne verecek. 

İBB, depremden etkilenen illerin tiyatrolarına kültür merkezlerinin sahnelerini açacak ve sahnelenen oyunalar ücretsiz olacak. Dayanışma kapsamında, 5 yetişkin 3 çocuk oyunu olmak üzere toplam 8 oyun sahnelenecek. 

İŞTE SAHNELENECEK OYUNLAR

Adana Gösteri Sanatları Merkezi “Canlanan Masallar”, Adana Gülse Tiyatro “Vikingler Yıldız Taşı Kolyesi”, Osmaniye Pano Kids/Tiyatro Mavra “Bugün Ne Anlatsam” adlı çocuk oyunlarını ve Adana Ekol Casting “Eyvah Babam Kapıda”, Hatay Ortak Sahne “Halktan Biri”, Adana Reverans Sanat “Üç Kadın ve Bir Kavanoz Kül”, Tarsus Şehir Tiyatrosu “Duvar”, Hatay Nar Sahne “Bağ” adlı yetişkin oyunlarını ücretsiz sahneleyecek. Oyun programına İBB Kültür Sanat sosyal medya hesapları ve www.kultursanat.istanbul adresinden ulaşılabilir. 

(Volkan Aslan)

‘ORTAKLIKLAR SÜRECEK’

Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız İBB Kültür Dairesi Başkanı Tolga Volkan Aslan, “Depremle ilgili olarak ilk günden beri bölgedeki yaptığımız çalışmalarda bir şiarımız vardı hep birlikte olacağız, yaraları hep beraber saracağız diyorduk” dediği açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu büyük yıkıcılığı birlikte aşmanın, beraber olabilmenin Hatay’la İstanbul’u birlikte hareket ettirebilmenin güçlendirebilmenin koşullarını aramaya başladık. Kültür sanat alanından da bir refleks geliştirebilmemiz gerekiyordu. Bunun ilk etabı bizim için öncelikli olarak alanın kendisini tarifleme ve anlama üzerineydi. Bir süre yardımlarla oradaki çalışmalarla eş güdümlü olarak bölgede olduk veya İstanbul’da koordinasyonlarda yer aldık. Daha sonrasında rehabilitasyonun bir parçası olmak, terapinin parçası olmak gibi bir sorumluluğumuz olduğunu alandaki veriler bize vermeye başladığında bu defa yöntemsel olarak uygun bulduğumuz bir yöntemle mobilize bir şekilde hareket etmeye başladık çünkü büyük yıkımların, büyük enkazların arasından dolaşıp çocuklara ulaşabilecek, dağınık vaziyette yerleşmiş insanlara ulaşabilmek gibi bir görevimiz vardı. O yüzden de mobilize ekiplerimizle çocukların yanında olmaya çalıştık. Atölyelerle, çocuk tiyatrolarıyla, kukla tiyatrolarıyla zaman zaman müzikli masallarla, hikaye anlatıcılığıyla hem kendi kadrolarımız, kültür dairenin müdürlükleri, Şehir Tiyatroları hem de İstanbul’un gönüllü kültür sanat emekçileri ile beraber hareket ederek bölgede elimizden geldiği kadar insanların yanında olmaya çalıştık. Bunun üçüncü aşaması ise kültür sanat hayatının emekçileri ile buluşmalarımızdı. Bölgede buluştuğumuz insanlarımızın kültür sanat emekçilerimizin ne kadar mümkün olmasa da acılarını paylaşmaya çalıştık. Bir taraftan da bazı telafi edilebilecek şeyleri nasıl telafi edebileceğimizi neler yapabileceğimizi konuşmaya başladık. Bu zamanla ilişkileri ve zamanla birbirini tanıyan bir sürü yapıyı bir araya getirmeye başladı. Ardından da bunu bir uygulamaya dökmek için İstanbul’daki sahnelerimizi Hatay’daki veya deprem bölgesindeki arkadaşlarımızla nasıl paylaşabileceğimizi kurgulamaya başladık. Ve bunun da en pratik yöntemi olarak ayakta kalabilen, bir şeyler yapabilen ve ya birbirine destek olarak buralarda var olabilecek tiyatro gruplarını, müzik gruplarını davet ettik. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü “Dayanışmanın Sahnesi” olarak canlandırmaya karar verdik ve Akdeniz Tiyatro Kooperatifi ve İstanbul Tiyatro Kooperatifi’nin de girişimleri ile bölgeden oyunları 27 Mart Dünya Tiyatro Günü gibi anlamlı bir zamanda 26-30 Mart tarihleri arasında İstanbul seyircisi ile buluşturup, aynı zamanda ekonomik olarak bölgedeki grupları desteklemeye başlayacağımızın ilk mesajını vermiş olacaktık. Sonraki süreçte de bölgedeki tiyatrolarımız ve gruplarımızla iş birliğimizi devam ettireceğiz. Bunun yanı sıra müzikal anlamda da CRR’nin depremden sonraki sezonunu dayanışma konserleri ile Dayanışmanın Müziği sloganıyla başlatmayı düşündük. 31 Mart’ta Antakya Medeniyetler Korusu, 1 Nisan’da Hatay Akademi Orkestrasını İstanbul’da ağırlayacağız. Hem onların değerli müzisyenleri ile hem gönüllülerin katılımıyla gerçekleşecek konser programları ile beraber müzikal anlamda da bir dayanışmayı başlatmış olacağız ve sahnelerimizi bölgemizin gruplarına açmış olacağız. Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak kültür sanat alanında yaptığımız hiçbir işi bir yardım vs. gibi şeylere sığdırmayız. Bu dayanışmadır! Bu dayanışmaya bugün Hatay’ın ihtiyacı, bugün Malatya’nın ihtiyacı bugün Kahramanmaraş’ın ihtiyacı var. Yarın kimin ihtiyacı olacağını bilemeyiz. Buradan yeniden ayağa kalkmanın tek yolunun dayanışma olduğunu düşünüyoruz. O yüzden de birlikte el ele vererek dayanışarak şu anki durumu bir nebze olsun hafifletmeye çalışacağız.”

(Yeşim Özsoy)

‘ÇOK DEĞERLİ BİR PROJE’

Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy ise şöyle konuştu: “6 Şubat’ta tüm sahnelerimiz kapandı ve tüm sesler sustu. Şubatın başından beri yastayız. Yaraları sarmak açısından da yolumuzun uzun olduğu bir dönemdeyiz. Bu noktada sahnelere yavaş yavaş dönerken nasıl bir yol izlemeliyiz diye düşündüğümüzde seyircimizle ve ekiplerimizle dayanışma içinde olmamız ve elimizden geleni yapmamız gerektiğini düşündük ve ‘Sahneden Dayanışma’ adı altında bir dizi proje ve öneri, yöntem belirledik. Bunlardan en önemlisi her bölgede ayrı bir yapılanma olarak yer alan Tiyatro Kooperatiflerimizden Akdeniz ve Ahura Tiyatro Kooperatiflerinden aldığımız bilgiler ışığında bölgedeki tiyatroların durumlarını ifade etmek, depremzede meslektaşlarımıza destek olmak adına yaptığımız dayanışma ve iletişim çalışması oldu. Özellikle Akdeniz Tiyatro Kooperatifi’nden tiyatrolarımızla konuştuğumuzda sahnede olmayı çok arzuladıklarını, hayatın döngüsüne maddi ve manevi anlamda çok ihtiyaç duyduklarını anladık. İstanbul ile Akdeniz arasındaki köprüyü kurarak İBB’nin desteğiyle 27 Mart Tiyatro Günü etkinlikleri kapsamında alanda çalışabilecek, turne yapabilecek meslektaşlarımızı İstanbul sahnelerinde yer almasını sağlıyoruz ve dayanışma üzerine vesilesi olduğumuz bu proje Dünya Tiyatro Günü kapsamında bizim için çok değerli.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler