Halid Ziya’dan ‘Bir Acı Hikâye’

Türk romanının öncü ismi, büyük usta Halid Ziya Uşaklıgil, anı türünde de yetkin örnekler verdi. Kırk Yıl ile Saray ve Ötesi’nin son halkası sayılabilecek Bir Acı Hikâye (Can Yayınları), oğlu Halil Vedad’ın Tiran’da görevli olduğu sırada yaşamına son vermesi üzerine kaleme aldığı son anı kitabı. Oğlunun doğumundan ölümüne dek titiz ve ayrıntılı bir biçemde yaşadıklarını kaleme alan yazar, her bir sayfada evladının kaybından dolayı ateşler içinde yandığını duyumsatıyor.

Halid Ziya’dan ‘Bir Acı Hikâye’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.07.2022 - 00:01

“Bu yazıları görecek olanlar eğer onu yazanın daha evvel başka yazılarını görmüşseler, onları unutmalıdırlar. Bunlarda edebiyat yapmak, sanat göstermek isteyen bir adamın kalemi değil, yalnız türlü emeklerle vücuda gelmiş sevgili yavrusunun bir zulme kurban gittiğine yanan, ömrünün son yıllarını gözyaşlarıyla, ah ve eninle sürükleyen makhur bir babanın ateşlerle dolu kalbi vardır.” 

Kitaptan

“BUNLARI NİÇİN YAZDIM?”

Evlat kaybını merkeze alan Bir Acı Hikâye (Can Yayınları), anı türünün de sayılı yazarlarından olan büyük usta Halid Ziya Uşaklıgil’in Kırk Yıl ile Saray ve Ötesi adlı kitaplarının son halkası olarak nitelenebilecek, Türk edebiyatının belki de en hüzünlü yapıtlarından biri. İlk olarak Son Posta gazetesinde tefrika edilen, 1942’de Hilmi Kitabevi’nce kitap olarak yayımlanan yapıtın son baskısı ise tam seksen yıl sonra Can Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu.

Üzerine titrediği oğlu Halil Vedad’ın Tiran’da elçilik görevlisi olarak çalıştığı sırada, 3 Aralık 1937’deki intihar haberiyle yıkılan ve daha önce de küçük yaşlardaki üç çocuğunu yitiren Halid Ziya, kitabın girişinde okuyuculara bu anıları niçin yazdığını şöyle açıklıyor:

“Onu doğduğu günden toprağa gömüldüğü saate kadar yaşatmak, onun hayaliyle günlerin, yılların teakubu ardından giderek imkân dairesinde kendisiyle beraber bulunmak için… Vedad’a yakın olanlar da aile halkı da istedikçe bunlara bir göz atarlar ve ağlarlar. Ben ağlaya ağlaya yazdım fakat başkalarını ağlatacak sanialardan kaçındım…”

Bir Acı Hikâye, genç Türkiye Cumhuriyeti’ne 12 yıl hizmet vermiş Halil Vedad Uşaklıgil’in doğumuyla başlıyor. Baba Uşaklıgil’in Vedad’ın üzerine titrediği bebeklik, çocukluk, ilk gençlik ve yetişkinlik çağlarına tüm ayrıntılarıyla tanık oluyoruz.

Kurmaca bir yapıtı okuyormuşçasına betimleyici bir biçemle anılarını kâğıda döken Uşaklıgil, okuyucuları ana hatlarıyla ailesiyle tanıştırırken dönemin politik panoramasını da çiziyor.

“BU BABA OĞUL ADETA BİRBİRİNE ÂŞIK!”

Varlıklı bir ailede büyüyen Vedad, nitelikli okullarda okuyor ve yabancı eğitmenlerden yabancı dil ve müzik eğitimleri alıyor. Babası Halid Ziya’nın bu yoldaki çabası da takdire değer. Kitapta yanı sıra babanın çocuklarıyla birlikte yaptığı Avrupa gezilerine ilişkin izlenimleri de yer alıyor.

Gerek Halid Ziya’nın gerek Halil Vedad’ın iş yaşamlarında yaptıkları gezilerin anlatıldığı bölümler bir araya getirildiğinde Bir Acı Hikâye’nin anı türü içinde küçük bir “seyahatname” özelliği taşıdığı söylenebilir.

Daha önce üç çocuğunu yitiren Uşaklıgil, Vedad’a derinden bağlı. Öyle ki gazeteci Ahmet İhsan bu durum üzerine “Bu baba oğul adeta birbirine âşık!” diyecektir.

UŞAKLIGİL, ATATÜRK’LE DE GÖRÜŞÜYOR

Vedad Uşaklıgil hassas bir kişiliğe sahip. En son Tiran elçiliğine görevlendirilinceye dek nedenini tam olarak anlayamadığımız durumlar sonucunda Ankara’ya çekilir. Babasının yardımları ile son olarak Tiran’a görevlendirilir. Burada da terfi beklerken tekrar Ankara emrine alınışı onda büyük bir yıkıntı oluşturur. Bunun altından kalkamaz ve yaşamına son verir.

Yapıtı okurken bu süreçte Halid Ziya Uşaklıgil’in oğlu için Mustafa Kemal Atatürk’le görüştüğünü okuyor, birbirlerine yazdıkları mektuplara da yer verildiğini görüyoruz.

BASIN ÜZÜNTÜ İÇİNDE…

Vedad’ın intiharının hem Arnavutluk hem de Türkiye basınında büyük üzüntü yarattığı gazetelerden alınan kupürlerden de anlaşılıyor. Yunus Nadi, Cumhuriyet gazetesinde “Acı Bir Kayıp” başlıklı yazısını, “Vatanda bir değil, bin Vedad yetiştireceğiz. Daima elimizde beşi onu kalabilsin diye. Biz her gün pek farkında olmuyoruz fakat bir taraftan olanca itinayla yetiştirdiğimiz başakları öte taraftan kulağı gözümüzde gelişigüzel sallanan bir orak böylece rastgele biçip gidiyor. Hayat işte bu… Son tesellimiz şudur: Ne yapalım, vatan ve millet sağ olsun ve Türk gençliği gümrah hayatını yürütsün gitsin.” sözleriyle bitiriyor.

ACI DOLU BİR TANIKLIK

Halid Ziya Uşaklıgil, Bir Acı Hikâye’de anılarına altmış bölümde yer veriyor. Bunlara ek olarak bu acının esiniyle yazılan bazı makalelerin de bu bölümlerin sonuna eklendiğini görüyoruz. Yapıt, açıklamalı orijinal metin olarak yayımlandığı için yetkin bir sözlük ve dizin bölümlerinin de olduğunu belirtmek gerek.

Yapıtı zenginleştiren unsurlardan biri de Vedad’ın fotoğraflarına ve gazete kupürlerine zaman bilimsel olarak yer verilmesi. Bu noktada Emine Uşaklıgil ve Taha Toros’un arşivlerinden yararlanılmış.

Bir Acı Hikâye / Halid Ziya Uşaklıgil / Can Yayınları / 399 s. / 2022.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler