WHO, bilgisayar oyunu bağımlılığını ruhsal bir sağlık problemi olarak tanımladı

Yapılan araştırmalar bilgisayar oyunlarının diğer bağımlılık yaratıcı unsurlarla aynı prensiplere sahip olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, genç oyuncuların beyin işleyişini, diğer bağımlılarınkine benzetiyor. Bu bağımlılık, beyinde Ventral striatum adı verilen bir bölgenin etrafındaki ödül merkeziyle ilişkilendiriliyor.

WHO, bilgisayar oyunu bağımlılığını ruhsal bir sağlık problemi olarak tanımladı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.05.2019 - 23:02

Bilgisayar oyunu bağımlılığının zihinsel bir soruna işaret edip etmediğine yönelik tartışmalar uzun süredir sürüyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), tartışmaya son noktayı koydu. WHO, bu fenomene “oyun bozukluğu” adını verdi ve durumu ruhsal bir sağlık problemi olarak tanımlayarak bu bozukluğu Uluslararası Hastalık Sınıflandırması’na, kuruluşun resmi teşhis el kitabı olan ICD-11’e ekledi.

WHO, oyun bozukluğunu, insanların oyun davranışlarında kontrolünü kaybettikleri, diğer ilgi alanlarına ve etkinliklerine göre oyun oynamaya öncelik verdikleri ve oynadıkları oyunlarda olumsuz sonuçlara rağmen oyun oynamaya devam ettiği “kalıcı veya tekrarlayan oyun davranışı modeli” olarak tanımlıyor. Örgüt ayrıca, bir kişinin tipik olarak hastalığa yakalanması için bir yıl boyunca semptomlara sahip olması gerektiğini belirtiyor.

Uzmanlara göre bilgisayar oyunu oynamak başlı başına bir bozukluk değil. Ancak, bu oyunları oynamak, insanların günlük yaşamlarına (aile ilişkileri, sosyal yaşamlar, iş görevleri veya diğer alanlara) engel oluyorsa işte o zaman bir bozukluk söz konusu olduğu belirtiliyor.

Karşıt görüşler

Bilgisayar oyunu bağımlılığına yönelik tartışmalar devam ediyor. Amerikan Psikiyatri Birliği (APA), 2013 yılında yayımlanan Zihinsel Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabı’nın (DSM-5) son versiyonunda bilgisayar oyunu bağımlılığına yer vermiyordu. Zira APA, yeterli kanıt olmadığını söylüyor. Birliğe göre, oyun bozukluğunun benzersiz bir zihinsel sağlık durumu olup olmadığını belirlemek, ancak bu alanda daha fazla araştırma yapılmasıyla mümkün olacak.

Bilgisayar oyunu endüstrisi de bu sınıflandırmaya karşı çıkıyor. Eğlence Yazılımları Birliği (ESA) ve sektördeki diğer kuruluşlar 25 Mayıs’ta bir bildiri yayımlayarak WHO’yu kararını geri almaya çağırdılar. Gerekçeleri: “Oyun bozukluğu” kavramının yeterince sağlam kanıtlara dayanmadığı.
Ancak bazı ruh sağlığı uzmanları bu sınıflandırmayı destekliyor. Acil tıp doktoru olan John Jiao, teşhise “zaruri olarak ihtiyaç duyulduğunu” söylüyor. Jiao, «Aksi takdirde, bilgisayar oyunu bağımlılığı olan kişiler, özellikle başka bir tanıya uymazlarsa, tedavileri için sigorta ücretini ödemekte sıkıntı çekebilirler” diyor.

Bağımlılık beynin ödül merkeziyle bağlantılı

Yapılan araştırmalar ise bilgisayar oyunlarının diğer bağımlılık yaratıcı unsurlarla aynı prensiplere sahip olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, genç oyuncuların beyin işleyişini, diğer bağımlılarınkine benzetiyor. Bu bağımlılık, beyinde Ventral striatum adı verilen bir bölgenin etrafındaki ödül merkeziyle ilişkilendiriliyor. Yemek yeme ve çiftleşme gibi hayatta kalmamıza ve ürememize yardımcı olan bir şey yaptığımızda beynin bu bölgesi “iyi hissetme” kimyasallarını serbest bırakıyor. Bazen, bağımlılıkta olduğu gibi, bu beyin bölgeleri, kokain, alkol, aşırı seks veya aşırı kumar gibi faydalı olmayan uyaranlara cevap olarak aşırı aktif hale geliyor. Oyunda da benzer bir durum geçerli.

Araştırmacılar oyunun beynin değişmesine neden olup olmadığını veya aşırı etkili ödül merkezlerinin oyun bağımlılığına yol açıp açmadığını ise tam olarak söyleyemiyor. Ancak yapılan çalışmalarda bağımlılık ilişkisi olduğunu gösteriyor.

14 yaşındaki 154 katılımcı üzerinde çalışan araştırmacılar, ergen katılımcılara oyun oynama alışkanlıklarıyla ilgili bir anket hazırladılar ve beyin yapılarını analiz etmenin bir yolu olan fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemeye tabi tuttular. Genel olarak, gençler haftada ortalama 12 saat oynuyordu. Dokuz saatten daha az oynayan oyuncular “nadir oyuncular”, dokuz saatten daha fazla oynayanlar ise “sıkı oyuncular” olarak tanımlandı.

Nadir oyuncularla karşılaştırıldığında, sık oynayan oyuncular çok daha büyük Ventral striatuma sahipti. Yukarıda bahsettiğimiz üzere bu bölge, beyinde davranışın duygusal ve motivasyonel yönleriyle bağlantılı bir ödül merkezi. Bu alanla ilgili problemler ise şizofreni, bağımlılık ve obsesif-kompulsif davranışlar gibi bozukluklarla ilişkilendiriliyor.

Araştırmacılar beyin aktivitelerini tararken gençler de bir tür kumar oyunu oynadı. Sık oyun oynayanlar oyun sırasında karar vermede daha hızlı davrandılar ve beyinleri, kaybettiklerinde ödül devresinde daha fazla aktivite gösterdi. Kühn’e göre para kaybetmek, sıkı oyuncular için bir şekilde ödül sistemini devreye sokuyordu. “Bu, patolojik kumar bağımlılarından da bilinen ‹kayıp kovalama› denen bir olgunun sinirsel temeli olabilir. Patolojik kumarbazların çok para kaybettikleri zaman bile oynamaya devam ettikleri olgusunu tarif eder” diyor Kühn.

Araştırmacılara göre, bu beyin bölgesinin daha büyük olması, bir oyuncunun beyninin, oyun oynarken daha fazla dopamin (beynin ödülünü ve zevk merkezlerini kontrol etmesine yardımcı olan bir beyin kimyası) salması anlamına gelebiliyor.

Derleyen : Batuhan Sarıcan 
https://www.livescience.com/65580-video-game-addiction-mental-health-disorder.html
https://www.livescience.com/17033-gamer-brain-reward-system.html


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler