Nineden toruna Mesnevi’den masallar

Yalvaç Ural’ın, Gülendam Nenem - Rumi Annem ve Ben - Mesnevi’den Masal, Fabl ve Öyküler’inde dilimizin, usta bir anlatıcının kaleminden yansıyan inceliğini derinden duyumsuyorsunuz. Yapıtta yer alan yetmişi aşkın masal, öykü ve fablı kaleme alırken Gülendam nenesinin anlatısına ve günümüz diline sadık kaldığını belirten Ural, bugün artık masallara sığınmış kimi sözcüklerle de yeniden tanıştırıyor okurunu.

Nineden toruna Mesnevi’den masallar
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.09.2021 - 00:02

Çevirmen, yazar, kültür öncüsü Dick Koopman, 32. Uluslararası Şiir Festivali’nin internet sitesinde, Yalvaç Ural’dan, “Yetişkin şiirinin lirik şairi, çocuk edebiyatının şampiyonu...” diye söz etmişti.

Özellikle çocuk yazını alanında girmediği boya, yürümediği yol, çalmadığı kapı, açmadığı pencere kalmayan, yapıtları on beşi aşkın dile çevrilen Yalvaç Ural’ın bu birikiminin, verimli çalışmasının yaslandığı temelle buluştuğumu düşündüm, en yeni yapıtı Gülendam Nenem - Rumi Annem ve Ben - Mesnevi’den Masal, Fabl ve Öyküler’i okurken.

Ural, bu gerçeği, Gülendam nenesini anlattığı giriş bölümünde, “Çocukluk günlerimden bu yana beni donatan ilk bilgilerimin içinde, nitelikli çocuk kitaplarının yanı sıra, büyüklerimden dinlediğim halk masalları, söylenceler, öykülerin... elbette önemli bir yeri var...” diyerek vurguluyor.

Resimleyen: ERDOĞAN OĞULTEKİN

BİLGİ YUMAĞI, ANI DEMETİ

“Masal anlatıcının yerini matbaaların, sinemanın, çizgi filmlerin, radyoların, televizyonların ve bilgisayarların” almasına, “her şeyin siyasallaştığı, başarının çok satmak, hamburger ile masal kitabının aynı şey olduğu,” (M. Ruhi Şirin, Masal Atlası, 1998) çağa “erişme”mize daha epeyce bir zaman varken kulak kesilmiştir çocuk Yalvaç, Gülendam nenesinin anlattıklarına.

Ve onları sıkıca kaydetmiştir aklının duvarına. Kaydetmekle de kalmamış, bir gün başka çocuklar için derli toplu bir yapıta dönüştürmeyi de hep bir düş olarak tutmuştur saklısında. Gülendam Nenem - Rumi Annem ve Ben - Mesnevi’den Masal, Fabl ve Öyküler işte bu alabildiğine uzun erimli yolculuğun ürünüdür.

Yalvaç Ural, yapıtın “Önsöz”ünde, “Her sözcük, her öykü, her masal, her şiir ailemin bir bireyini anımsatıyor bana.” derken aslında öykü ve masalların yarattığı bugün bize masal gibi gelen o destansı dünyanın altını çiziyor.

Çevresinde büyük hayranlık uyandıran bir anlatıcının pınarından dolan testilerde elbette “yumak yumak bilgi” ve “demet demet anı” yer alacaktır.

“Aklın almayacağı kadar masal, öykü, şiir, deyim, atalar sözü, bilmece, mani, ninni ve masal içinde söylenen türkülerle dolu bir sözlü-bilgi dağarcığı” olan Gülendam nenesinin Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevi’sinden anlattığı ne varsa onlara sonraki yıllarda yaptığı okumalardan derlediklerini de o “bilgi” ve “anılar”ın ışığında ekleyecektir.

MASAL İNSANI ANLATIR

Kunos’un Türk Masalları adlı yapıtının önsözünde Arslan Kaynardağ, “Masallar bir ulusun kültürünün en önemli varlıklarından birini meydana getirmektedir.” dedikten sonra sözlerine şunları da ekliyor:

“Masal, kültürle olan bu yakın ilişkisi açısından, bir toplumun geleneklerini, göreneklerini, zevklerini, duygularını, düşüncelerini, tek bir sözcükle insanını anlatır.”

Bunca önemli bir taşıyıcıyla çocukluk çağlarında ve bir anlatıcı aracılığıyla karşılaşmanın, insanın kendisini, farkında bile olmadan, bu varsıllığın içinde bulmasının ve insanı tanımasının değeri paha biçilmezdir.

Yanı sıra hem de en güzel öğrenme çağında, anadilinin bütün özellikleriyle karşılaşmak, o birikimin içinde yoğrulmak da ayrı bir kazançtır.

Şu satırları yazarken ansızın bir köy kahvesinde buldum kendimi. Çocukluğunda masalların uzağına düşmüş, sonraki yıllarda da kitaplara yüz vermemiş, laf söylerken çam deviren bir delikanlıya kahvenin müdavimlerinden birinin, “Sana hikâyeler anlatacak büyüklerin de mi olmadı evladım?” diye serzenişini yıllar var ki unutmadım.

Resimleyen: ERDOĞAN OĞULTEKİN

71 MASAL, FABL, ÖYKÜ

Gülendam Nenem - Rumi Annem ve Ben - Mesnevi’den Masal, Fabl ve Öyküler’i okurken dilimizin, usta bir anlatıcının Yalvaç Ural’ın kaleminden yansıyan inceliğini de derinden duyumsuyorsunuz.

Yapıtta yer alan yetmişi aşkın masal, öykü ve fablı kaleme alırken Gülendam nenesinin anlatısına ve günümüz diline sadık kaldığını belirten Ural, bugün artık masallara sığınmış, dilin dolaşımından düşmüş kimi sözcüklerle de yeniden tanıştırıyor okurunu.

“Masallarla Dolu Geceler” bölümünde Gülendam nenenin yüksekçe bir yere astığı torbasını bastonuyla alışı, içinden özenle çıkardığı herhangi bir eşyaya yasladığı masalına o kendine özgü tavrıyla girişi bir anda canlanıveriyor gözünüzde ve artık masallara koşmanın, Mesnevi’nin o büyük anlatısından Gülendam nenenin kılavuzluğunda sebeplenmenin vaktidir.

HEP İNSANA DÖNÜK

Bu merak ve heyecan içinde çeviriyorsunuz sayfaları. Her sayfada hayatın sesi, insanlığın birikimi çıkıyor karşınıza. Dahası her anlatı sanki yeni, başka bir ayna tutuyor size. Bildikleriniz de var, yeniden ama başka türlü anlatılanlar da.

Sonra masalların sınır tanımadığını, dünyanın dört bir yanını gezip dolaştığını, söylene anlatıla her dilde ve dil içinde de yepyeni varsıllıklara eriştiğini...

“Her masalın bir söz ırmağı yani hikmet” olduğunu düşünüyorsunuz... Bir yanıyla da asıl söylenmek istenenin, akıp giden hikâyeden sıyrılıp sözcüklerin bahçesine nasıl gizlendiğini görüyorsunuz.

Fabllarda konuşan; hayvan, ağaç olsa da hepsinin insan gibi konuştuğunu; diyeceğini insana dediğini, yüzünün hep insana dönük olduğunu fark ediyorsunuz.

BİLDİKLERİMİZ, BİLMEDİKLERİMİZ

Elinizden düşürmekten öte, Mevlana üzerine başka ve çok daha ayrıntılı okumalara, masalların dünyasında yeni yolculuklara çıkmaya, dilimizin anlatım gücüne daha yakından bakmaya çağıran yapıt, “Rumi’den İnciler ve Ayrımlı Betimlemeler” bölümüyle kapanıyor.

Yunus’tan Mevlana’ya, Diyojen’den Galenos’a, Anadolu’nun son bin yılında kısa ve yararlı bir gezintiyle Mevlana’nın yapıtlarının yanı sıra bu büyük düşünür hakkında “bildiklerimiz, bilmediklerimiz ve yanlış bildiklerimiz” konusunda da kısa, öz bilgiler paylaşıyor Ural.

Yapıtın başarılı tasarımı dolayısıyla yayınevini, olağanüstü çizimleri için de Erdoğan Oğultekin’i hayranlıkla kutladığımı belirtmeliyim. Dili, anlatımı ve resimleriyle “Rumi” okuru zamanda sahici bir yolculuğa çıkarıyor.

Gülendam Nenem - Rumi Annem ve Ben - Mesnevi’den Masal, Fabl ve Öyküler / Yalvaç Ural / Resimleyen: Erdoğan Oğultekin / YKY Doğan Kardeş / 307 s. / 12+ / 2021.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon