Yusuf Taktak, Arkeoloji Müzeleri üzerinde yaşanan depo sorununu Cumhuriyet için yazdı
Sanatçı, akademisyen, ressam Yusuf Taktak, sadece İstanbul’un değil, dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Arkeoloji Müzeleri üzerinde yaşanan depo sorununu, konunun asıl sahipleri ve uzmanları müzecilerle konuşarak tarihsel geçmişiyle Cumhuriyet için yazdı.
Konuk yazar: Yusuf Taktak
İstanbul Arkeoloji Müzeleri, ilk kurulan ve en önemli olan, müzeciliğimizin kilit taşıdır. Kültür varlıklarının korunması bağlamında ilk önemli düzenleme “1869 Asar-ı Atika Nizamnamesi” olmakla birlikte aynı yıl ilk müzemiz “Müze-i Humayun İdaresi”, yani İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü kurulmuş ve sadece müze değil, eğitim kurumu da olmuş. 150 yıllık kurumun depoları, restorasyon bölümleri müzenin bir parçası. Ancak depo sorunu, müzelerin kurulduğu 1869’dan beri var. Önce Çinili Köşk’e taşınma, Osman Hamdi döneminde klasik binaların inşası, yetmişli yıllarda yapımına başlanan ve sorunları devam ettiğinden hâlâ açılamayan ek binaya kadar genişlemelere rağmen bu sorun hep oldu. Ama bu genişlemeler doğru ve olması gerektiği şekilde, genişlemeye müsait olan müze çevresinde oldu. Müze çevresi hâlâ genişlemeye uygun olduğu halde hangi gerekçeyle Maltepe ve Yeşilköy’e taşınmak istenmesinin mantıklı ve bilimsel bir açıklaması yok.
Şu anki fiili durum, İstanbul Arkeoloji Müzeleri envanterine kayıtlı eserlerin taşınma konusunun başlangıcını 06.09.2019 tarih ve 30880 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Topkapı Sarayı Müzesi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınarak Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlanması ve bu kararname gerekçe gösterilerek Topkapı Sarayı Müzesi’ne tahsisli olmadığı halde bakanlığın bölge müdürlüğü özelliğindeki en önemli müdürlükleri olan İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü (eski Milli Eğitim Basımevi) ile İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü’nün (eski Matbaa Meslek Lisesi) Milli Saraylar İdaresi tarafından emrivaki yapılarak hatta bazı müştemilatların bir Cumartesi günü yıkılması sonucu cebren kapı dışarı edilmesi ile gerçekleşti. Bu iki müdürlük uzun zaman da mekânsız kaldı.
Bunlar yaşanırken sıranın İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’ne geldiği konuşulmaktaydı. Zaten müzeye bağlı binalardan çok önemli arşiv ve fotoğrafların bulunduğu Kimyahane binası çoktan Milli Saraylar İdaresi tarafından sadece dört duvar kalacak şekilde yıkılarak restore edilmişti! Bu konuda Bölge Kurul kararı var mı, yok mu, bilmiyoruz!
Nihayet 25 - 26 Mayıs 2021’de Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun ile İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü, Atatürk Havalimanı’nda ve Maltepe’de depo müzeler oluşturulacağını açıklamalarını yaptılar.
DEPOLAR NİYE TAŞINIYOR?
Müzenin depolarındaki eserlerin taşınması konusunda şu sorular yanıtlanmayı bekliyor:
1) Müzenin depo sorunu yeni değil. Bu konuda müzenin talebi veya raporları var mı? Eserlerden sorumlu müze müdürlüğünün görüşü alındı mı? Alındıysa bu görüş hangi yönde?
2) Müze eserlerinin 20 - 30 km. uzaktaki ilçelere taşınmasına kim karar verdi? Yeri kim belirledi? Bunlara ilişkin bilimsel raporlar var mı? Eserlerin zarar görüp görmeyeceği incelendi mi?
3) Depoların müzenin çevresinde taşınabileceği mekân ya da inşa edilebilecek uygun saha yok mu?
4) Karar merkezden alındıysa bu kararı alanların eğitimleri ve müzecilik tecrübeleri buna yeterli midir?
Daha önce “2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı” tarafından buna benzer bir proje, özellikle Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri depolarının Avcılar’a taşınması için İstanbul müze müdürlerine sunulmuş ve zamanın müze müdürlerince bu proje reddedilmişti. Her nedense İstanbul’un en bakir ve yeterli alan mekânlarına sahip Suru Sultani içinde (Askeri Levazım binaları, Askeri depolar, yurt binaları, eski Zührevi Hastalıklar Hastanesi, askeri yurt binaları vs.) bulunmasına rağmen neden ısrarla müze depolarının sur dışına taşınması önerileri gündeme getiriliyor?
DARPHANE BİNALARI
İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Çinili Köşk, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Klasik Müze olarak adlandırılan üç müze ve Topkapı Sarayı 1. Kapısı Babı Humayun’dan geçtikten sonra sağda kalan kısımda Kimyahane olarak adlandırdığımız, içinde fotoğraf atölyesi ve İstanbul’un tarihine ışık tutan Encümen Arşivi’nin bulunduğu binalardan oluşuyor. Son yıllarda Kimyahane binası yıkılarak yeniden yapıldı ama binanın müzeden alınıp alınmadığı konusunda bilgi yok! Oysa Kimyahane binası İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlı olarak Cumhuriyetin ilk yıllarından beri modern cihazlarla donatılarak sadece İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne değil, üniversitelerde restorasyon bölümleri yokken ülke genelindeki müze eserlerinin restorasyonuna ve eser konservasyon ve restorasyonu konusunda düzenlediği kurslarla müzeciliğe hizmet veriyordu! (Eğitim şart, şimdi restorasyon diye yaptıkları örneklere bakınca görülüyor!)
(Devlet memuru olduğu için adının açıklanmasını istemeyen müzeci dostuma verdiği önemli bilgiler nedeniyle teşekkür ederim.)
DARPHANE BİNALARI!
Darphane binaları (Darphane-i Amire) seksenli yılların ortalarına kadar fiilen Damga Matbaası olarak kullanılmış, 1981 yılında Hazine’den Kültür Bakanlığı’na devredilen binalardan bazıları Konservasyon Laboratuvarı ve İstanbul Rölöve Müdürlüğü olarak kullanılmaya başlanmış, Kültür Bakanlığı Müsteşarı Emre Kongar döneminde, 1996 yılında İstanbul’da yapılan Birleşmiş Milletler Habitat-II zirvesi dolayısıyla İstanbul Kent Müzesi yapılacağı bahane edilerek büyük bölümü 1995 yılından itibaren 49 yıllığına Tarih Vakfı’na tahsis edilmişti. Daha sonra Bakanlık nezdinde yoğun çalışmalar sonucunda İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin kararı neticesinde 2007 yılında binalar tekrar Kültür Bakanlığı’na devredildi.
06.09.2019 tarih ve 30880 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Topkapı Sarayı müştemilatıyla birlikte Darphane binaları da zikredilerek Milli Saraylar İdaresi’ne geçtiği bildirildi. Halihazırda Marmaray kazılarından çıkan eserlere ev sahipliği yaparken Bakanlığın tasarrufuyla eserlerin Yeşilköy’e taşınacağı bilgisi ulaşmış olup bize göre asıl amaç arkeoloji müzeleri depolarının taşınmasının yanı sıra Darphane binalarını boşaltmak. Herkesin üzerinde uzlaştığı üzere aklın gereği Darphane binalarının İstanbul Arkeoloji Müzeleri koleksiyonunun en büyük bölümünü oluşturan Nümizmatik (Para) Müzesi olması bilim ve akıl gereğidir.
Kuruluşu Kültür Bakanlığı’ndan da önceye dayanan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin bilimsel olmayan yöntemle tarihi yarımada dışına taşınması İstanbul’a ihanettir. Suru Sultani içinde pek çok boş alan ve bina varken, Suru Sultani içinde envanterinde eser niteliğinde dahi olmayan objeler bulunan İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’ne yer bulunuyorken, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne yer bulunamaması çok acı.
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- CHP'den duruşma sonrası ilk açıklama