Yeni tip ajanlık

Yargıtay, anlaşma şartını kaldırdı. Artık devlet sırrı kapsamında olan haberi karşı bir devlet aleyhte kullanırsa gazeteciler casuslukla suçlanacak.

Yeni tip ajanlık
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.03.2018 - 22:58

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, gazetemizin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın cezasını bozarak hükmün “casusluktan” verilmesi yönündeki kararının gerekçesi basın özgürlüğüne yeni tehditlerin yolunu açtı. Daha önceki kararlarında “casusluk suçu” için aradığı “lehine casusluk yapılan devlet ile bir anlaşma” şartını kaldıran Yargıtay, “Böyle bir unsurun suçun oluşması için gerekli kabul edilmesi, ispatı neredeyse imkânsız olması nedeniyle bu tür suçların yaptırımsız kalması sonucunu doğuracaktır” dedi. Yargıtay’ın bu gerekçesi sonrasında artık devlet sırrı niteliğinde yapılan bir haberi başka bir devlet Türkiye aleyhinde kullanırsa sorumlu gazeteciler “casusluk” suçlamasıyla karşı karşıya kalacak. Diğer yandan Yargıtay’ın Can Dündar’ın “bu belgeyi kimden temin ettiğinin belli olmadığını” kaydetmesi de tutuklu CHP milletvekili Enis Berberoğlu’na verilen cezayı boşa düşürdü. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT TIR’ları haberleri nedeniyle “Gizli belge ve bilgileri açıklamak” suçundan Can Dündar’a verilen 5 yıl 10 ay hapis cezasını bozarken, Dündar’a 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören “gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme” suçundan hüküm kurulması gerektiğine karar vermişti. Kararın Can Dündar yönünden açıklanan gerekçeleri, yalnızca bu davada değil, benzer başka gazetecilik faaliyetlerini “hukuka aykırı” nedenlerle sınırlandıracak nitelikte.

Anlaşma şartı vardı

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nden önce terör suçlarına bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 18 Haziran 2014’te verdiği bir kararda “siyasal veya askeri casusluk suçunun” oluşabilmesi için sıraladığı 8 şart içinde casusluk konusu belge ve bilgilerin; “lehine casusluk yapılan devlet ile bir anlaşma kapsamında temin edilmesi” amacını da saymıştı.

'Karşı devlet’ vurgusu

Kararda, bu yeni içtihat üzerinden Can Dündar’a yönelik “casusluk” suçlaması şöyle oluşturuldu: “19 Ocak 2014 tarihinde meydana gelen olay ile irtibatlı haberlerin güncelliğini kaybetmesinden yaklaşık 16 ay sonra, Suriye’de yaşanan terör olaylarının milli güvenlik için oluşturduğu ciddi ve yakın tehdidin devam ettiği, bu ülkeyle yaşanan gerginliğin sürdüğü ve uluslararası arenaya taşındığı bir süreçte, siyasi iktidarı gerek iç kamuoyunda gerekse uluslararası alanda teröre destek veren bir ülke konumuna düşürmek ve adeta anılan ülkenin soyut iddialarına sözde delil yetiştirmek ve bu yöndeki faaliyetleri engellemek amacıyla, Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015 tarihli davaya konu haberi dünya kamuoyuna da hitap ederek farklı ve çarpıtıcı bir üslüpla yayımlayıp ortaya dökmesinden hemen sonra, doğrudan bu yayıma atıf yapılarak Suriye Arap Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği tarafından, Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreterine 5 Haziran 2015 tarihli Türkiye Cumhuriyeti hükümetini şikâyet eden özdeş mektup sunduğunun da anlaşılması karşısında; casusluğu talep eden arasında bu bilgi ve belgelerin karşı tarafa aktarılmasına yönelik anlaşmanın bulunmasının şart olmadığı, açıklanan bilgilerin anılan ülke temsilcilerine ulaştığı da gözetildiğinde sanığın niteliği gereği devlet sırrı olan bilgileri, casusluk maksadıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti zararına, Suriye Devletinin yararına temin edip açıkladığı sonucuna varılmıştır.”

Mektup dosyada yok

Can Dündar ve Erdem Gül davasının dosyasında, Suriye’nin BM Daimi Temsilciliği tarafından Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreterine gönderilen mektup yer almıyordu. Buna rağmen sadece dosyaya göre olayı incelemesi gereken Yargıtay’ın dosyaya ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı MİT TIR’ları savcıları dosyasından bu mektubu alıp, kararına gerekçe yapması soru işaretine neden oldu.

Hukuktaki kesinlik ilkesi ihlal edildi

Kararda, Cumhuriyet’ten önce Aydınlık gazetesinin 21 Ocak 2014 tarihinde “İşte TIR’daki cephane” başlığıyla yaptığı haberle olayın sır vasfını kaybetmediği öne sürüldü. Kararda, “Cumhuriyet gazetesinde sanıklar tarafından yapılan haberde önceden yayımlanan haberlere atıf yapılmadığı gibi tamamen farklı nitelikte ve faaliyetle ilgili tüm ayrıntıları içeren, kaynağından edinildiği intibasını uyardıran bilgi ve belgelere yer verildiği anlaşılmaktadır” denildi. Kararda Yargıtay’ın “kaynağından edinildiği intibasını uyardıran” diyerek hukuktaki kesinlik ilkesini ihlal etmesi dikkat çekti. Herkes tarafından bilinen şeylerin sırrın konusu olamayacağı belirtilen kararda, “Ancak, herkes tarafından öğrenildiğini kabul etmek için bu bilginin esasının, ruhunun kesin surette öğrenilmiş olması gerekmektedir. Ancak rivayet, tahmin, şayia gibi hususlar bilginin sır olma vasfını ortadan kaldırmayacağı gibi daha önce kısmen açıklansa ya da yayına konu olsa da, kapsam ve niteliği itibariyle devletin güvenliği veya siyasal yararlarını koruma kabiliyetini muhafaza eden bir bilginin temini de bu suçlara vücut verir” dendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler