Yeniden yargılama için beş hukukçudan beş formül
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda umut yaratacak formülünü hukukçulara sorduk.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda umut yaratacak formülü, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Yeniden yargılama noktasında bizim açımızdan herhangi bir sıkıntı yok. Arkadaşlarım bu konu ile ilgili çalışmalarını yapıyorlar ve bu çalışmalar bitmek üzere” sözleri ile ayrıntılı olarak ele alınmaya başlandı.
Geçici madde formülü: Metin Feyzioğlu’nun sunduğu öneri olarak sunduğu model, Özel Yetkili mahkemerin kaldırılmasını öngörüyor. Ancak bu değişikliğin görülmekte olan ve çözüme kavuşması beklenen davalara etki etmesi için “Terörle Mücadele Yasası’nın 10. maddesine göre” hükmünü içeren geçici 2. maddesinin de iptal edilmesi gerekiyor. Feyzioğlu’nun önerisi için bu adımların atılmasının ardından, Özel Yetkili Mahkemeler görevsiz hale gelecek. Yargıtay da çıkarılacak bir yasa maddesi ile bu mahkemelerin kararlarını bozacak. Kesin hüküm verilen Balyoz Davası gibi davalarda da yeni bir kanun ile yeniden yargılama yolunun açılması gerekiyor.
Yine yıllar sürebilir...
Feyzioğlu’nun önerisi hukukçular tarafından da olumlu karşılanıyor. Avukat Celal Ülgen, “Öneri kabul edilirse Ergenekon davası normal ağır ceza mahkemelerine geçecek ve dava yeniden görülmeye başlayacaktır” dedi. Ancak Ülgen, “Bu önerinin tek eksik yanı tutukluluk konusudur. Uzun ya da kısa tutukluluk konusunda bir düzenleme öngörülmemektedir. Oysa yeniden yargılama başlayınca, tutuklular yeniden kendilerini anlatana kadar yıllar geçebilecektir. Bu nedenle bu mahkemelerde silah el atmamış, şiddet uygulamamış sanıkların derhal salıverileceği ve duruşmalara dışarıdan devam edileceği yönünde bir hüküm de eklenmeli” sözlerini kullandı.
Önerinin sıcak karşılanmasına karşın Sabih Kanadoğlu’nun önerisi ise mevzuat çalışması gerektirmiyor...
Yargıtay formülü: Yargıtay Onursa Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun önerisi CMK 310. maddenin uygulanmasını içeriyor. Buna göre, Balyoz gibi kesinleşmiş davalarda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı hükmün sanık lehine bozulması için Yargıtay’a başvurabiliyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu tahliye ve beraati görüşebiliyor. Böylece çözüm için mevcut kanunlar işletilmiş oluyor, yeni bir kanun çıkarılmasına gerek kalmıyor.
Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, “Kanadoğlu formülü” olarak tanımlanan öneriyi şöyle değerlendiriyor:
“Başsavcı onca gürültüye rağmen Balyoz Davası’nda Ceza Genel Kurulu’na gitmedi. Dairenin bütün görüşlerine katılsa bile ‘Bu dava kimsenin tekelinde değildir, bir de ceza genel kurulunda tartışılsın’ demek zorundadır. Bu sorumluluktan kaçındı.”
“Balyoz kararında verilmiş olan kararlar sakat. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararlarını inceledim, dairenin ‘Olayın şöyle olduğunu kabul ediyorum’ demesine göre uygulanması gereken madde yanlış. ‘Suç sövmedir’ dedikten sonra, ‘yaralama’ maddesinden hukuk kuramazsınız.”
Çok geç değil...
Selçuk, ayrıca bu formülün uygulanması için çok geç olmadığını da “Süre bitmiş değil. Başvuru sanık yararına olduğu zaman süresizdir, sanığa karşı olursa sürelidir” ifadeleri ile anlattı.
‘Temyizden sonra kullanılamaz’
Prof. Dr. Ersan Şen ise bu Yargıtay formülü ile ilgili olarak “Kanun yarına bozma’ adlı olağanüstü kanun yoluna, yalnızca temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen yargı kararlarına karşı başvurulabilir. Bu yolu, esas itibariyle Adalet Bakanlığı kullanabilirse de, Ceza Muhakemesi Kanunu m.310 uyarınca bu yetki daha sınırlı şekilde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na da tanınmıştır. Ancak Başsavcı, temyiz incelemesinden geçip kesinleşen kararlara karşı bu yolu kullanamaz, sadece Ceza Muhakemesi Kanunu m.308 uyarınca itiraz yetkisini kullanabilir. Balyoz Davası kararının bir kısmı, temyiz incelemesinden geçip kesinleşmiştir. Bu nedenle Adalet Bakanlığı veya Başsavcı, artık kanun yararına bozma yoluna başvuramaz. Çünkü bu yol, temyiz incelemesine konu edilmemiş veya edilemeyen yargı kararları için öngörülmüştür. Yazılı hukukta var olmayan yol ve yöntemler, ilaç reçetesi veya parfüm formülü gibi icat edilmemeli, hukukun kimyası ile de oynanmamalıdır” değerlendirmesini yaptı.
Türmen: Erdoğan’ın ‘Tuzağına’ Dikkat
Geçmişte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığı da yapan CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisine yaptığı açıklamada da hükümetin neden şimdi harekete geçtiği konusunda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Ergenekon’daki ihlallerle ilgili onlarca kitap yazıldı. Balyoz’da sahte delil üretildiğini bilmeyen mi kaldı? O zaman bunları duymayan kulaklar şimdi neden birdenbire kumpasları hatırladı? Çünkü Başbakan ve hükümetinin kafasında bir ‘denklem’ var: Önce Balyoz ve Ergenekon’da insanların sahte delillerle tutuklandığı ortaya çıkacak. Sonra da ‘sahte delil üreten o kişiler şimdi de aynısını yolsuzluk soruşturmasında yapıyor’ algısı yaratacaklar ve ‘haklılığımız ortaya çıktı’ diyecekler.”
Feyzioğlu iyi niyetli ama...
Hükümetin bu planı yaptığı sırada TBB Başkanı Feyzioğlu’nun girişiminin gündeme geldiğini belirten Türmen, Erdoğan- Feyzioğlu buluşmasını şöyle değerlendirdi:
“Sayın Feyzioğlu iyi niyetli bir hukuk insanı olarak cezaevlerinde haksız yere yatan masum insanların kurtarılması için ortaya çıktı. Bir ‘aklama’ denklemi hazırlığındaki hükümetin de işine geldi bu. Tabir yerindeyse üzerine atladılar. Başbakan, Balyoz ve Ergenekon konusunda ne zaman ‘ılımlı’ olmuş ki? Tek maksat ‘Onlara bunu yapanlar, bize de bunu yaptılar’ diyebilmek. Tabii ki o haksızlıkların giderilmesini savunacağız. Ama hükümetin bu tuzağına da düşmemek lazım.”
Utku Çakırözer'in yazısının tamamını okumak için tıklayınız
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!