Usulsüz Buğday ‘Sarraf’ı

Dubai’nin buğdayının İran’a ticaretini de yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan tutuklanan Rıza Sarraf’ın yaptığı ortaya çıktı.

Usulsüz Buğday ‘Sarraf’ı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.01.2014 - 11:22

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan Rıza Sarraf (Reza Zarrab) altın ticaretinin yanı sıra İran’a Dubai’den usulsüz buğday ticareti yaptığı da ortaya çıktı. Soruşturma tutanaklarına göre Halk Bankası yöneticileri ile bu ticareti konuşan Sarraf’a Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan “Dubai menşeli buğday mı olur?” uyarısında bulundu. “Step by step öğreniyoruz” diyen Sarraf buğdayda altın işindeki kadar tecrübeli olmadığını da söyledi.

Soruşturma dosyasındaki belgelere göre Sarraf, Süleyman Aslan, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla ve Abdullah Happani arasındaki buğday görüşmeleri dikkat çekiyor. Bu belgelere göre Sarraf, Aslan’ın uyarıları doğrultusunda iş arkadaşı Happani’yi yönlendirirken, mantığa aykırı usulsüzlükler konusunda dikkatli davranmasını istiyor.  Sarraf’ın ifadesine göre Aslan, kendisini uyarırken, “Elemanların yanında b...nu çıkarmayın. Dubai menşeili buğday olmaz” diyor. Atilla da Sarraf ile bir görüşmesinde bankaya beyan edilecek menşe şahadetnamesinde buğday ürünlerinin menşeinin Dubai olarak beyan edildiğini ifade ediyor. Atilla, “Ancak, buğdayın menşeinin Dubai olması mümkün değil. Fransızmış herhalde onlar” diye espri yapması dikkat çekiyor.

Sarraf bankaya aynı evrakları vereceklerini; ancak ürünün tümünün buğday diye yazılıp yazılmadığını soruyor. İlk iki ürünün şeker, sonrakilerin buğday diye yazıldığını anlatan Happani, soya, mısır gibi ürünlerin de yazıldığını belirtiyor. 

5 BİN TONLUK GEMİLER OLMAZ


Pahalı seçilen ürünlerin birkaç kaleme bölünmesini de isteyen Sarraf, banka yönetimi ile yaptığı bu görüşmelerde transit ticarette kullanılan konşimentolarda 140-150 bin ton ağırlığındaki malzemenin 5 bin ton taşıma kapasitesi olan gemilerle taşınması konusuna dikkat çekiyor. Dubai’den buğday ithalatı yapılmasının, Dubai’deki iklim ve toprak şartları nedeniyle mümkün olmadığını ifade eden tarım uzmanları şunları söyledi: “Dubai’de tarımsal üretim yok denecek kadar az. İhtiyaçlarını başka ülkelerden karşılıyorlar. Son dönemlerde diğer ülkelerden tarımsal toprak satın alma yoluna gittiler. Güney Afrika ve bazı Avrupa ülkelerinden tarım arazisi alığ ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar. Buğday ihtiyaçlarını ise Kanada, ABD ve Rusya gibi ülkelerden karşılıyorlar.”

Banka yöneticileri aralarında yaptıkları görüşmelerde, Sarraf’ın “küçük şeylerle götürüyoruz” dediği için kendisine bir şey demediklerini anlatarak, ancak 150 bin ton için aynı şeyi düşünmediklerini ifade ediyor. 150 bin tonluk ürünün de 5 bin tonluk gemilerle taşınamayacağını, konuşan banka yöneticileri, Sarraf’a bu uyarıyı yaptıklarında,  “Öyle yapıyoruz” yanıtı alınca şaşırdıklarını ve “Nasıl yani” diye sorduklarını söylediler. Banka yöneticileri bunun ancak 30-40 gemi ile taşınabileceğini ve o zaman da belgelere 30-40 gemi adının yazılması gerektiğine işaret ettiler. Sarraf’ın bu uyarılar üzerine hatayı anladığını da vurguladılar. 

Sarraf da banka yöneticileri ile yaptığı bu görüşmelerin ardından, Happani’yi yeniden uyararak orijin konusunda dikkatli davranmalarını, işlemi doğru yapmalarını tekrar söyledi.

Süleyman Aslan, sorunu nasıl çözdüklerini şöyle anlatıyor:  “Konuştuğumuz çerçevede arkadaşlarımı bir araya getirdim. Menşei şahadetnamesinde Dubai ibaresi yer alıyorsa, yanlış yazılmış diye arkadaşlar onu almayacak. Onu düzeltirsiniz. Dubai, deyince belge güvenilirliği soru işareti taşır. Belgede taşımanın küçük gemilerle olduğunu belirtiyorsunuz, o zaman da miktarlar uyuşmadı. O da eksikliklerden biri. Çünkü o miktarla gemilerin 30 defa 50 defa gidip gelmesi lazım. Yani o belgelerden çok vermeniz gerekiyor.”

Bu uyarılar üzerine Sarraf, gıda konusunda yeni olduklarını belirtti. Aslan’a, “Step by step (Adım adım) öğreniyoruz” diyerek kendilerine zaman verilmesini istedi. (Hürriyet)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon