Bugün Dünya Tiyatro Günü: Sahnede bir usta...

Nedim Saban’ın yönettiği Tiyatro Kare’nin ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ adlı oyununda Nevra Serezli ve Gökhan Mete rol alıyor.

Yayınlanma: 27.03.2022 - 02:00
Bugün Dünya Tiyatro Günü: Sahnede bir usta...
Abone Ol google-news

Bir ustayı tiyatroda sahnede seyretmenin keyfini tarif etmek zordur. Müthiş bir heyecan. “Ağaçlar Ayakta Ölür” adlı oyunda rol alan ve uzun bir aradan 11 yıl sonra sahneye çıkan Nevra Serezli, bizi hem gülümsetti hem de ağlattı. Oyunda Serezli’ye yine ustalardan Gökhan Mete eşlik ediyor. 

Oyun pandomim yapan bir oyuncu ve bir palyaço ile başlıyor. Çocuk seslerinin kayıttan verildiği oyunun başında biraz şaşırdık. Çocuk oyunu formatında başlayan oyun, kısa bir süre sonra ustalar geçidine dönüştü. Bu duygusal komedinin yazarı Alejandro Casona’nın dünya klasikleri arasında yer alan eseri; iyilik ve sevgi kavramında yoğunlaşıyor. Aslında çok tanıdık olan ve her döneme uygun olan oyunda herkes kendinden bir şey buluyor. Oyunda torununun özlemiyle yaşayan Serezli’nin canlandırdığı bir babaannenin etrafında şekilleniyor.

Oyunun müzikleri ve dekoru bizi geçmişe götürüyor. Oyunun dekorları oldukça başarılı, bir köşkün salonunda geçen oyunda sahneye giriş ve çıkışlar yani oyunun akışı bir ritim ile ilerliyor. Genç oyuncular ile ustaları birleştiren oyunun yönetmeni Nedim Saban, metin üzerinde kendine has ufak dokunuşlar yapmış. Daha önce Macide Tanır’ın yorumuyla sahnelenen oyunun metninden esinlenen bir senaryo yazılmış ve bu film Yıldız Kenter ve İzzet Günay’ın başrolde olduğu bir sinema klasiği olmuştu. Nedim Saban ise oyunu farklı bir zaman ve mekâna taşıyarak yeni bir yorum getiriyor hikâyeye.

GERÇEKLE YÜZLEŞMEK

Oyunun konusuna gelirsek; dağılan aileyi bir araya getirmek için büyük bir risk alan bir adamın karısına yapmaya çalıştığı iyilik ve gerçekle yüzleşmenin ağır bedeli ve mutluluğu yalan üzerine kurmanın büyüsü anlatılıyor. Sezon sonuna kadar sahnelenecek oyunda ayrıca, Meral Asiltürk, Önder Atakanlı, Emre Erol, Meltem Özlevent, Mehmet Selin Sağdıç da rol alıyor. Son olarak Serezli, oyunun finalinde attığı tirad ile tüm seyirciyi ağlattı. Oyunu mutlaka seyredin, kaçırmayın derim.

Bu yılki Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirisi, ABD’den ünlü tiyatro ve opera yönetmeni Peter Sellars tarafından yazıldı. 2022 Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi’ni ise Seçkin Selvi kaleme aldı.

2022 DÜNYA TİYATRO GÜNÜ ULUSLARARASI BİLDİRİSİ

TİYATRO, DÜNYADA BİR EŞİTLİK YARATIR

Sevgili Dostlar,

Tüm dünyanın pür dikkat haberleri takip ettiği bu günlerde, yaratıcılar olarak hepimizi izninizle kendi epik zaman, epik değişim, epik farkındalık, epik düşünce, epik bakış alanımıza ve perspektifimize davet etmek istiyorum. İnsanlık tarihinin epik bir döneminden geçiyoruz ve insanların kendileriyle, birbirleriyle ve insandışı gerçekliklerle ilişkisinde gördüğümüz köklü değişiklikler algı, aktarım, izan ve ifade kabiliyetlerimizi neredeyse yetersiz kılıyor.

24 saatlik haber döngüsünde değil, zamanın bıçak sırtında yaşıyoruz. Yazılı basın ve medya yaşadığımız tecrübeyle başa çıkabilecek donanım ve durumda değil.

Deneyimlediğimiz bu derin değişimleri, kırılmaları anlamakta bize yardım edebilecek dil nerede? Hangi hareketlerden, hangi imgelerden yararlanabiliriz? Hayatlarımızın içeriğini röportajdan ziyade deneyim olarak nasıl aktarabiliriz?

Tiyatro deneyimin sanat formudur.

Muazzam basın kampanyaları, deneyim simülasyonları ve birbirinden feci felaket senaryoları ile dolup taşan bir dünyada, biteviye yinelenen sayıların ötesine geçip tek bir hayatın, tek bir ekosistemin, arkadaşlığın kutsallığını ve sonsuzluğunu, ya da garip bir gökyüzünde ışığın değerini nasıl deneyimleyebiliriz? COVID-19 iki yılda insanların duyularını köreltti, hayatlarını daralttı, oluşmuş bağları kopardı ve bizi insanlık meskeninin sıfır noktasına getirip bıraktı.

Böyle bir süreçte hangi tohumlar tekrar tekrar ekilmeli, hangi istilacı türler durdurulmalı, hatta kökünden kazınmalı? O kadar çok insan diken üstünde ki... Mantık ve beklentinin dışında, o kadar çok şiddetle karşı karşıyayız ki... O kadar çok müesses sistemin süregiden zorbalık yapıları olduğu ortaya çıktı ki...

Anma törenlerimize ne oldu? Neleri hatırlamaya ihtiyacımız var? Daha önce atmadığımız adımları artık düşünmemizi, prova etmeye başlamamızı sağlayacak ritüeller neler?

Epik bakış, amaç, iyileşme, onarma ve ilgi tiyatrosunun yeni ritüellere ihtiyacı var. Eğlendirilmemiz gerekmiyor. Bir araya gelmemiz gerekiyor. Alanları paylaşmamız ve paylaşılan alanları çoğaltmamız gerekiyor. Birbirimizi yürekten dinlediğimiz, korunaklı eşitlik alanlarına ihtiyacımız var.Peter Sellars 

Tiyatro dünyada insanlar, tanrılar, bitkiler, hayvanlar, yağmur damlaları, gözyaşları ve yeniden doğuş arasında bir eşitlik alanı yaratılmasıdır. Eşitlik ve yürekten dinleme alanı, tehlike, itidal, akıl, eylem ve sabrın derin etkileşimiyle canlı tutulan gizli bir güzellik tarafından aydınlatılır.

Buddha Avatamsaka Sutra’da insan ömründeki on büyük sabır türünü sayar. En etkileyici sabırlardan biri her şeyi bir serap olarak algılama sabrıdır. Tiyatro bu dünyadaki hayatı hep bir serap gibi sunmuş, özgürleştiren bir netlik ve güçle insani yanılsamanın, yanılgının, körlüğün, inkârın ötesini görmemizi sağlamıştır.

Neye baktığımızdan ve bakış şeklimizden o kadar eminiz ki alternatif gerçeklikleri, yeni ihtimalleri, farklı yaklaşımları, gözle görülmez ilişkileri ve zamansız bağlantıları göremiyor, hissedemiyoruz.

Zaman aklımızı, duyularımızı, hayalgücümüzü, tarihlerimizi ve geleceklerimizi derinden canlandırma zamanıdır. Bu, birbirinden uzakta, tek başlarına çalışan insanlarla yapılacak bir iş değildir. Bunu birlikte yapmalıyız. Tiyatro, bu işi birlikte yapmaya davettir.

Çalışmalarınız için canı gönülden teşekkür ederim.

Bildiriyi Yazan: Peter Sellars, ABD. Tiyatro ve Opera Yönetmeni,
Festival Direktörü

İngilizce aslından çeviren:
Eylül Doğanay


2022 DÜNYA TİYATRO GÜNÜ ULUSAL BİLDİRİSİ

‘TİYATRO, İNSANLIĞIN DÜNYAYA AÇILAN GÖZÜDÜR’

Merhaba dostlar,

Binlerce yıl önce her türlü araç gereçten yoksun mağara insanı dünyanın rahmine tutunup doğanın adlandıramadığı güçlerine karşı yaşam savaşı verdi. Teknolojinin bütün olanaklarına sahip olan günümüz insanları ise, kendi yarattıkları araç gereçlerle, maddi manevi hırslarına tutunarak dünyayı ve doğayı yok etme yoluna gidiyor ve birbirlerine karşı yaşam savaşı vermek zorunda bırakılıyorlar. 

Mağaradaki insan gündüz yaptığı avı akşam duvarlara resimler çizerek ve bedenini kullanarak diğerlerine anlatıyordu. Tiyatronun doğuş öyküsünü o günlere bağlıyoruz; çünkü o insanlar hareketle anlatma yoluyla bir kültürü kendilerinden sonraki kuşaklara aktarıyorlardı. 

Çünkü tiyatronun asıl işlevi anlatmaktır, insanların mutluluğu, refahı, sağlığı ve en önemlisi barışı için deneyimlerini, bildiklerini, gördüklerini kendi çağının kültürüyle yoğurarak sonraki kuşaklara aktarmaktır.

Çünkü tiyatro, metni ile edebiyatı, koreografisiyle bale ve dansı, dekoru kostümüyle resim, heykel gibi görsel sanatları, müziği, kısacası tüm sanatları kendisinde bütünleştirerek insanlığa ulaştıran tek sanat dalıdır. 

Çünkü tiyatro, düşünce özgürlüğünü yok etmek isteyen baskıları, ırkçılığı, ister çocuk yaşta evlendirerek ister öldürerek işlenen kadın cinayetlerini, işkenceyi, devlet hazinesinden başlayan soygunların vatandaşların cebine kadar uzandığı düzenleri, doğaya ve doğanın düzenine yapılan saldırıları insanlığın gözleri önüne serme işlevini üstlenir.

Çünkü tiyatro insanlığın dünyaya açılan gözüdür. Tiyatronun kapanması demek dünyaya gözümüzü kapatmak demektir; kültürlerin aktarım zincirini kırıp atmak demektir. İki yılı aşkın bir süredir, Covid-19 pandemisi yüzünden tiyatrolar aylarca kapalı kaldı, bu durum yalnızca dünyaya gözümüzü kapatmakla kalmadı, ekonomik nedenlerle birçok tiyatro, hem de en genç, en umut veren, en yaratıcı topluluklar perdelerini kapatmak zorunda kaldılar.Seçkin Selvi

Dünya Tiyatro Günü’nün yer aldığı Mart ayı ise dünyanın çeşitli yerlerinde yıllardır sürdürülen savaşların acılarına Karadeniz kıyılarından gelen bomba sesleriyle bebek çığlıklarını ekledi. Tarihteki büyük savaşlar, 1. ve 2. dünya savaşları, Vietnam savaşı, Bosna savaşı, sayısız kurtuluş savaşı ve savaşımı nasıl tiyatro aracılığıyla insanlığın ortak belleğine işlendiyse, hiç kuşkusuz yeni savaşlar ve saldırılar da bir gün sahnede yerini alacaktır. Çünkü tiyatro o ortak belleği sürdürebilmek için bütün bunları anlatmak zorundadır. İnanıyorum ki tiyatronun da katkısıyla ortak belleği besleyerek, insanlarla, halklarla, ülkelerle el ele tutuşup omuz omuza vererek insanca yaşanan ortamlarda dünya sanatçılarını alkışlamaya devam edeceğiz.  

27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü o umut ve inançla kutluyorum.

Seçkin Selvi



İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler