‘Beni Sevenler Listesi’ bu hafta vizyona giriyor
Ödül avcısı bu filmi izlemek için heyecanla bekliyorduk ve nihayet vizyona giriyor, ama yazıyı yayımlamak için cumayı bekleyemedik. Başrol oyuncusu Babür’ün usta oyunu ve siyah beyaz retro havasıyla film, çarpıp geçiyor.
İKSV’nin Altın Lale’de en iyi film ödülünü aldıklarında görmüştüm “Beni Sevenler Listesi” film ekibini. Başrol oyuncusu ve bu filmle kendisi de en iyi oyuncu ödülünü alan Halil Babür’ü dizilerde izlemiş, oyunculuğuna bayılmıştım. Diğer oyuncuları da çeşitli işlerinden tanıyorum. 1990 doğumlu yönetmen Emre Erdoğdu’nun ikinci filmi.
Sinema eleştirmeni, duayenimiz Erdoğan Mitrani’nin dediği gibi, ilk filmi Kar’ı 2017’de yapıyor; o filmde de Halil Babür’ü ve diğerlerini oynatıyor; film, oyuncularına ve ekibe Altın Koza’da dört ödül getiriyor ama genç yönetmen bu başarının üzerine yatmayıp dört yıl sonra bu kez bambaşka bir tarz deniyerek yeni bir film çekiyor ve bingo! Yine ödülleri topluyor. Bu ekipte bir yıldız tozu var. Oysa ödüllerini almak için sahneye çıktıklarında “Kim bu sokak çocukları?” diye düşünebilirsiniz! Başta Emre Erdoğdu, tavırları, üstleri başları, tam da filmdeki gibi Cihangir’in asi çocukları, geceden kalma, akşama doğru uyanıp kahvaltı mekânlarını dolduran, bir dizide rol düşer mi diye sağa sola bakınanlar. Gece evlerde, mekânlarda partileyenler. Filmde yansıttıkları tam da bu. Ama bir “Avrupa Yakası” değil, Cihangir’in bildiğim bütün sokaklarında geçiyor senaryo. Kahramanımız Yılmaz ise (Halil Babür) Bağcılar’dan gelme, sonradan olma Cihangirli. Kendisine sorarsan olmuş. Ötekilere göre? Filmin siyah beyaz olmasını bilsem de seyrederken unuttum, daldım gittim, çünkü içerik zaten siyah beyaz! İtiraf etmeliyim ki dili benim gibi birini az biraz rahatsız etti. Ama o hayatın dili o. Film 18+ alır mı? Alır.
“ÜNLÜLERE SATIŞ YAPIYOR”
Yılmaz, Bağcılar’ın bağrından gelmiş, ama kendini tarz yapmış, kendi deyimiyle “ünlülere satış yapıyor.” Onların arasında olmak, onlarla birlikte kullanmak, kendini onların arkadaşı hissettiriyor da kim kime mecbur?
Bu dünyada rahat huzur yoktur tabii. Ne polis rahat bırakır satıcıyı ne de bu piyasadan nemalanmak isteyen diğerleri. Ama bu bir vurdulu kırdılı polisiye film olmadığına göre sertlik de dili kadar değil, makul dozda. Yılmaz ise kendini “ünlülerin kankası”, o ortamların doğal kişisi sandığı için, olmaya devam etmek için, mal bulma peşinde. Bir tür “arkadaşlarına karşı sorumluluk!” Kendini tehlikeye atması da bundan, tuvalette gözyaşlarına boğulması da. Ve orada gerçekten acıtıyor insanı. Bu ikilem onu sona götürüyor. Ve final gerçekten çok çarpıcı. Jenerik, nasıl siyah beyaz ve el yazısıysa final de siyah beyaz el yazısı. Çünkü Yılmaz yazıyor finali, tek tek onu sevenlerin listesini!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu