'Bıçağın iki yüzü' tipik bir Fransız filmi değil, bir kadın filmi!

Aksiyon ve melodram, ya da büyüklere masallar, gişede başarı yakalıyor. Fransız filmlerinin aşk ve cinsellik temaları ise beynimizi işgal etmesine rağmen sinemaseverlerin radarına girmiyor.

'Bıçağın iki yüzü' tipik bir Fransız filmi değil, bir kadın filmi!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.09.2022 - 02:00

Hava sıcak, hava kurşun gibi ağır. İstiklal her zamanki gibi kalabalık. Caddede her renkten insan alışveriş ve yemek telaşında. Müthiş bir gürültü, karmaşa. Cuma akşamüstü, sığınılacak en güzel liman, soluğu Atlas Sineması’nın yeni restore edilmiş serin salonunda alıyorum. Beyaz perdenin büyülü dünyasında iki saat geçirmek ruhuma iyi gelecek.

2022 yapımı yepyeni bir Fransız filmi, oynayan. “Avec Amour et Acharnament” “Bıçağın İki Yüzü” tipik bir Fransız filmi değil, bir kadın filmi! Tipik bir Fransız filminde çok izledik, çok tartıştık: iki erkek bir kadın olunca, üçlü aşk, paylaşma olur ama artık demode! Burada gözümüze sokulan, evet alışılmadık bir biçimde kamera, vücutların çok yakınında, gözümüze sokuyor: kadının cinselliği. Kadının cinsel arzuları. Şaşırdınız mı? Erkekler arzular, kadınlar razı mı olur? Erkekler uygular, kadın obje midir! Aşmışlar canım. Kadınlar da arzular. Kadınlar da arzularına yenilir, kadınlar da aşka doyamayabilir. Ayrıca sadece Fransa’da, Paris’te değil, biraz Müge Anlı seyredin, Çemişkezek’te de! Gerçek hikâyeleri dinledikçe vay canına olmuyor muyuz?

ON YIL SONRA BİLE

Sanata, filme gelelim: Sara, 10 yıldır Jean ile aşk yaşıyor. “Mon amour, mon amour” demekten bir hal oluyor sevişirlerken. Jean ile bundan önceki sevgilisi François’nın arkadaşı olduğu sırada tanışmış. François’ya da çok aşıkmış ama kendisine yeterince ilgi göstermiyor diye onu bırakıverip ilgi gösteren Jean’a aşık olmuş. François tekrar ortaya çıkıp Jean’la birlikte iş yapmaya karar verince ortalık karışıyor. Eski aşk küllerinden yeniden doğuyor. Jean mı François mı? Açıkçası bu aşk melodramında benim en çok hoşuma giden şimdiye kadar hep erkek karakter üzerinden izlediğimiz iki kadını aynı anda sevebilme ve çeşitli yalan dolanlarla bu üçgeni sürdürme girişiminin bu kez kadın tarafından yaşatılması! Juliette Binoche’un can verdiği Sara, bedeli ağır da olsa huzuru kaçacak ve kendisine çok şey kaybettirecek de olsa özgür olmak, arzularını yaşamak ve kişiliğini korumak istiyor. Kolay mı? Hayır.

Uluslararası Berlin Film Festivali’nde yönetmen Claire Denis’in Altın Ayı ile ödüllendirilmiş filmi Fransa’da Ağustos’ta vizyona çıktığından beri tartışmaların odağında. Claire Denis, her ne kadar marjinal ilişkilerin ve cesur görüntülerin sinemacısı olarak ünlenmiş olsa da Juliette Binoche ve partneri Vincent Lindon da filmi çekerken hayli zorlanmış! Juliette Binoche’un söylediğine göre Vincent siyasete atılmak istediği için ipleri kaptırmış erkek rolünden hoşlanmamış ama Juliette de maçoluğa izin vermemiş! Ne tartışma ama...

Başka Sinema Dağıtım sayesinde izleyebildiğimiz film, aksiyon ve büyüklere masallar filmleri dışında bir konu izlemek isteyenler için ideal. Sonuç olarak aklımız fikrimiz aşk ve cinsellikte, ikili ilişkilerde değil mi? Neden Fransız filmlerine ilgi yok o zaman? Atlas Sineması’nda 5 kişiydik! Yazık... İlla festival filmi mi olması lazım, buranın dolması için?


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon