Annie Ernaux’dan ‘Genç Adam’ (Le Jeune Homme) Prof. Dr. Ayşe (Eziler) Kıran’ın yazısı...
2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Fransız yazar Annie Ernaux, yeni kitabı Genç Adam’da (Le jeune homme) kendisinden 30 yaş küçük, sürekli argo konuşan, hiçbir şeye inanmayan, çalışmak ve sorumluluk almak istemeyen genç bir adamla ilişkisini toplumun gözü önünde meydan okurcasına yaşamaktan çekinmeyen, sadece cinsellikle ilgilenen, aşktan bilinçli olarak kaçan yaşlı bir kadının hikâyesini anlatıyor.
“Yazarken hiçbir şey beni korkutmaz”1
ANNIE ERNAUX: ‘YAZMAK, YENİDEN BULMAKTIR!’
Annie Ernaux’nun son anlatısı roman denmeyecek kadar kısa (25 sayfa), özyaşamöyküsel metin, kurmacanın izini bulmak zor. Yazar pek çok anlatısında olduğu gibi burada da olanları kendisine fazlasıyla benzeyen bir “ben”e anlattırıyor.
Bu “ben” tıpkı Ernaux gibi alt gelir grubundan geliyor, onun gibi sınıf atlamış, aynı üniversitede okumuş, zor bir kürtaj süresi geçirmiş, bir kez evlenip boşanmış, iki oğlu olmuş ve kitapları başarılı olmuş bir yazar.
Ernaux yazma eylemini şöyle açıklıyor: “Yazma ne hayal etmekle karışır ne de yazarın kendini yazmanın akışına bırakmasıdır. Benim için yazmak yeniden bulmaktır”². Bu anlatı geçmişi yeniden arayışın, yeniden yaşayışın öyküsüdür.
Anlatının başlığı ve başlangıcı hemen genç bir adamla elli yaşını geçmiş bir kadın yazarın öyküsünü haber veriyor. Peki bu ilişkide aşktan söz edilebilir mi?
Anlatıda “aşk” sözcüğü daha çok “cinsel ilişki” ve “sevişmek” için kullanılmış, iki kişinin yaşadıkları “ilişki”, “öykü” olarak tanımlanmış. Çünkü yazar için bir erkekle sevişmek yenilmek, ihmal edilmek, yaşamdan bir şey beklememek ve kendini yazmaya zorunlu hissetmektir. Bir kitabın yazılmasından duyulan zevkten üstün bir zevk yoktur3.
Oysa bunlardan haberi olmayan genç adam bir “tutku” yaşamakta, “kıskanmak”ta, kadının kendisine egemen olmasına izin vermektedir.
Yazar istediği zaman genç adamdan zamanını ve bedenini kendisine vermesini istemekte, geçmişini anımsatmasını, kendisine yeniden yaşatmasını beklemektedir.
Genç adam ile yazar arasındaki yaş farkı dışında bu anlatıda her şey çok sıradandır. Ama yazar bu sıradanlığa, sıradanlığın ötesinde bilinmedik, beklenmedik bir şeyler koyuyor: “İşte yazı budur. Buna dönüştür. Yazılı olmayan kanıtlarla sadece el yordamıyla ilerler.”4
SORUMLULUKTAN KAÇAN, HİÇBİR ŞEYE İNANMAYAN, TAM DA BUGÜNÜN GENCİ!
Ernaux ögeleri yan yana getirmeyi “nesnel yazı” olarak tanımlamaktadır. Ama yazar elindeki malzemeyi nesnelleştirmekten çok daha zor olanı, yani duygular gibi zihinsel ve soyut olanı nesnelleştirmektedir. Ernaux’nun bu seçimi kimi zaman anlatılarını son derece kuru ve kolay anlaşılır kılsa da insan gerçekliğini olanca açıklığıyla hatta acımasızca yansıtabilmektedir.
Bu anlatıdaki genç adam yazardan otuz yaş genç, neredeyse oğlunun yaşındadır. Genç adam da yazar gibi alt gelir grubundan gelmekte, yoksulluğun tüm özelliklerini kendisinde toplamaktadır, yazarın okuduğu üniversiteye devam etmektedir.
Sürekli olarak teklifsiz hatta argo bir dil kullanır, hiçbir şeye inanmaz, mümkünse çalışmak, sorumluluk almak istemez; kısacası tam da bugünün gencidir.
Bu gencin temel özelliği anlatıcıya sürekli kendi geçmişini anımsatması, yaşatması, kendi geçmişine genç adamın “şimdi”sinden ve gençliğinden bakmasıdır. Yazarın geçmişini yeniden kurabilmesi, ayrıntılarını unuttuğunu sandığı olayları yeniden anımsaması, aynı anıları şimdiki zamana kopyalaması üzerinde çalıştığı kitabı beslemektedir.
Genç adam şimdidir ve yazar onun dünyasına “ait olmadığı”nın bilincindedir ama onun sayesinde yaşamın ve kendisinin tüm yaşlarını yaşamaktadır. İşte bu nedenle bu ilişkide duyumsadığı cinsellik, zaman ve bellektir.5
Ernaux diğer anlatılarında yaptığı gibi burada da kendisine hayran (narsist) bir biçimde söz etmez, geçmişini “kendini beğenmiş bir biçimde”6 göstermeden yeniden sunar; geçmişin kokusunu taşıyan ekonomik, toplumsal, bedensel ögeleri kimi zaman can acıtıcı bir kesinlikle verir.
Bu ilişkide “geleceğe” yer yoktur. Kendisinden çocuk sahibi olmak isteyen genç adam gelecekten söz ettiğinde yazar, “şimdiki zaman yeter”7 der.
OLGUN KADIN-GENÇ ADAM İLİŞKİSİNDE TOPLUMUN İKİYÜZLÜLÜĞÜ!
Bu genç adam bir şeyi de ortaya çıkarır: Anlatıcı yazar genç adamla ilişkisini toplumun gözü önünde meydan okurcasına yaşamaktan çekinmez. Olgun erkek genç kadın ilişkisini hoşgörü ile karşılayan toplum, olgun kadın genç adam birlikteliğine neredeyse ayıplayarak bakar.
Öte yandan bu ikili ileri yaştaki kimi kadınları da cesaretlendirir. Kimi genç kızlar ise yaşlı kadının yanında genç adamı baştan çıkarmayı denerler. En olumsuz bakış açısıyla, kimileri bu çiftin arasındaki ilişkiyi sanki “ensest” ya da “eşcinsel” gibiymiş gibi değerlendirmeye yatkındırlar.
Anlatıcı kendisine olduğu kadar gence karşı da acımasızdır. Yazar, yüzünde tek bir kırışığın olmadığı, dümdüz sarı saçlı, en güzel gençlik fotoğrafını göstererek şimdiki zamandaki yüzünün solgunluğunu ve keskin çizgilerini vurgular. Genç adam ise gerçekliği şimdiki kadında olan, bir türlü yakalayamadığı genç kızda arar.
Yazar gençliğinde yaşadığı, bir türlü yazıya dökemediği kürtaj deneyimini8 genç adamın kendisini gençliğine, geçmişe döndürmesi sayesinde gerçekleştirmeye başladığında gencin “yol gösterici”, yazarın da “öğretici” rolü sona erer. İlişki sessizce, olaysız biter.
Duyguların anlatımı satır aralarında sınırlı olsa da metin okuyucuyu derinden etkiliyor. Yaşanan, duyumsanan tüm duygulara karşın bu yoğun ilişki kısa sürer. Bu tutkulu ilişki aşka dönüşmediği için mi? Devam etmediği için mi?
Peki aşk? Anlatıcı bu duyguyu geçmişinde yaşamıştır, şimdi ise yalnızca cinsellikle ilgilenmekte, aşktan bilinçli bir biçimde kaçınmakta, ilişkiden sonra hissettiklerini kitabını yazmak için kullanmaktadır. Evet aşk yok.
Ernaux’nun en iyi kitaplarından biri olan Seneler9 Fransız toplumunun ve kadının ortak belleğini yansıtırken Genç Adam, yazarın bireysel belleğinin bir genç tarafından harekete geçirilme sürecini anlatır.
Bu anlatıyı çok güzel, çok dokunaklı, çok hüzünlü yapan en önemli özellik Ernaux’nun kitaplarında çok az, satır aralarında duyumsanan “içtenliği” hiç çekinmeden, tüm derinliği, tüm coşkusuyla yazıya dökmesidir.
1 Magazine Littéraire, no 507, Mayıs 2022, s. 10
2 Magazine Littéraire, s. 9.
3 Ernaux, A. (2022) Le jeune homme, Gallimard Yay.,, Paris, s. 11.
4 Magazine Littéraire, s. 9.
5 Ernaux, A. (2022) Le jeune homme, s. 29.
6 Ernaux, A. (2022) Le jeune homme, s. 7.
7 Ernaux, A. (2022) Le jeune homme, s.25.
8 Ernaux, A. (2000) L’événement (Kürtaj), Gallimard Yay.
9 Ernaux, A. (2008) Les années, Gallimard Yay.; (2021) Seneler, Can Yay.
En Çok Okunan Haberler
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!