EMRE KONGAR VE ZÜLÂL KALKANDELEN’DEN ‘DEVRİMİN VE KARŞI DEVRİMİN YÜZYILI 2’

Emre Kongar ile Zülâl Kalkandelen’le toplumumuzun yüz yıllık serüveni zamandizinsel olarak gün gün aktardıkları Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı (Remzi Kitabevi) adlı incelemenin ikinci cildi Karşı Devrim Filizleri ve Darbeleri (1971-2002) okuyucularla buluştu. Kongar ve Kalkandelen incelemelerinin bu ikinci cildinde, dışarıdaki emperyalistlerle içerideki sağcı-gerici politikacıların işbirliğiyle gerçekleştirilen 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dönüm noktalarıyla yaşadığımız “Karşı Devrim Darbeleri”nin, bunların yıkıcı etkilerinin içlerindeki dinamikler açısından irdelendiği olayları ortaya koyuyorlar.

Yayınlanma: 11.11.2022 - 00:01
EMRE KONGAR VE ZÜLÂL KALKANDELEN’DEN ‘DEVRİMİN VE KARŞI DEVRİMİN YÜZYILI 2’
Abone Ol google-news

Yorumlarında, tarihe bugünkü değer yargılarımızla bakmayan ve o günkü dünya ve toplum koşullarını dikkate alarak irdelenen tarih döneminde dünyanın genel gidişini, bundan ülkenin nasıl etkilendiğini görerek yaklaşımın somut bir örneği olan yapıt, yakın tarihimizi anlamak, algılamak, yorumlamak, deney kılmak, ondan ders çıkarmak isteyenler için bir başvuru kitabı...

“… Bütün yaşamımla bile bu dünyada hiçbir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca, ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla” yazdığını ifade eden, toplumbilimimizin yüz akı ve toplumbilimi özgürleştiren bir öncü olan Emre Kongar’ın düşüncesinin ana ekseni “toplumsal değişme”dir.

Toplumu, toplumsal değişme boyutuyla değerlendirirken genellikten ve nesnellikten uzaklaşmaz, kuramla eylemi bütünleştirerek sonuca ulaşır.

Bir toplumu çözümlerken, esas ögelerin ideoloji ve sınıflar olduğu düşüncesiyle dünü ve bugünü, diyalektik çözümlemeyle ele alan, iç ve dış dinamikleri, yapısal nedenleri, nesnel-öznel gerçeklikleri sınıflandırarak irdeleyen Kongar, toplumsal yapımızın temellerini, değişim araçlarını incelediği, temeli “toplumsal değişme” olan kitaplarına (Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği, Türk Toplumbilimcileri, Türkiye Üzerine Araştırmalar, 21. Yüzyılda Türkiye, Küresel Terör ve Türkiye, ABD’nin Siyasal İslamla Dansı…), bu yıl bir yenisini katmıştı: Aymazlığın İbretlik Öyküsü (Cumhuriyet Kitapları).



“AKP’nin Önlenebilir Yükselişi Başlarken” başlığı altında 2000 yılında başladığı güncesini, bugüne gelişimize kadar gün gün aktararak “Siyasi İklim Değişirken” başlıklı 2021 sonuna getirdiği bu güncesi, tam da bugünlerde her yurtseverin okuması gereken, uyarılarla dolu bir başyapıttı.

Emre Kongar’ın, Cumhuriyet gazetesindeki “Direnç ve Umut” adlı köşesinde laik Cumhuriyeti savunan, hayvan hakları ve özgürlüğü ile çevre mücadelesini olanca duyarlılığı ile sürdüren, Utanmış Sessizlik, İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri, Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü gibi kitapların yazarı, cesur kalem Zülal Kalkandelen’le birlikte sunduğu, Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı’nda (Remzi Kitabevi) toplumumuzun yüz yıllık serüveni zamandizinsel olarak gün gün aktarılıyor.

Yaşanan her olaya “toplumbilim açısından” bakmanın anlamlı bir örneği olan ve bugünü anlamak için tarihi, dünü iyi bilip çözümlemek, yarını kestirmek için de bugünü iyi anlamak, irdelemek gerektiğini düşünen duyarlı insanlar için bir başvuru kitabı niteliğindeki yapıtın Savaş, Devrim ve Tepkiler alt başlıklı ilk cildinde; Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bağımsızlık Savaşı Yolculuğu”nun başlangıç tarihi olan 19 Mayıs 1919’da başlayıp “Savaş”, “Devrim” atılımları ve “Tepkiler”le ilk “Askeri Karşı Devrim Darbesi” olan 12 Mart 1971’e kadarki yaşananlar aktarılıyor.



“20. yüzyılın en şaşırtıcı askeri, siyasal, ekonomik ve kültürel devrimi” olan Cumhuriyet Devrimi’nin aşamalarının hangi sırayla, nasıl uygulandığını, daha sonraki yıllarda, Karşı Devrim tohumlarının nasıl atıldığını ve Devrim’in tehlikelerle nasıl karşı karşıya kaldığını gözlüyoruz.

Cumhuriyetimizin dünden bugüne gelişinin damıtılmış öyküsünü okuduğumuz yapıtın ikinci cildi yayımlandı: Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı 2-Karşı Devrim Filizleri ve Darbeleri: 1971-2002 (Remzi Kitabevi).

Sadece Devrim’in değil Karşı Devrim’in nasıl oluştuğunun da ayrıntılı bir öyküsü olan bu ikinci ciltte, dışarıdaki emperyalistlerle içerideki sağcı-gerici politikacıların işbirliğiyle gerçekleştirilen 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dönüm noktalarıyla yaşadığımız “Karşı Devrim Darbeleri”nin, bunların yıkıcı etkilerinin içlerindeki dinamikler açısından irdelendiği olayları yeniden yaşıyoruz.

“Devrimin Diyalektiği Olarak, Karşı Devrim Yeniden Devrede: ‘Sosyal Uyanışı Bastırmak İçin’ 12 Mart 1971 Darbesi” başlıklı bölümde; “Atatürkçülük” adına yapıldığı söylenen 12 Mart Askeri Darbesi’nin 1961 Anayasası’nı nasıl yozlaştırdığını, yaşatılan haksızlık ve hukuksuzlukların, işkenceler ve baskıların, toplumda Atatürk’e, Cumhuriyet’e, Devrim’e karşı olumsuz yaklaşımları güçlendirdiğini okuyoruz.

Yakın dönem gözümüzün önüne geliyor: Darbeye karşı Ecevit’in Erbakan’la kurduğu hükümet, Bayar’ın, Demirel’e karşı tavır alarak Adalet Partisi’nin gücünü bölmesi, listesi ek olarak kitabın sonuna konulan dışişleri görevlilerimize yönelik cinayetler…

“Karşı Devrimin Kurumlaşma Çabaları: Evren-Özal Dönemi” başlıklı bölümde, art arda işlenen siyasal cinayetlerle (listesi kitapta ek olarak var) geldiğimiz 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin 1982 Anayasası ile Karşı Devrim’i güçlendirmesini izliyoruz.

Evren’in emperyalizmle nasıl işbirliği yaptığını, aynı çizgiyi sürdüren Özal’ın, Devrim’in altını oyarak ortamı ve devleti nasıl adım adım Karşı Devrim’e hazırladığını görüyoruz.


Fotoğraf: Ceren Aksan Mumcu


“Darbe Sonrası Restorasyon Çabaları: Demirel-İnönü Koalisyonu” başlıklı bölümde, DYP-SHP koalisyonunun çabalarını ve bu çabaların 1982 Anayasası engeline nasıl takıldığını okuyoruz.

“Bölünmeler ve Yozlaşma: Özal’ın Ölümü Çiller’i, Yılmaz’ı ve Ecevit’i (Yeniden) Sahneye Çıkarıyor. Kayıp Yıllar” başlıklı son bölümde; Çiller’in, Karayalçın’la, Baykal’la, Erbakan’la yaptığı koalisyonların Türkiye’yi kargaşaya ittiğini, 28 Şubat’ı, Yılmaz-Ecevit-Bahçeli üçlüsünün ülkeyi nasıl bir kaosun içine sürüklediğini, Derviş’in ve Bahçeli’nin oynadığı garip ve dikkat çekici olumsuz rolleri ve 3 Kasım 2002’de yapılan ve AKP’nin kuruluşundan 15 ay sonra 363 milletvekiliyle tek başına iktidar olduğu güne kadarki yakın tarihin olaylarını Kongar ve Kalkandelen’in irdelemeleriyle gün gün izliyoruz.

Bunları okurken tüm yaşananlarda “iç ve dış dinamiklerle bunların arasındaki ilişkilere” dikkat çekildiğini fark ediyoruz.

Tek bir olaydan çok olaylar zincirine dikkat çekilerek her şey birbirine bağlıdır yaklaşımıyla birbirini etkileyen dış ve iç siyasal, ekonomik, kültürel olayların arasındaki neden-sonuç ilişkilerinin zamandizinsel aktarımı ve açıklanmasıyla, ülkemizin toplumsal yapısını ve bu yapının nasıl değiştiğini anlamamızın ipuçlarını yakalıyoruz.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler