Virüs gerçek eğitim sanal

Üniversitelerde 100 binin üzerinde ders, on binlerce program var, sanal derslerin ortak programlardan ve kademeli olarak başlatılması düşünülüyor.

Virüs gerçek eğitim sanal
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.03.2020 - 06:00

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) koronavirüs nedeniyle üniversitelerde eğitime verilen üç haftalık arada ve gerekirse sonrasında üniversitelerde uzaktan eğitime geçileceğini duyurdu. Tüm üniversitelere gönderilen yazıyla altyapı bilgilerinin 18 Mart’a kadar bildirilmesi istendi. 

YÖK, iki yıl önce başlattığı ‘Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi’ kapsamında uzaktan ve açıköğretim imkânlarını devreye sokacak. Uzaktan Eğitim ve Uygulama Merkezi (UZEM) bulunan 120 üniversitenin derslerinin yüzde 30’a kadar olan kısmını uzaktan öğretim yöntemiyle verebilmelerine mevzuat açısından imkân sağlandığı bildirilen yazı şöyle: 

“Bu düzenlemelerin hayata geçirilmesi sonrasında bu üniversitelerimiz bu uygulamayla da dünyadaki gelişmelere paralel olarak önemli bir deneyim kazandı. Ayrıca Anadolu, Atatürk ve İstanbul üniversitelerinin açık ve uzaktan öğretim yapılan fakültelerinde an itibarıyla 2 milyonu aşkın öğrenci açık ve uzaktan eğitim yoluyla öğrenim görüyor. Yükseköğretim Kurulu’nca en hızlı şekilde değerlendirilmek üzere, küresel ölçekte yaşanan ve son günlerde pandemik ilan edilen yeni durum karşısında ve bu süreçle sınırlı olmak kaydıyla üniversitenizin bu süreçte hangi dersleri kendi imkânları ve hazırlığıyla uzaktan öğretim yöntemiyle yürütmeyi talep ettiği, Anadolu, Atatürk ve İstanbul üniversitelerinin açık ve uzaktan öğretim yapılan fakültelerinin ders havuzundan ders talep edip etmeyeceği, bunlara ilaveten, daha fazla öğretim üyesinin bu sürece katkı vermesini sağlamak için üniversitenizin ilgili birimleri (UZEM gibi) tarafından yapılacak girişimlerin neler olabileceği hususlarında görüşlerinizi, acil olarak 18 Mart’a kadar Başkanlığımıza bildirmenizi önemle rica ederim.”

SINIF 50 KİŞİ OLMALI 

YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan,  uzaktan eğitimi tek başına örgün eğitime alternatif olarak görmediklerini, tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanıldığını, kriz nedeniyle düşünüldüğünü belirterek üniversitelerdeki uzaktan eğitimin ilk ve orta dereceli okullardan farklı olduğunu söyledi.

Prof. Gündoğan, “Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda tek müfredat var. Üniversitelerde ise aynı dersi bile hocalar farklı anlatabilir ki doğrusu budur” dedi. Üniversitelerde 100 binin üzerinde ders, on binlerce program olduğuna dikkat çeken Prof. Gündoğan şunları söyledi: 

“Eğitime verilen aranın ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Yüksek-öğretim kurumlarında uzaktan öğretime ilişkin usul ve esasların belirlendiği bir mevzuat zaten var ama eğitimin içeriğinin tespit edilmesi lazım. Uzaktan eğitim içeriğini üretmek kolay değil. Eğitimin kalitesini düşünmemiz lazım. Önümüzdeki çarşamba gününe kadar üniversitelerden altyapı bilgileri istedik. Teknoloji önemli.  Bu bilgilere göre uygulamanın nasıl olacağı belirlenecek. Video çekimleri olabilir, dersler yüklenir. Kademeli olarak yapılır, ortak derslerden başlanabilir. Kitlesel olarak en çok alınan dersler için yeni programlar hazırlanabilir.Asıl olan senkronize sanal sınıftır. Örneğin, ‘Pazartesi günü 14.00-16.00 saatleri arasında ders olacaktır’ duyurusu yapılır, öğrenciler ve öğretmen sanal ortamda bir araya gelir. Öğrenciler derse katılır, soru sorabilir. Özü budur, diğerleri yardımcı materyaller ama milyonlarca öğrenciye on binlerce sanal sınıf açılması kolay değil. Dersin verimli olabilmesi için sanal sınıflar 50’şer kişi olabilir. ”

BİLGİ SAKLAMAYIN OYUNLA ANLATIN

Koronavirüs salgını kaygı düzeyimizi çok artırdı. Hatta son gelişmelerle çoğumuz için kaygı yerini paniğe bırakmış durumda. Bu ortamdan çocukların en az etkilenmesini sağlamak büyük ölçüde anne-babaların elinde.

Özel Bahçeşehir Neslin Değişen Sesi Okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü uzmanları, kaygının, tıpkı sevinç, korku, endişe gibi doğal ve hayatı devam ettirebilmeyi sağlayan bir duygu olduğunu hatırlatarak “Normal düzeyde bir kaygı, günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, tehlikeli durumlarda hızlı karar verip bu durumdan kurtulmamızı sağlar. Yetişmesi gereken bir iş, girilecek bir sınav, sağlık sorunları, maddi sıkıntılar, aileyle ilgili sorunlar günlük hayatımızda hepimizi kaygılandıran durumlardır. Yaşamın normal bir parçası olan bu duygu belli bir sınırı aştığı zaman artık kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemeye ve normal yaşam etkinliklerini sürdürmesini engellemeye başlar. Bu durumda artık kaygının yerini paniğe bıraktığını söylemek daha doğru olur” uyarısında bulunuyor.

Uzmanlar, koronavirüs salgınının yarattığı panik ortamından, çocukları korumak ve bu kaygının paniğe dönüşmesini önlemek için alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor: 

- “Paniklemeyin” demenin daha çok paniğe neden olduğunu unutmayın. Çocuklar, sizin sözlerinizi değil davranışlarınızı örnek alır. Onun yerine sakin kalarak çocuğunuza davranışlarınızla örnek olun.

- Sosyal medyadaki haberleri filtreden geçirin ve okuduğumuz haberlerin doğruluğunu teyit etmeden inanmayın.

- Böyle olağanüstü durumlar yaşanırken bazı kişilerin felaket senaryoları kurabileceğini unutmayın ve bu gibi abartılı paylaşımlara karşı temkinli yaklaşın. Bu tür konuşmalar içerisinde olan kişilerden mümkün olduğunca kendinizi ve çocuklarınızı uzak tutun.

- Doğru haber kaynaklarını seçin ve paniğe neden olabilecek görsellerden çocuklarınızı uzak tutun.

- Uzmanların önerileri doğrultusunda doğru tedbirleri alın ve çocuğunuza alınan bu önemleri açıklayın.

- Çocuklardan bilgi saklamak onların paniklemesine neden olur. Onun yerine onun yaşına uygun açıklamalar yaparak kendini güvende hissetmelerini sağlayın.

- Küçük yaştaki çocuklara bu durumu sözlü olarak değil, oyunlarla sembolik olarak açıklayın.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler