Hüsamettin Koçan’ın ‘Ayağımdaki Diken’ sergisi: Yalın bir buluşma
Hüsamettin Koçan’ın AKM’deki sergisi “Ayağımdaki Diken” izleyici için derinde kalan bir başka deyişle en yalın yanıyla buluşma fırsatı.
“Bugünün diliyle masumiyeti yeniden inşa etmek mümkün müdür?” Hüsamettin Koçan’ın Atatürk Kültür Merkezi’ne konuk olan “Ayağımdaki Diken” sergisinin belki ana (daha çok biz sanat izleyicisini ilgilendiren) sorusu olabilir. Diğer yandan, büyüklerinin gidiş yolundan savruluşlar, yer değiştirişler, sınıfsal sıçrayışlar, uğraş alanında başarılara gitmiş çocuğun, yetişkinliğinde aynı yolu geriye doğru izleyerek kendisiyle karşılaşması arayışı da pekâlâ bu serginin sorusudur.
AKM Sergi Salonu katına çıkar çıkmaz kısmen açık hava sayabileceğiniz giriş alanında (bahçede) karşılıyor sizi o çocuk, bir zamanlar ailesinin çevresinde toplaştığı, şimdi ise sanat ürünü olarak insanlık ailesine ait yer sofrasına buyur ederek. Yerin altı üstü fark etmeksizin -havada- kucaklaşıp var olma çabasındaki köklerini de yanına alarak herkes için korunaklı bir dünya düşlerken yerinden yurdundan ayrı düşmenin acısıyla yanıp kavrulmuş son gurbetçiyle üleştiğiniz, yanmış ahşaptan yer sofra gök sofradır artık. Yaşar Kemal’e de selam veren.
SELAM DENEN GÜZEL ŞEY
İçeride ise selamınızı almak için demirci ustası beklemektedir, son derece işlevsel bir nesnenin, işini özenle yapan zanaatkârın elinde nasıl sanata yaklaştığının önerisi olarak. Sergi için tek sözcük sorulsa yanıt olarak “selam” dense yeridir. Ayağındaki dikenle, ilkokul diploma defterindeki pek de iyi olmayan notlarıyla duvarda bekleyen çocukluğa selam; evlatlık verilip kaybolan ya da kaybolmayan Sona’ların hüznünü kendi çocuğu evlatlık verilmiş gibi taşıyan anneye hem yemek pişirilip hem de ısınılan tandırın üzerindeki lambanın loş ışığında anlatılan masallara, masalların önerdiği dayanışmaya adanmışlığa, masumiyetle gözetilen vicdana; karmaşık kültürel süreçlerde seyreden bireyin halleriyle bakılan gerçeğin değişen yüzüne; süslenen, seven, ısıtan, üreten, ettikleriyle saygı duyulan elin hallerine; gökyüzünden alınabilen, tozlaşmalarla biçim biçim ışığa; dalında kuşlardan çok dilekler kondurulmuş huykesen ağacının gizemine. İnsanın varlığıyla sanatına katkı koyana, geçmişle geleceğin kesişim anı(sı)na. Gitmeyi görmüş, onu artık beklemeyen bir geçmiş olsa da dönmeyi başkaca olsun bilmiş, değerbilir bir ömre.
Koçan’ın 2017’de 70. yaşı için Baksı Müzesi’ne hazırladığı “Ayağımdaki Diken” İstanbul izleyicisi için derinde kalan bir başka deyişle en yalın olan yanıyla buluşma fırsatı. Ağaç kökleri, ahşap, metal, seramik (çömlek tekniği), ayna, boya, kilim, tül, çelik, baskı, sim gibi malzemelerden eserlerin gelenekle gelecek arasını dokuduğu sergi 28 Temmuz’a kadar görülebilir. Sanata, evet!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Teğmenler hakkında yeni gelişme!
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu
- MHP'den 5'inci paylaşım da aynı saatte geldi!
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Erdoğan'ın Özer'e mektubu, davetler...
- 'Atatürk’e bağlılık ne zamandan beri suç sayılıyor?'
- Seyircisiz konserlere ne kadar harcandı?