Uygarlık tarihinde renklerin yeri… Bildiğiniz gibi değil!

Pelin Gülşen, "Renkler: Tarih - Kültür - Sanat - Psikoloji" isimli kitabında, renkleri her yönüyle inceledi. Gülşen, 2021’in renklerinin sarı ve gri olduğunu söylüyor.

Uygarlık tarihinde renklerin yeri… Bildiğiniz gibi değil!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.05.2021 - 14:20

"En berrak, en özenli ve dikkatli zihinler renkleri en çok sevenlerdir"

John Ruskin

Avrupalı casuslar neden Türk kırmızısının peşine düştü?, Naziler ölüme gönderdikleri Yahudileri neden sarı armalarla işaretlediler?, Romantik Dönem’ in platonik âşıkları intihar ederken ne renk giyerdi?, Geyşalar yüzünü neden beyaza boyar?, Henry Ford neden yalnızca siyah arabalar üretti?, Kırmızı neden cinsellik ve şehvet ile ilişkilendirilir?, Edebiyatın ahlaksız rengi nedir?, 1. Dünya Savaşı’nda 27.000 askerin bir günde ölmesine sebep olan renk hangisidir?, Paranın rengi neden yeşildir?, Picasso’ nun Mavi Dönem resimleri neyi yansıtır?, İhanetin rengi nedir?, Maskulen erkekler pembe giyer mi?, Morun içine doğmak ne demektir?, Budist rahipler neden turuncu giyer?, Mavi Çoraplı Kadınlar kimdir?, İştah kapatan renkler hangileridir?, Uçakların kara kutusu gerçekten kara mıdır?, Cadı imgesi neden kızıl saçlıdır, Sarışınlara neden aptal damgası vurulmuştur?, Osmanlı’ da beyaz gelinlik giyen ilk sultan kimdir?, Kadın hareketlerinin rengi neden mordur?, Sosyal medyada hangi renkler dikkat çekmenizi sağlar?, Pazarlama dünyasında etkili renkler hangileridir?

Budist rahip

Pelin Gülşen’in Destek Yayınları’nca yayımlanan ‘Renkler: Tarih - Kültür - Sanat - Psikoloji’ isimli incelemesinde, referans değeri taşıyan bilgiler ışığında, renklerin bilinmeyen, güçlü ve tesirli anlamları üzerine merak ettiğiniz daha yüzlerce sorunun yanıtını bulacaksınız.

Renk uzmanı, yazar Pelin Gülşen ile ‘ Renkler: Tarih - Kültür - Sanat - Psikoloji’ isimli incelemesini konuştuk.

Renkler üzerine araştırmaya nasıl başladınız?

Renklere oldum olası ilgim vardı. Her ne kadar kariyerime teknoloji dünyasında başlamış olsam da ilerleyen zamanlarda içinde bulunduğum çalışma ortamları hep bir yerinden beni tasarım ve sanat dünyasında, dolayısı ile renklerle iç içe tuttu. Kişisel beğeni ve merak olarak hayatımda yer alan renkler bir girişimci olarak tekstil sektöründe faaliyet göstermem ile birlikte kişisel olmaktan çıkıp tüketici nezdinde ve satış bağlamında önem kazanmaya başladı. Marka logosunun renklerinden başlayıp tasarlanan kıyafetlerin hatta onların sergileniş alanlarının renklerine kadar pek çok şeyin renklerle ilişkili olduğunu ticari bir gözle yeniden değerlendirmeye karar verdim. Renklerin insanlar üzerinde uyandırdığı etkileri öğrenmeye ve her şeyden önce çocukluğumuzdan beri hayatımızda olan renklerin ne zaman ve nasıl hayatımıza girdiğini araştırmaya başladım.

KAPSAMLI YAYINLAR YURTDIŞI KAYNAKLI

İncelemenizin geniş bir kaynakçası var ve kitaptaki akışın çoğunlukla Avrupa tarihi üzerinden verildiğini vurguluyorsunuz. Başlıca hangi kaynaklardan faydalandınız?

Bu kitabın ortaya çıkışı yaklaşık 3 yılı buldu. Bunun en önemli sebeplerinden biri ulaşılan tüm kaynakçaların detaylı incelemesinin yapılması, hatta zaman zaman farklı kaynakçaların karşılaştırılarak en doğru bilginin Renkler kitabında yer alması konusunda titiz çalışılmasıdır. Ayrıca herhangi bir yayını olmayan ama konusunda uzman dünya çapında isimlerle de zaman zaman temasa geçerek araştırmalarımız için bilgi alışverişinde bulunuldu. Renkler konusu Türkiye’de maalesef tarih kitaplarında ya da sanat tarihi kitaplarında çok ön planda incelenmemiş. Bu konuda en kapsamlı yayınlar yurtdışı kaynaklı. Ama onlar da farklı akışlar içinde anlatım sağladıkları için bilgileri gruplandırarak Renkler kitabında yer aldığı şekliyle tarih kültür sanat ve psikoloji bağlamında vermek uzun bir süreç oldu. Bu kitabı yazarken sanırım en hassas konulardan biri paylaşılan tüm bilgilerin kaynaklarının okuyucu ile paylaşılması konusu idi. Bu sebeple 464 sayfalık kitabın 54 sayfası kaynakça bölümüne ait. Ancak bu belirtilen kaynaklardan çok daha fazlasını okuyup inceleyip kitaba yansıttığımı söyleyebilirim.

RENKLER VE TOPLUMSAL TARİH!

İncelemenizde bu sosyokültürel ve tarihi kodlanışlar elbette yakın ve uzak pek çok döneme disiplinler arası bir alanda tarihleniyor. Renklerin toplumsal tarih içindeki yeri, yolculuğu ve yoldaşlığını başlıca hangi kavram ve olgular çevresinde ortaya koyuyorsunuz?

Öncelikle tüm bu yolculuğun ve kodların toplumların içinde bulunduğu coğrafi konumlarından, ekonomik ve politik durumlarından, bilimle ve sanatla olan ilişkilerinden ve inanç pratiklerinden etkilendiğini söyleyebilirim. Tek başına bir rengi anlatmak çok anlamlı olmayacaktır. Sonuçta hepimiz birbirimize renkleri sayabiliriz. Ama bu renklerin tarihi yolculukta en anlama geldiğini anlatabilmek için renkleri tüm açılardan ele alarak incelemek gerekir.

Bugün çok önemli sanat eserlerine baktığımızda hepimiz kendi sanat anlayışımız ve birikimimiz doğrultusunda bir şeyler görürüz ve hissederiz. Eğer bunu renk özeline indirgeyecek olursak; örneğin ressamın zengin bir tüccarı resmettiği bir eserde benim aklımdan geçenler resmedilen kişinin üzerinde olan kıyafetin gerçekten o renkte mi olduğudur ya da ressamın objeleri neden belirli renkleri kullanarak resmetmeyi tercih ettiğidir. Ya da o dönemin pahalı ve ucuz pigmentlerini, simyasını, ressamın bulunduğu coğrafya da renklere erişimini ve dönemin renklerini ve sembolik anlamlarını da düşünürüm.

Renklerin sembolik anlamlarının gündelik hayata yansıması bir yandan renklerin pigment halinden çıkıp boya halinde kullanılmasının da etkisindendir. Burada tarihsel giyim kodlarını ve modayı o dönemde elde edilen kumaşları da düşünmemiz gerekir. Kısacası renkleri anlatmak için içinde bulunulan dönemin giyim kodlarından bilim dünyasındaki gelişmelere kadar her yönden kapsamlı olarak bakmak ve analiz etmek gerekir. Ancak bu şekilde renklerin toplumların hayatına neden ve nasıl girip çıktığını ve farklı toplumları nasıl etkilediğini anlayabiliriz. Aynı zamanda renklerin farklı dönemlerde farklı kültürlerde sahip olduğu sembolik anlamları da bu bilgiler ışığında daha net anlamlandırabiliriz.

HANEDANLARIN RENGİ; MOR!

Bizans İmparatoriçesi Theodora

Renkler siyasi ve sosyal yaşamda simgeleşirken süreç içinde hangi olgu ve kavramlarla özdeşleşmiş? Başlıca örnekler ve anekdotlar eşliğinde burada da dile getirir misiniz?

Renklerin simgeleşmesi elbette tarihsel akışta farklı renklerin dönem dönem ön plana çıkmasına neden olmuştur. Toplumların renklere atfettiği değerler renklerin kültürler arası etkileşimini doğurmuştur. Bu yaklaşıma örneklendirmeler yapacak olursak, günümüzde çoğumuzun hayranlık duyduğu mor renk, kralların ve imparatorların da hayran olduğu ve gücü, zenginliği, ihtişamı ve kraliyeti temsilen kullandıkları renk olmuştur.

Bizans İmparatoru I. Justinianus

Morun zenginliği temsil etmesi aslında bu renge ulaşmanın zorluğundan kaynaklanmaktadır. Haliyle nadir bulunan bir renk olması mor rengi en pahalı renk haline getirmiştir. Bu durumda tarihte mor renk altından daha değerli olmuş hatta Pers Kralı Büyük İskender dahil birçok kral halktan kişilerin bu renk ile kıyafet giyilmesini yasaklayarak sadece kraliyet ailesinin ve kendi seçtikleri kişilerin bu rengi giyeceğini belirtmiştir.

KATOLİKLERİN SCARLET KIRMIZISI!

Portrait of Agostino Pallavicini (Anthony van Dyck, 1621)

Bunun yanı sıra Hristiyanlık dini pratikleri sebebi ile Katolik kilisesinin gözde rengi olan dönemin en pahalı renklerinden biri olan Scarlet Kırmızısı, kiliselerin lükse olan düşkünlüğünü öne çıkarmış ve bu kontrolsüz lükse karşı isyanın simgelerinden biri olmuştur. Protestanlığın ortaya çıkışı ile lüksü simgeleyen tüm şaşalı parlak renklere olan düşmanlığı tetikleyerek bu mezhep savaşının renklere sıçramasına sebep olmuştur. Protestanlar halk fakirken, din insanlarının bu kadar zengin olmasını eleştirerek siyah, gri ve kahverengi gibi ucuz ve sade renklerin kullanılmasının dini açıdan daha uygun olduğunu savunmuştur.

İHANETİN VE ÖLÜMÜN RENGİ; SARI!

The Kiss of Judas (Giotto, 1304-1306)

Renkler hem toplumların tarihini, kültürünü, sanatını ve psikolojisini etkilemiş hem de tüm gelişmelerden beslenmiştir. Bir başka ilginç örnek ise sanat tarihinden verilebilir. Sarı renk Avrupa’da uzun yıllar beğenilmeyen ve sevilmeyen renk olarak ihanetin rengi olarak kodlanmıştır. Özellikle İtalyan ressam Giotto’ nun, The Kiss of Judas adlı eserinde, Hz. İsa’ya ihanet eden Yahuda’ nın sarı bir kıyafetle resmedilmesi sonrasında Yahuda birçok sanat eserinde bu renk ile temsil edilince, sarı rengin ihanet ile olan ilişkisi perçinlenmiştir. Sarı rengin daha sonra ölümü çağrıştırması ise Nazilerin, Yahudilere kıyafetlerine sarı Davut yıldızı armalar dikmelerine dair karar yayınlamaları ile olur Bu sarı armalar onları ölüme götüren simge olmuştur.

ORTA ÇAĞ; RENKLERİN ÇAĞI!

Orta Çağ gibi renklerin damgasını en vurduğu diğer çağlar hangileridir?

Elbette Orta Çağ renklerin her yönüyle çok önemli olduğu bir dönem. Ancak renklerin pigment ve boya olarak toplumların kullanımı bundan çok daha eskiye dayanır. Antik Çağ farklı renklerin ortaya çıkışı ve kullanımı açısından çok değerli bir dönemdir. Burada özellikle Antik Mısır’ın kimyaya olan ilgisini göz önüne alırsak bu medeniyetin renklerle olan yoğun ilişkisini de tahmin etmek zor olmaz. Kendisinden sonra gelen medeniyetler de yine aynı şekilde renklerle iç içe yaşamıştır.

İNANÇ SİSTEMLERİNDEKİ YERİ

Renklerin inanç dünyasında konumlanışı nasıl yer alıyor kitabınızda?

Elimizde olan kaynaklar ışığında renklerin farklı inanç sistemlerinde nasıl konumlandığına kitabın çeşitli bölümlerinde yer verdik. Dinler, toplumların düşünce ve inanç yapısını önemli derecede etkileyen öğretilere sahip oldukları için renkler ve sembolik anlamlarında da belirleyici rolleri olmuştur. Ancak daha önce de belirttiğim üzere bu araştırma sırasında elde ettiğimiz kaynakların çoğunlukla Avrupa ve Amerika kökenli olması sebebi ile özellikle Hıristiyanlık dininde kullanımı hakkında daha detaylı bilgiler edinsek de ulaşabildiğimiz kısıtlı sayıda kaynaklara dayanarak İslam başta olmak üzere diğer inanç sistemlerinde de renklerin yer alış biçimlerine değindik.

MAVİYİ TÜM DİNLER SEVER!

Sultanahmet Camisi

Örneğin mavi renk genel olarak tüm dinlerde olumlu bağlamlarda kullanılmıştır. İslamiyet’te doğanın, suyun ve gökyüzünün ana renklerinden biri olarak görülen mavi, Kuran’ da da geçer. Bu yüzden birçok toplumda mavi camiler ön plana çıkmıştır.

Rest on the Flight into Egypt (David Gerard, 1510)

Mavi renk Hristiyanlık dünyasında da Meryem Ana’nın çarmıha gerilen İsa için tuttuğu yası, hüznünü ve çektiği acıyı temsil etmesi sebebi ile dini sembolize eden renklerden biri haline gelmiştir.

Çeşitli dinlerde farklı sembolik anlamlara sahip olan mavi renk, Yahudiler için de önemli bir renk olmuştur. Yahudilerin kutsal kitabı olan Tevrat’a göre, Sina Dağı’na çıkıp Yahudilere seslenen Hz. Musa’nın ayaklarının altında lapis lazuli taşından yapılmış bir basamak vardır. 10 kutsal emir ise gökleri ve Tanrı’nın tahtını simgeleyen camgöbeği mavisi ile tabletlere yazılmıştır.

İSLAMİYETİN KUTSAL RENGİ; YEŞİL!

Antik toplumlarda ve Orta Çağ Avrupası’nda büyük oranda olumsuz bağlamları ile ön plana çıkan yeşil renk ise İslamiyet’ te cennet, mutluluk, bolluk, bereket, zenginlik, su, gökyüzü, huzur ve umudu temsil ederek daima olumlu bağlamlarda kullanılmıştır. 7. yüzyılda Hz. Muhammed’in günlük hayatta özellikle yeşil türban bağlaması ve Kâbe’yi tavaf ederken yeşil bir elbise giymesi ile bu renk Müslümanlar arasında yaygınlaşmaya başlamıştır. Yeşili çok seven Hz. Muhammed, savaş zamanlarında cephede siyah veya yeşil elbiseler giymiştir. Bu yüzden Hz. Muhammed döneminden itibaren bu gelenek bozulmayarak, zamanla bütün Müslüman âlemini temsil eden ve birleştiren kutsal bir renk olarak benimsenmiştir.

Yeşil rengin günlük hayatta iyiden iyiye yaygınlaşması ile Haçlı Seferleri sırasında kolaylık sağlanması ve bütün Müslümanların cephede birbirini tanıyabilmesi amacıyla yeşil renk seçilmiştir. Hıristiyanlığın da etkisi ile, 12. yüzyıldan itibaren yeşil renk Müslüman rengi olarak kodlanmaya başlanmıştır.

Osmanlı’da da çeşitli sancaklar yeşil renk ile temsil edilmiş ve Müslümanları birleştiren bir renk kabul edilerek günümüze kadar bu anlamları ile benimsenmiştir. Bu yüzden günümüzde de başta Suudi Arabistan, İran ve Pakistan olmak üzere birçok İslam ülkesinin bayrağında yeşil renk bulunur. Tüm bu bilgiler dahilinde özetleyecek olursak Avrupa’dan Asya’ya her toplumda farklı inançların renklere bakış açısı bu inançları takip eden insanları ve toplumun geneli etkilemiştir.

DEVRİM VE FEMİNİZM VE KIRMIZI RUJ!

Devrim ve feminizm tarihindeki yerine ilişkin birkaç örnekle neler söylersiniz?

Renklerin devrimlerle ilişkisinden bahsetmek gerekirse örnek olarak Fransız İhtilali’nde kullanılan kırmızı bayrağın günümüzde “1 Mayıs İşçi Bayramı”nın simgesi haline gelmesinden söz edebiliriz. Fransız Devrimi’ nin süreçlerine eşlik eden kırmızı bayrak, adalet uğruna şehit olanların sembolüne dönüşür. Devrimin 100. yılında bir araya gelen birçok sosyalist partinin 1 Mayıs’ı Uluslararası İşçi Günü kabul etmesini takiben bu kez İşçi Bayramı kutlamalarının yapıldığı meydanların ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Feminizim anlamında ise özellikle kırmızı rujun Süfrajet hareketi ile kadın haklarını savunan gruplar tarafından devrimci bir nitelik taşıdığını görebiliriz. Hâkim erkek otorite, kadınların makyaj yapması konusunda dini ve ahlaki sebeplerle baskıcı tutumunu yüzyıllarca sürdürmüştür.

1. Dünya Savaşı’nda birçok erkeğin savaşa gitmesiyle birlikte kadınların toplum içindeki önemi anlaşılmış ve kadınlar daha önce benzeri görülmemiş bir özgürlüğe kavuşmuştur. Zamanla değişen sosyal ve siyasi şartlar sonucunda kırmızı ruj, kadınlara oy hakkı tanınması yanı sıra kadınların ekonomik, sosyal ve politik konumlarının gelişmesi için uğraşan kadın hakları savunucularının başkaldırısının sembolü haline gelmiştir.

RENGÂRENK EDEBİYAT!

Edebiyat dünyasında hangi renkler öne çıkmaktadır?

Renklerin edebi eserlerdeki ele alınışları da toplumlardaki anlayışını etkilemiştir. Özellikle Ortaçağm döneminde ve Romantik akımın ön plana çıktığı dönemde yazılan eserler dönemin ruhunu yansıtması açısından önemlidir.

Bu konuyu birkaç örnekle ele alabiliriz:

Yeşil rengin edebiyata yansımasında ve yeni anlamlar kazanmasında ünlü İngiliz şair Shakespeare (1564-1616) etkili olmuştur. Yeşil rengi eserlerinde özellikle düşmanlık ve kıskançlık ile ilişkilendirmiştir. Örneğin, Othello adlı eserdeki kötü karakter Iago, “yeşil gözlü canavar” olarak tanımlanırken, Anthony and Cleopatra adlı eserinde düşmanlık için “yeşil hastalık” yakıştırmasında bulunmuştur. Shakespeare, kıskançlığın insanın ruhunu daraltan ve insanı yiyip bitiren bir hastalık olduğunu düşündüğü için hastalık rengi olan solgun yeşili kıskançlık ve düşman anlamlarında kullanılmıştır.

Orta Çağ’da kazandığı farklı anlamlarla oldukça tartışmalı renklerden biri haline gelen kırmızının edebiyatta cinsellik ve şehvete dayandırılan ahlaksızlığı sembolize etmesi çok uzun bir geçmişe sahiptir ve Geoffrey Chaucer’in 1387 yılında yazdığı Canterbury Masalları adlı kitabına da yansımıştır. Kitapta kırmızı renk, ahlaksız olarak görülen bir kadın karakterin en sevdiği renktir. Shakespeare de bu rengi eserlerinde ikiyüzlülük, öfke ve günahkârlıkla ilişkilendirmiştir.

16. YÜZYILIN LANETLİSİ; KIRMIZI!

16. yüzyılda kırmızının elit kesim arasında popülaritesinin azalması bu rengin olumsuz anlamlarının çoğalmasına yol açmıştır. 19. yüzyılın ünlü Amerikalı yazarı Nathaniel Hawthorne’un 17. yüzyıl İngiltere’sini anlattığı The Scarlet Letter adlı eserden, kırmızı rengin cinsellik, şehvet ve ahlaksızlıkla olan bağının o devirde iyice keskinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Zina yaptığı için idamla cezalandırılan kadın karakter Hester Prynne’nin elbisesinin üzerine scarlet kırmızısından yapılmış ve suçunu işaret eden büyük bir “A” harfi dikilmiştir. A harfi İngilizce zina anlamına gelen “adultery” kelimesinin baş harfidir. Romanda nispeten abartılı bir şekilde yer alan bu sahne, 17. yüzyıl İngiltere’sindeki uygulamaya bire bir gönderme yapmaktadır.

‘SARI KİTAPLAR’A DİKKAT!

Sanatta olduğu kadar edebiyat dünyasında da karşımıza çıkan sarı renk ise, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren avangard Fransız romanları, macera hikâyeleri ve ucuz biyografilerin kapaklarında kullanılan ayırt edici bir işaret haline gelmiş ve bunlar “Sarı Kitaplar” olarak adlandırılmıştır.

Britanya’da sarı kapaklar ciddiye alınmayan ucuz karakterde kitapları işaret ederken; Fransa’ da avangard yazımın sanatsal değerini ve yenilikçi stilini vurgulamıştır.

Mavinin edebiyata yansıması ise modern çağın başlangıcında ortaya çıkan Romantizm Akımı ile olmuştur. Bu dönemin elit kesiminin hayatından izler sunan, bu akımın temsilcilerinden Alman yazar Goethe, 1774 yılında yayımlanan “Genç Werther’in Acıları” adlı dünya çapında ünlenen eserinde baş kahraman olan Werther’i mavi ceket ve sarı pantolonuyla tasvir etmiştir.

İNTİHAR ETTİREN MAVİ!

Romanda hukuk stajyeri olan genç Werther, büyükşehrin stres ve bunalımından kaçmak için kırsalda bir hukuk bürosunda çalışmaya başlar. Burada soylu bir ailenin kızı olan Lotte’ ye âşık olur, ancak Lotte nişanlıdır ve kısa bir süre sonra evlenir. Bu acıya dayanamayan Werther intihar eder. Karşılıksız aşk acısı eserde çok yoğun bir biçimde işlenir ve roman Almanya’ daki intihar vakalarında patlamaya sebep olur. Bu acıyı yaşayan birçok Alman genci, mavi ceket ve sarı pantolon giyerek intihar eder.

Bu eser, Romantizm Akımı’nda ve günlük hayatta mavinin melankoli ile özdeşleşmesinin en önemli etkenlerinden birisi olmuştur.

KIRMIZININ GÜCÜ!

Sizi tarihsel serüveni içinde en etkileyen renkler hangileri oldu? Çağımızı ve bugünleri sizce en iyi hangi renk temsil ediyor olsa gerek?

Tarihsel serüven içerisinde tüm renkler farklı dönemlerde öne çıkmış olsa da kırmızı renk için başrol oyuncusu diyebiliriz. İnsanlık tarihi kadar eski olan kırmızı, dillerin birçoğunda siyah ve beyazdan sonra isimlendirilen ilk renk olmuş ve dildeki “renksiz” döneme bir son getirmiştir. Elbette günümüzde renklerin sembolik anlamları hâlâ etkin olsa da renk çeşitliliği sayesinde renklerle kurduğumuz ilişkiler de farklılaşıyor. Çağımız yeni gezenler keşfetmenin ve buralarda yaşamanın planlarını yaparken hayatımızı saran renkler de değişiyor.

2021’ İN RENKLERİ, SARI VE GRİ!

Yaşadığımız pandemi sürecinde içine düştüğümüz karamsar ve güvensizlik karşımıza Pantone Renk Enstitüsü’nün her yıl belirlediği 2021 yılının renklerinin neşe saçan pozitif sarı, dayanıklılığı ve var olmayı simgeleyen gri ile çıkmasına sebep oluyor. Ancak elbette renkler aynı zamanda jenerasyonlar arasında farklılık gösteriyor. Örneğin Z jenerasyonunun rengi olarak da tanımladığımız sarı renkle beraber yine bu jenerasyonun tercihi olan başka renkler de öne çıkmakta.

‘PEMBE, MAVİ, SARI, TURUNCU VE YEŞİL’E İHTİYACIMIZ VAR’

Bir renk uzmanı dünya renk trendlerini bir kenara koyarsak Türkiye için bolca açık pembe, gök mavisi, sarı, turuncu ve yeşil önerebilirim Sanırım hepsine bu dönemde oldukça ihtiyacımız var.

Renklerin özellikle sosyokültürel ve tarihi kodlanışlar bağlamında günlük yaşamdaki etkilerini nasıl yorumluyorsunuz?

Renk kodlarının günümüzde yeterli derece kullanıldığı düşünmüyorum hatta maalesef çoğu renk de yanlış şekilde kullanılmakta. Aslında reklam ve pazarlama dünyası için kelimelerden daha etkili gücü olduğunu söyleyebilirim.

Yabancı markalar bu simgesel gücü çok daha bilinçli kullanarak tüketici üzerinde etkili yönlendirmeler yapabiliyor ancak renk konusunun bu alanlarda kullanımı ülkemizde çok yeni olduğu için bu konuda renklerin tarihsel ve kültürel kodlamalarının günümüze olan etkilerinin renk bazında kullanılmasından daha çok görsel uyum önceliği dikkate alınıyor.

Sanırım zamanla renklerin farklı alanlarda etkin kullanımı da yaygınlaşacaktır. Bu sayede markalar hedef kitlelerini daha çok etkileyebilir ve markaların başarısı doğru renk kullanımı ile artabilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler