Yokluk virüs kadar yakıcı

Virüs salgınının ekonomik yakıcılığı, yoksula daha çabuk ulaştı. İşsiz kalanlar, işyerlerinin kapanması nedeniyle darboğaza girenler devletin kapısına dayanmış durumda. Kimi işsizlik maaşına başvurmak, kimi işyeri için yardım almak, kimi “1000 TL’lik yardım” mesajı, kimi de “bir umut” için devletin kapısında. Devlet el uzatmazsa sorun büyüyecek gibi...

Yokluk virüs kadar yakıcı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.04.2020 - 02:00

Virüs salgınına karşı “Evde kal” önerisi, markete gidecek parası olan, kirasını ödeyebilen insanlar için kabul edilebilir. Ancak evde kalınca “hayatta kalma” sorunu yaşayanlar da hiç az değil. Hayatta kalmaya çalışanları, başkentin varoşlarından gelerek İŞKUR ve PTT önündeki kuyruklara girenleri, “sosyal mesafeyi” koruyarak dinledik.

Önce İŞKUR Çankaya Şubesi’nin önüne gittik. Sıradakilerin arasında birer metre mesafe korunuyor. Güvenlik görevlileri sık sık mesafenin korunması uyarısı yapıyor. Abdi İpekçi Parkı’nda bir miktar insan kalabalığı oluşmuş. Polis aracından uyarılar da sürüyor: Sosyal mesafeyi korumanız, sağlığınız için çok önemlidir. Sıradakilerin önemli bölümü işten çıkarılmış, işsizlik maaşı için başvuranlar. Bir kısmı işyerini kapatmış, hem kendisine hem çalışanlarına destek için başvurmaya gelmiş. Sırada salgın sonrası için iş başvurusu yapanlara da rastlamak olanaklı.

İlk konuştuğumuz kişi Mehmet Ezgin, garsonluk yapıyormuş. 13 gün önce işten çıkarıldığını söylüyor. Ezgin, “İşyerim kapatılınca işten çıkarıldım. İki çocuğum var, kirada oturuyorum. Ne kadar işsizlik maaşı verirler bilmiyorum ama 11 ay vereceklerini duydum” diyor. 

Metin Güneş, içkili lokanta işlettiğini, 23 gündür kapalı olduklarını, 15 çalışanına “mecburen ücretsiz izin verdiğini” söylüyor. İşletmesine herhangi bir yardım alamadığını, hem kendisinin hem de çalışanlarının mağdur olduğunu anlatıyor. Güneş, yardım başvurusu için sıraya girdiğini söylüyor.

Songül Apsalmiş de işsizlik maaşı için gelmiş. Evlere temizliğe gidiyormuş, ancak 10 gündür işler durmuş. “Haftanın 7 günü de işe gidiyordum. Salgından sonra işler tamamen durdu. Eşim sağlık çalışanı, 10 bin TL borcum var” diyor.

Döndü Keyvan’ın eşi, iki yıl önce ölmüş. Salgın sonrası için iş arıyor, ancak yardıma da ihtiyacı var. Hem işe başvuracak hem de nereden yardım alacağını soracak. “Gelirim yok, kirada oturuyorum” diyor.

‘YARDIM YOKSA BATTIM’

Mustafa Boyraz, anaokulu işletiyor. Martın 16’sından beri kapalıymış. Yaşadığı sorunları, “Veliler aidatları geri istiyorlar. 9 kişi çalıştırıyoruz. Geçen ay yarım maaş verdik, bu ay hiç maaş veremedik. Çalışan anne ödenekleri iptal edildi. İşyerinin kirasını ödeyemedik, devlet ödeme vermiyor. KDV, stopaj ödemelerimiz duruyor. Bunlara bir çözüm bulunmalı. KOSGEB’e başvurduk, işletme sicili gerekçesiyle yardım alamadık. Kolejler daha iyi, çünkü yıllık ödenek alıyorlar. Biz aylık alıyoruz. Aylık 30-40 bin TL’lik ödemelerim var” diye sıralıyor. Boyraz, hem ödenek hem işsizlik maaşı için başvuracağını söylüyor ve ekliyor: “Yardım etmezlerse battım.”

PTT ÖNÜNDE ‘UMUT’ ARAYANLAR

PTT Ulus Şubesi, önüne gittiğimiz gün henüz kapatılmamıştı. Burada sıra daha uzun ve mesafeye dikkat edilmiyor. Güvenlik görevlilerinin sürekli uyarıları kısa sürede unutuluyor. SSK emeklisi bir yurttaş, cep telefonuna mesaj geldiğini ve “1000 TL’lik yardımı” almaya geldiğini söylüyor. Adını vermek istemeyen bir kadın, “Eşim hamal. İki çocuğum var, kapıcı dairesinde oturuyoruz. Sigortamız yok” diyor. Tam bu sıra maskeli bir görevli, “Mesaj gelmeyenler boşuna beklemesin” uyarısı yapıyor. “Mesaj geldi mi” diye soruyorum, “Yok gelmedi. Ama bir umut bekliyorum, belki bana da verirler” diyor. “Evde kalıyor musunuz” diye sorunca da “Çocuklarla ben kalıyorum, kocam belki bir iş bulurum umuduyla sabah çıkıyor. Ama her yer kapalı” diye yanıt veriyor. Yoksullukta bile eşitsizlik anında göze çarpıyor. SSK emeklisine 1000 TL, işsiz-güvencesiz hamala bir şey yok. Yalnızca belediyeden yardım alıyorlarmış. “Bu insanlardan başka kimsenin haberi yok mu” sorusu aklımızdan çıkmıyor.

PTT’nin önünde rapor parasını almak için gelenler de, bursunu almak için gelen Somalili öğrenciler de sıraya girmiş.

Sloganımız neydi: Evde kal, sağlıklı kal. Toplumumuzun her kesimi için, özellikle de devlet yetkililerinin bu yaklaşımı bir daha düşünmesi gerekmiyor mu?

Virüs salgınının tüketmeye başladığı insanların devletten başka gideceği kapı yok... 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler