‘Ya Öcalan etkili olmazsa...’ kaygısı
Üst düzey yetkili: Öcalan devreye sokulabilir ama ya örgüt onu dinlemezse ne olacak?
7 Haziran seçimlerinden kısa süre önce, çözüm sürecinin “askıya” alınması ve sonrasında başlayan çatışmalı sürecin sona ermesi için Abdullah Öcalan’ın devreye sokulması formülü yeniden tartışılıyor. Üst düzey bir yetkili, bölgede şiddetin sona erdirilmesi için Abdullah Öcalan'ın rolünün hala değerlendirildiğine dikkat çekerek, “Ya Öcalan, (örgüt üzerinde) etkili olmazsa ne olacak?” kaygısını dile getirdi.
Örgütün silahlı elemanlarının Türkiye'yi terk etmesinin görüşmelere yeniden başlamak için şart olduğunu vurgulayan yetkili, Öcalan faktörünü şu sözlerle değerlendirdi:
"Sadece Öcalan değil birçok faktör değerlendiriliyor. Fakat en son Cemil Bayık'ın yaptığı açıklamayı da gözardı etmeyelim. 'Savaşı sona erdirecek ve bu konuda karar verecek olan KCK'dır, barış müzakerelerini Öcalan yapabilir' dedi. Bu örgüt içerisinde çok görülen bir çatışma, gerilimdi. Elbette örgütte farklı pozisyonlar var. Ama her defasında Öcalan'a sihirli değnek muamelesi yapıp bütün tartışmayı oraya indirgemek doğru bir tutum değil. Etkili olamazsa ne olacak? Bu meşru bir soru. Öcalan 2013'te bir çağrıda bulundu, 'sınır dışına çıkın' dedi; etkili olmadı mesela. Dolmabahçe sonrasında çağrısı vardı, etkili olmadı. Herkeste bir tıkanma duygusu olduğunu anlıyorum; 'ne kadar sürecek bu' duygusu makul. Ama öbür taraftan da birilerinin birşey yapması lazım. Hırsızın hiç mi suçu yok?."
PKK'ya yönelik şartlar:
Üst düzey yetkili, PKK ile görüşmelerin yeniden başlaması için de şartları şöyle sıraladı:
-Hendekleri kapatması, Türkiye'de tek bir silahlı kişinin olmaması gerek. Ancak bu söz vererek değil, fiilen kanıtlanmalı. Silahlar bırakılmadığı müddetçe bu sürecin normalleşmesi mümkün değil.
-Silahlı grupların ülkeyi terk ettiğinin görülmesi müzakerelerin başlaması için şart. Tek bir silahlı güç olmadığını görmemiz gerek.
-Artık koşullu bir müzakere yürütülemez.
-Artık Anayasa ile ilgili PKK ile konuşmam
-Nevruz 2013 koşullarına geri dönülürse, takvimlendirme oluşursa, hendekler kapatılırsa dönülebilir ama bunun için söz yetmez, görülmesi gerek
Zaman maliyeti 'hassasiyetten'
Bölgede devam eden operasyonların ne kadar daha süreceği sorusuna, "İmkan olsa 1 saat içerisinde bitirilir" yanınıtı veren yetkili şöyle devam etti:
"İmkan olsa 1 saat içinde bitirilir. Devletin hak-hukuk yükümlülükleri olmasaydı, biz Suriye olsaydık, 3-5 top ile bitebilirdi. Devlet elinden geldiğince hassas davranarak ilerlemek istiyor. Bunun bize bir zaman maliyeti var. Ama hata yapmaktansa zamanın uzamasını tercih ediyoruz. Ama ne kadar erken biterse o kadar iyi olur. Çünkü benim başımda bir Suriye sıkıntısı var, özel harekatı, özel kuvvetleri sahadaki mülki idare amirleriniN, AFAD'ın o işle uğraşmasını istemiyorum. PKK yüzünden kaynaklarımı IŞİD'e etkin şekilde yönlendiremiyorum."
Yeni heyete yanıt yok!
Görüşmelere yeniden başlanması halinde müzakere heyetinin kimlerden oluşacağı sorusunu ise yetkili yanıtsız bıraktı:
"Bunun cevabını veremiyoruz çünkü icraatı görmeden konuşamam. Önce gitsinler görelim ondan sonra. Çünkü artık koşullu bir ilişki yok ortada... Daha önce konuşulabilir birşeydi ama bugün 200'e yakın vatandaşımı kaybettikten sonra sivil-asker-doktor-öğretmen, benim bunu koşullu bir şeye bağlamam mümkün değil. Suriye meselesini kullanmak istediler(PYD'nin kontrolündeki bölgenin genişlemesinden söz ediyor). Çözüm sürecindeki iyi niyeti, örgüt zaafiyet olarak gördü. Suriye üzerinden alan genişletebilirim diye düşündüler anlaşılan ve olmaması gereken yere doğru gitti..."
"PYD, IŞİD değil"
PYD ile IŞİD'in Türkiye tarafından aynı kategoride görülmediğini belirten yetkili, Türkiye'nin Salih Müslim ile ABD'den daha önce de görüştüğünü anımsattı. PYD'nin bir iki defa Fırat'ı geçmeye çalıştığını ancak bunların lokal kaldığını belirten yetkili yine görüşülebileceğini belirtirken şartları tekrarladı:
-Fırat'ın Batısına geçilmemesi
-Demografi ile oynanmaması
-PKK ve rejimle ilişkisini netleştirmesi
Onlar dönecek!
Türkiye'nin IŞİD, PKK, Rusya gibi bir çok sorunda 'savunma' pozisyonunda olduğunu söyleyen yetkili, Suriye'deki Türkmen gruplara, PYD'ye ve radikal gruplara katılım olduğunu belirtirken, "Bunların hepsi orada ölmeyecek. Bu çocuklar birgün dönüp Türkiye'ye gelecek ve ben o gün geldiğinde üniversitelerde mesela aralarında yaşanabilecek bir çatışmadan korkuyorum. Çünkü silah kullanmayı biliyorlar ve bu Türkiye için bir güvenlik sorunu" dedi.
Çözüm Süreci'nin başarısı var
Örgüt içerisinde 'çatışmaya karar veren, operasyonları yapan,Şanlıurfa'daki polislerin vurulmasına yol açan kişilerin sorumlu olduğunu söyleyen yetkili, Çözüm Süreci sayesinde bugün yaşanan çatışmaların 4-5 yıl ertelendiğini savundu:
"Çözüm süreci sayesinde PKK'nın 2010-11'de yapmak istediği şeyi biz bugün yaşıyoruz. Bu çözüm sürecini yürüten figürlerin başarısı. 4-5 yıl kontrol etme, erteleme imkanı oldu".
IŞİD Deneyimi
Operasyonlar nedeniyle güvenlik kaynaklarının ikiye bölünmek zorunda kaldığını ve IŞİD ile istendiği gibi mücadele edilemediğini belirten yetkili, bugün PKK ile yaşanan çatışmanın 1990'ların terminolojisiyle okunmasından da rahatsız olduğunu belirtti. Yetkili, PKK-PYD'nin, Kobane'de IŞİD ile çatışmasından kazandığı deneyimleri de Türkiye'de uyguladığını söyledi. Buna örnek olarak ise; hendeklerin altına bomba koyulmasını, milislerin silah taşımasını, mayın yerleştirilmesini ve peş peşe patlatılmasını sıraladı.
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'