Berna Laçin’in oyunu Müşfik Kenter Sahnesi’nde tiyatroseverlerle buluştu: Adalet, ‘Hayal Satıcısı’nda!

“Hayal Satıcısı” ne satar? Bu ülkede olsa olsa adalet satar; insan gibi yaşamak için adalet satar, kadınlar dayak yemesin ve ölmesin diye, çocuklar tacize uğramasın diye adalet satar... Ülkemizde her gün yüzlerce kadın şiddete uğruyor, onlarca kadın öldürülüyor ve biz çoktan olması gereken İstanbul Sözleşmesi çıksın diye haykırıyoruz hatta birileri hala tartışıyor. Aslında herkes tek bir gerçeğin etrafında toplansa yani; kadınların yaşadığı şiddet ve adaletsizlik döngüsünü kabul etse... Önceki akşam Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter Sahnesi’nde “Hayal Satıcısı” vardı. 

KADİFE İLE SERPİL...

Oyunda, Berna Laçin’in canlandırdığı Kadife ve Serpil’in yaşamına tanıklık ettik. Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği oyunda, karakterdeki kişilik bölünmesini çok belirgin bir şekilde görüyoruz. Kadife’yi bilinçaltına iten bir Serpil... Kadife’nin kocası Nuri’den gördüğü şiddet, buna sessiz kalışı, yaşadığı aşağılanma bunların hepsi tabii ki bir erkekten doğuyor. Bu kadınların sorunu ve meselesi değil zaten tamamen erkeklik sorunu. Erkekler bu sorunu çözebilirlerse işte o zaman insanlık doğacak. Oyunda Serpil, Kadife’nin maruz kaldığı şiddeti de böyle tanımlıyor zaten. Oyunda, erkek bir hayvan ya da yürüyen bir odun. Bu odun sürekli Kadife’nin başına vuruyor. Bu hayvan sürekli Serpil’in tepesinde ısıracağı anı kolluyor. Peki Kadife nasıl Serpil oluyor: Kullanılan değil, kullanan olmaya karar verdiği zaman... Hayaller satan Serpil kendini ataerkil dünyada var edebilmek için bu dünyanın bizlere dayattığı koşullara göre oynuyor ve bir erkek hegemonyasından kurtulmak istemiyor.

Zehra İpşiroğlu’nun yazdığı; şiddeti yaşamış olan, farklı toplumsal katmanlardan gelen yedi kadının öyküsü aslında. Biri de Falcı Serpil’in öyküsü. Tek kişilik interaktif olarak kurulmuş bir tiyatro oyunu. Oyun, “Reis”ten, muhalefete, yasaklanan dijital platformlardan, sosyal medyaya, yaklaşan seçime kadar güncel göndermelerin yer aldığı bir taşlama, kara mizah.

DUYGU GEÇİŞLERİ...

Evde aile içi şiddetle ezilen Kadife ve kendi işlettiği fal kahvesinde Falcı Serpil olarak ikili yaşantı süren ve kim olduğunun sınırları karışan Kadife/Serpil’in hikâyesi bugünün Türkiye’sini de ortaya koyuyor.

Laçin’in yorumunda; Kadife ve Serpil’in kişilik bölünmesi ve duygudan duyguya geçişleri çok başarılı. Kadife’nin yaşadığı küçük yaşta annesiz kalması ve hayatında dramın hep devam etmesi, biz seyircileri de etkiliyor. Bu da Laçin’in oyunculuğunun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.